TBMM Genel Kurulu'nda bugünkü oturumunda CHP grubu, '15 Temmuz sonrasında dağıtılan silahlar ile bu süreçten sonra ülkedeki mafya düzeninin tespiti' için verdiği araştırma önergesinin öne alınarak görüşülmesi için öneride bulundu. CHP grubu adına söz alan Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasının dünkü duruşmasında Kaplan'ın 15 Temmuz'da TRT önündeki silahlı fotoğraflarına ilişkin yaptığı savunmayı hatırlattı. Tezcan, "Son dönemde bu suç örgütü liderinin iktidar tarafından kollanan hangi sözde hukukçulara destek verdiği iddiaları ortada uçuştu; hangi siyasetçilerle, hangi emniyet müdürleriyle ilişkisi olduğu iddiaları ortada uçuştu ama bugüne kadar bu iddialar konusunda siyaset kurumu nedense ciddi bir tutum almadı, ciddi bir tavır almadı" dedi.
"Türkiye baronların hesaplaştığı kavşak noktası olmuş"
Türkiye'nin Küresel Organize Suçlar Endeksi’nde 193 ülke içerisinde 14'üncü sıraya geldiğini belirten Tezcan şöyle konuştu: "Bu tesadüfi bir şey mi? Türkiye, uluslararası suç örgütlerinin, baronların, mafya babalarının hesaplaştığı kavşak noktası olmuş, uyuşturucu ticaretinin kavşak noktası olmuş, üstüne üstlük yetmiyormuş gibi bunlara Türkiye’de 250-300 bin dolarlık gayrimenkul alımı karşılığı vatandaşlık vermeye başlamışsınız. Daha yeni çıktı, kırmızı bültenle aranan uyuşturucu baronuna Türkiye Cumhuriyeti devletinin pasaportu verilmiş. Türkiye Cumhuriyeti devleti pasaportunu mafya babalarının ayakları altında paspas yapan bir anlayış bu."
Ali Yerlikaya'nın İçişleri Bakanı olmasından sonra suç örgütlerine yönelik operasyonların arttığını belirten CHP'li vekil, "Ama bir önceki yıla bakıyoruz, 2022 yılında 488 operasyon var. Yani 'Mafyadan 10 bin dolar rüşvet alan milletvekili var' deyip bunu saklayan anlayıştan, bugüne kadar Türkiye'yi mafya düzenine teslim eden anlayıştan hesap sormadan, bu ilişkilerin nasıl mayalandığını ortaya koymadan sadece rakamlarla yapılan operasyonlarla bunu çözmek mümkün değil. Onun için, nerede kayıp silah var, nerede kirli ilişki var, nerede mafyayla ilişki kuran siyasetçi var, kararlı bir şekilde bunun üzerine gitmek TBMM'nin boynunun borcudur" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti: Suç örgütü liderleriyle bazı kamu görevlileri girift ilişkiler içinde
İYİ Parti grubu adına söz alan Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu ise "15 Temmuz sonrasında dağıtılan silahlar ve memlekette ulu orta cirit atmaya başlayan mafya gruplarının varlığı maalesef, devletin sokağa hâlen tam anlamıyla hâkim olamadığını gösteriyor. Dava dosyasına yansıyan ifadeler ne yazık ki organize suç örgütü liderleri ve üyelerinin bazı kamu görevlileriyle girift ilişkiler içinde olduğunu gösteriyor. Ayhan Bora Kaplan’ın duruşma hâkimine 'Burada söyleyemem, yan odaya geçelim, orada özel söylerim' pervasızlığı dahi bu ilişkilerin hangi boyutta yaşandığını ortaya koyuyor" dedi.
DEM Parti: Kayıp silahları bulmak gibi bir derdiniz yok
DEM Parti grubu adına konuşan Mersin Milletvekili Perihan Koca da "Ayhan Bora Kaplan operasyonu ve ardından gelen bazı kara para operasyonlarıyla sözüm ona bu kirli ilişkileri açığa çıkardınız. Oysa bu kirli ilişkiler bu düzenin kiri değil, ta kendisi olarak bugün karşımızda duruyor. Öyle ki operasyonlar hâkim yapıya zarar vermiyor. O yüzden, bu önergeyi biraz sonra reddedeceksiniz çünkü sizin kayıp silahları bulmak gibi bir derdiniz yok çünkü o kayıp silahlar tehdit olarak kullanılıyor. Zaten 'kayıp' değil 'gömülü silah' demek daha doğru olur çünkü o silahların nerede gömülü olduklarını siz bizden çok daha iyi biliyorsunuz" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından yapılan oylamada CHP grubunun önerisi, AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Ne olmuştu?
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 28'i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davanın dünkü duruşmasında, suç örgütü lideri olmakla yargılanan Kaplan savunma yaptı. FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT Genel Müdürlüğü binası önündeki fotoğrafının hatırlatılması ve "TRT'ye gittiğinizde uzun namlulu silahları nereden buldunuz?" sorusu üzerine Kaplan, silahları nasıl elde ettiğini söyleyemeyeceğini belirtti. Bora Kaplan, şöyle devam etti: "15 Temmuz'da herkesi topladım, sokağa davet ettim. Ardından TRT'ye gittim. Tanıdık, tanımadık fotoğraf çektiriyordu, bana da gel dediler ben de çocuklarıma anı olsun diye o kareye girdim. Keşke girmeseydim. Sonra lanetlendim. Sonra muhalifler ve sözde gazeteciler hakkımda 'Soylu'nun gizli adamı' gibi şeyler söyledi. En büyük hatam o kareye girmekti." Kaplan, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile herhangi bir bağlantısının olmadığını da ifade etti.