Saliha Kuşcan
Burası insana hem Ege'yi hem Akdeniz'i aynı anda gösterir. İki denizin rüzgârları, havayı da toprağı da bereketlendirir. Datça'da otlar ve çiçekler insanın eczanesi olur. Tarihçi Strabon'un "Tanrı, insanın uzun ömürlü olmasını isterse onu Datça'ya bırakır" sözü boşuna değildir. Burada her patika olağanüstü bir koya, huzur dolu bir köye açılır. Datça'da kara da en az deniz kadar güzeldir, şifa doludur.
Datça yarımadasında dağlar, tepeler, kısacası her yer doğal şifa deposu çam ormanları ve yüzlerce yıllık zeytin ağaçları ile doludur. Ancak Datça'nın asıl simgesi bademdir. Neredeyse tüm ovalar badem bahçeleri ile kaplıdır. Şubat ayı geldiğinde Datça yarımadası yöre sakinlerinin deyişiyle gelinliğini giyer. Bölgede sayıları 400 bine yaklaşan ağaçlar ardı ardına çiçek açar. Doğa beyaz ve pembeye boyanır. Her yeri belli belirsiz naif badem çiçeği kokusu kaplar. Doğanın uyanışının habercisi bu koku ve görüntü insanı sarmalar, ruhunu dinlendirir.
Bademlerden badem seç
Badem, Datça için çok şey ifade eder. Yörenin insanı badem ile sofralarını şenlendirir. Aynı zamanda badem Datça'da nakit para gibidir. Datçalılar ihtiyacı olan kadarını ayırdıkları bademin fazlasını satar, geliriyle eksiklerini açıklarını kapatır. Yarımada'da yetişen çok fazla badem türü mevcut. En çok tutulan badem türü 'nurlu badem' diye tabir edilen türüdür. Nurlu badem Datça'ya özgü bir tür. Diğer cinslere göre iri ve daha yağlıdır. Mineral ve besin içeriği açısından çok zengin olan nurlu bademin kendine has bir lezzeti vardır. Ak badem ise aroması ile öne çıkar. Diğer badem türlerine göre kabuğu daha yumuşaktır ve Datça'da en çok üretilen badem cinsidir.
Hızırşah-Palamutbükü yolculuğu
Şubat ayı Datça için badem çiçeği zamanıdır. Şubatın ilk haftasından itibaren erkenci denilen badem ağaçlarının çiçeklenmesiyle tüm köyler, ovalar badem çiçekleriyle donanır. Yarımadada çığlık çığlığa gelen baharı duyasınız. Her yer adeta düş bahçesi gibi, gerçek olamayacak kadar masalsı bir görüntüye bürünür. Yılın bu şölene dönüşen zamanları her yıl düzenlenen Badem Çiçeği Festivali ile kutlanıyor ama ne yazık ki tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgını nedeniyle bu yıl festival gerçekleşmedi. Ancak bireysel önlemlerinizi alarak Datça badem bahçelerinde bu şöleni yaşayabilirsiniz. Yarımadanın batısına doğru yol aldığınızda Hızırşah köyünden başlayan badem bahçeleri Mesudiye ve Palamutbükü'ne ulaştığınızda büyüleyici bir hal alır. Bahçeler badem ağaçlarının yanı sıra papatyalar, gelincikler ve rengarenk anemonlarla süslüdür. Bahçelerden esintilerle gelen badem çiçeklerinin hafif kokusu, çiçeklere konan arıların vızıltıları doğanın büyüsünü çok güçlü hissetmenizi sağlar.
Kış güneşinde sakin koylar
Bahçelerde dolaşırken arazi sahipleriyle bol bol sohbet edip badem hakkında bilgi sahibi alabilir hatta ilk çağla hasadının heyecanına ortak olabilirsiniz. Mesudiye, Datça'nın en güzel köylerinden biri. Datça'dan sonra 18 kilometrelik muhteşem çam ağaçlarıyla kaplı bol kıvrımlı yol sizi Mesudiye'ye götürür. Mesudiye'ye vardığınızda denizin lacivert rengi gözbebeklerinizi boyar. Hemen aşağıda Hayıtbükü boylu boyunca uzanır. Bu köyün girişi bizi en doğal ihtişamıyla karşılar. Yaz aylarında her yeri saran yasemin ve hanımeli kokuları baharda yerini yaban nergisleri, portakal çiçeklerine bırakmış. Mesudiye'den sonra gelen birbirine yakın Sındı, Yaka, Cumalı, Yazı köyleri bulunur. Yörede bu bölge 'Betçe' diye adlandırılır. Köyler bakımlı temiz evleri, bol çiçekli bahçeleri, sakin günlük hayatlarıyla çok huzur verici. Tabii bu sakinlik turizm sezonunun açılmasıyla sona eriyor. Köylerin sokaklarında dolaşırken köy fırınında pişen karanfilli Datça ekmeğinin kokusu burnunuza muhakkak gelecektir. Bu kokuyu alır almaz takip edin ve fırından yeni çıkmış sıcak ekmekten mutlaka tadın.
Pek keşfedilmemiş yürüyüş yolları
Datça yarımadasının en ucunda Tekir Burnu'nda yer alan Knidos antik kentine de badem çiçekleriyle kaplı vadiler, turkuaz rengi denizin eşlik ettiği etkileyici manzaralar ve bol virajlı bir yolla varılıyor. Bu yol boyu sizi kucaklayan bu harika manzara dar kıvrımlı yolun zorluğunu unutturuyor. Özellikle antik kentte çok etkileyici gün batımları yaşamak mümkün. Bu mevsimde Datça köyleri doğa tutkunları için çok cazip, henüz popüler olmamış bakir yürüyüş rotaları sunuyor. Yerel rehberler eşliğinde çıkacağınız bu yürüyüşlerde gözalıcı uçsuz bucaksız denize paralel koylarda çiçek kokuları eşliğinde yol alabilirsiniz. Bu yürüyüşler sırasında eşsiz zenginlikteki bio çeşitliliğe şahit olup doğanın tadını çıkartabilirsiniz.
Kısıtlı zamanız varsa Mersincik Koyu'ndan başlayan ve Merdivenli Koy'u da kapsayan 4 saatlik bir rota yapabilirsiniz. Bu rota lezzetli orman meyveleri ile dolu ağaçlar, olağanüstü bitki örtüsü ve göz kamaştırıcı deniz eşliğinde tamamlanıyor. Üstelik yolun sonunda nergislerle kaplı koca bir koyda doğayla başbaşa geçirilecek harika bir mola var. Datça yarımadasında yılın her ayı konaklama alternatifleri mevcut. Gerek merkezde, gerek köylerde bu mevsimde konaklama sıkıntısı yaşanmıyor. Datça merkezde kalmak isteyenler için Datça Beyaz Ev, yarımadanın en güzel koylarından biri olan Ovabükü'nde kalmak isteyenler için ise Ortam Butik Apart en uygun alternatifler.
Yemek isimlerini aklınızda tutun!
Datça yarımadasındaki köyler yerel mutfağın tadına bakmak için çok uygun. Özellikle bahar aylarında doğanın tüm cömertliği sofralara yansıyor. Yemek isimleri bile tek başına o yemeği deneyimlemek için yeterli olabilir. Papatya saplarından yapılan 'dalleme ceplemesi' nohutla pişirilen 'kenger' yabani bezelyeden yapılan 'mördümük çorbası' ve düğünlerin vazgeçilmezi lokum pilavı bu yemeklerden bazıları. Pelize, damat tatlısı, oklavadan çekme içine bol badem koyarak yapılan tatlılar. Bunuların yanında ne içilir diye soranlara en iyi alternatif sahlebe benzer tadıyla badem kahvesini önerebiliriz. Badem çiçekleri çağla haline geldiğinde sofralara farklı lezzetler de geliyor. Çağla ve taze baklayla hazırlanan zeytinyağlı bakla yemeği, çağla salatası, çağlalı cacık bu lezzetlerden bazıları. Yine baklayla hazırlanan lorlu sıcak meze de farklı bir lezzet. Bölgeye ait yöresel özel tatları Datça merkezde bulunan Uysal Cafe'de tadabilirsiniz. Datça deniz ürünlerinde de lezzetli, sade mutfağa sahip. Özellikle yerel işletmeler menülerinde bölgenin ürünlerine mevsimsellik gözeterek yer veriyor. Ovabükü'ndeki yerel işletme Poyraz Restaurant da böyle bir mekan. Yaz kış hizmet veren Poyraz Restaurant her daim taze balık ve yerel lezzetli mezeler bulmak mümkün.
Bahara beş kala bir bayram coşkusu yaşatan Datça pazarı da mutlaka deneyimlenmeli. Pazarda bal, badem, zeytinyağı sabunu, altın çilek, deniz kerevizi, acur, pomelo, gibi ürünleri bulmak mümkün. Hepsi taze, hepsi rengârenk. Datça'da hayatınızda duymadığınız şifa yüklü çaylar içebilirsiniz. Narpız, kekik, adaçayı, karabaş, garağan, sepsuyu, elmascık, karpuz… 70 kilometre uzunluğundaki Datça Yarımadası'nın her köyü her mevsim bir başka güzel. Ancak tavsiyem buraları bir kez de baharda görmeniz. Çünkü bahar ayları, Datça yarımadasının gerçek sakinleriyle baş başa kalacağınız onların gündelik hayatına eşlik edebileceğiniz, bölgenin mevsimsel zenginlerinin tadına varacağınız en güzel zamanlar.