Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin verdiği karar TBMM Genel Kurulu'nda okundu. Bu şekilde Atalay'ın milletvekilliği düşürülmüş oldu.
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın kararı okuduğu sıralarda, kararın okunmasını istemeyen milletvekilleri masalara vurdu ve Can Atalay'a özgürlük yazan dövizler kaldırdılar.
Genel Kurul'da neler oldu?
Bugün Atalay'a dair Yargıtay kararının okunması AK Parti grubu tarafından TBMM Genel Kurulu’nda gündeme alındı.
Genel Kurulda CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Can Atalay ile ilgili kararın okunmasından önce usul tartışması açılmasını istedi. Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, lehte ve aleyhte olmak üzere 4 milletvekiline söz verdi.
AK Parti'li Güler: Biz bir davanın tarafı değiliz
Lehte söz alan AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, muhalefet partilerinin, Can Atalay hakkındaki kararın okutulmasına yönelik eleştirilerine işaret ederek "'Anayasa Mahkemesi Türkiye'de süper temyiz mahkemesidir' deyin. Lafı gevelemeyin" ifadelerini kullandı.
Güler, "Anayasamızın 11. maddesi ve 84. maddesinin ikinci fıkrasınca, Yargıtay tarafından kesinleştirilmiş bir kesin hükmün yasama organı tarafından okunması suretiyle bir işlem tesis ediyoruz. Başka herhangi bir işlem yapmıyoruz. Biz bir davanın tarafı değiliz, herhangi bir yargılamada bulunmuyoruz. Lütfen bu hususlarda herkesi hukuk içinde kalmaya davet ediyorum" değerlendirmelerinde bulundu.
CHP'li Günaydın: Kurtulmuş bugüne kadar neden okutmadı?
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise bugün sadece milletvekilliğinin düşürülmesinin değil, yüksek yargı organları arasında ortaya çıkan bir devlet krizinin konuşulduğunu söyledi. Günaydın, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi, sizin de görev yaptığınız bu Meclisin Başkanı'na ayar verdi, 'Ben bu kararı verdim, sen neden okutmadın?' dedi. Sizin argümanınız doğruysa şu anda Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunan Sayın Numan Kurtulmuş bu kararı bugüne kadar neden okutmadı? Çünkü biliyor ki TBMM'nin onurunu korumak lazım" diye konuştu. Daha önce iki ayrı milletvekili hakkında Anayasa Mahkemesinin karar aldığını ve sonrasında yargılamanın durdurulması kararlarının okutulduğunu hatırlatan Günaydın, "Ortaya çıkan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yönetilememe meselesidir. İki yargı kurumu arasındaki dava olmaktan çıkmış, Meclise ayar vermeye çalışan bir Yargıtay 3. Ceza Dairesi var" ifadelerini kullandı. CHP'li Günaydın, Anayasa Mahkemesi üyelerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atandığını söyleyerek "Siz burada yalnızca Can Atalay'ın vekilliğini değil, Türkiye'nin demokrasisini düşürüyorsunuz. Türkiye'nin demokrasisini ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz. Çoğunluğunuz, bu kararın okutulmasına ve sevgili Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine yetebilir. Ancak çoğunluk, haklı olmak anlamına gelmez. Tarih önünde büyük bir mahkumiyeti, onlarla beraber siz de maalesef kabul ediyorsunuz." dedi.
AK Parti'li Arslan: Yüksek mahkemeler arasında ast üst ilişkisi yok
Lehte söz alan AK Parti Tokat Milletvekili Mustafa Arslan, Can Atalay hakkındaki yargı sürecini anlatarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir hukuk devleti olduğunu söyledi. Arslan, "Anayasa'da yüksek mahkemeler belirlenirken aralarında bir hiyerarşi öngörülmemiştir. Tamamı aynı başlık altında yüksek mahkeme olarak belirlenmiştir, yüksek mahkemeler arasında bir ast üst ilişkisi yoktur" diye konuştu.
TİP Genel Başkanı Baş: Vekilse niye hapiste, değilse neyi düşüreceğiz?
Aleyhte söz alan TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise Can Atalay hakkındaki yargı kararının okutulmasının sadece usulsüz değil kanunsuz bir işlem olduğunu, Anayasa'yı ayaklar altına alan bir darbe girişiminin tamamlanmasını izlediklerini savundu. "Bu karar Meclis tutanaklarına girdikten sonra sizin milletvekilliğiniz sorgulanır" ifadesini kullanan Baş, Atalay'ın hakkındaki kararın okunmasıyla milletvekilliğinin düşeceğini anımsattı. Baş, "Yani Can Atalay milletvekiliymiş değil mi? Milletvekili ise 9 aydır niye hapiste? Milletvekili değilse neyi düşüreceğiz? Akıl dışı, vicdan dışı, hukuk dışı bir girişim" değerlendirmesinde bulundu.
Genel Başkanımız Erkan Baş, Hatay Milletvekilimiz Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın okutulduğu TBMM oturumunda konuştu:
— Türkiye İşçi Partisi (@tipgenelmerkez) January 30, 2024
"Öldürseniz de, vekilliğimizi düşürseniz de size boyun eğmeyeceğiz!" pic.twitter.com/gDBFLroFxH
Can Atalay hakkındaki kararın, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ birleşimi yönetirken okutulacağına dikkati çeken Baş, "Numan Kurtulmuş okumuyor, okunduğu gün ülkede bulunmuyor. Celal Adan, Sırrı Süreyya Önder, Gülizar Hanım okumuyor, Bekir Bozdağ okuyor. Bu da tarihin bize bir ironisidir, o hak ediyor okumayı çünkü" ifadelerini kullandı.
Meclis Başkanvekili Bozdağ, konuşmaların ardından tutumunda bir değişiklik olmadığını belirtti. Genel Kurulda, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Can Atalay hakkındaki yazısı okundu. Bekir Bozdağ, "Anayasa'nın 76. maddesi kapsamında milletvekili seçilmeye engel bir husus teşkil eden ve Anayasa'nın 94. maddesinin 2'nci fıkrası gereğince bilgiye sunulan kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'ın milletvekilliği düşmüştür" dedi. Hükmün okuması sırasında CHP, DEM Parti, Saadet Partisi ve TİP'li bazı milletvekilleri, Meclis Başkanlık Divanının önüne gelerek kararın okunmasını protesto etti. Milletvekillerinin protestoları sürerken Bekir Bozdağ, birleşime ara verdi. Aranın ardından Bozdağ, Genel Kurulun kavga ve gürültü nedeniyle çalışmaya devam edemediği gerekçesiyle Hakimler ve Savcılar Kurulunda boş bulunan bir üyeliğe seçim yapılması için birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
Dava süreci
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına karar vermişti. 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde TİP'ten Hatay milletvekili seçilen Can Atalay'ın avukatları, müvekkillerinin milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi talebiyle Yargıtay'a başvurmuştu. Başvurunun ardından süreç devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay'a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.
Yargıtay'ın talebi reddetmesi üzerine Atalay, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu, mahkeme de seçilme ve siyasi faaliyette bulunma ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğine ve Atalay'ın yeniden yargılanarak tahliyesine karar verilmesine hükmetmişti. Anayasa Mahkemesince, Atalay'ın yeniden yargılanması ve tahliyesi istemiyle gönderilen dosya, yerel mahkemece karar verilmeden Yargıtay 3. Ceza Dairesine iletilmiş, söz konusu ceza dairesi ihlal kararına uymamıştı. Ayrıca AYM üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulunulmuştu.