27 Temmuz 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 15.05.2024 12:05 | Son Güncelleme: 15.05.2024 12:56

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bürokratik vesayete izin vermeyiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Çetin mücadeleler sonucu gerilettiğimiz bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz. Kanunun dışına çıkan, hatası olan kim varsa hukuk zemininde hesabını mutlaka soruyoruz” dedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bürokratik vesayete izin vermeyiz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gece yarısı "Ayhan Bora Kaplan soruşturması" için MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'u Beştepe’de kabul etmesi gözleri bugünkü grup toplantısına çevirdi. İşte Erdoğan'ın TBMM'de yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar:

  • Dün genişletilmiş İl toplantımızı heyecan dolu bir atmosferde icra ettik. Hem son 5 ayın muhasebesini yaptık illerimizin röntgenini çektik. Teşkilatımızın heyecanı karşısında partimizin neferi olarak büyük bir gurur duydum.
  • Bizi örselemeye çalışanlara inat üstat Necip Fazıl'ın ifadesiyle yolumuza pekleşe pekleşe devam ediyoruz. Son 1 yılımıza damga vuran seçimler dolayısıyla gelenekselleşmiş istişare kamplarımızı yapamamıştık, önümüzdeki haftalarda gerçekleştiriyoruz.
  • 7-8 haziranda vekillerimiz, belediye başkanlarımızla da 1-2 Temmuzda inşallah bir araya geleceğiz. Önümüzdeki döneme dair yol haritamızın da şekilleneceği bu toplantıların şimdiden partimiz ve davamız için hayırlı olmasını diliyorum.

"Yeni arkadaşlarımızla kadromuzu güçlendireceğiz"

  • Her kongre sürecini kadrolarımız arasındaki bayrak yarışı olarak görüyoruz. Yorulan, motivasyonunu yitiren arkadaşlarımızı kardeşlik hukukumuzu koruyarak dinlenmeye alacağız; yeni, heyecanlı arkadaşlarımızla kadromuzu güçlendireceğiz.
  • 14 Mayıs'ta yapılan Genel Seçim'in üzerinden 1 yıl geçti. TBMM bu 1 yıl içinde gece gündüz demeden çalıştı ve milletimizin beklentilerini karşılayan yasaları çıkardı.
  • Hükümetimiz de tüm kabine üyelerimizle ülkemizin refahı, kalkınması ve güvenliği için ter döküyoruz. Yurtiçinde ve dışında pek çok programa katıldık. Dış politikada özellikle yoğun bir dört haftayı geride bıraktık.
  • Meclisimizin gündeminde geniş bir yelpazede kanunlaşma sürecinde olan teklifler var. Gerek hayat pahalılığı ve fırsatçılık gerekse son dönemde sıkça basında yer alan öğretmenlerimize yönelik şiddete yasal zeminin güçlendirilmesine ihtiyaç duyuyoruz. AK Parti Grubumuzun, Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız MHP ile işbirliği içinde bu konuları çok iyi takip etmesini bekliyorum.

Yeni anayasa çalışmaları

  • Yeni anayasa meselesinde, Meclis Başkanımızın çalışmalarına destek vermemiz önemlidir. Aceleye getirmeden ama çok da fazla uzatmadan, somut adımlar atılmasında fayda görüyoruz. Biz sonuna kadar uzlaşmacı tutumumuzu koruyacağız.
  • Türkiye’nin gelecek asrına eserlerimizle biz istikamet çizeceğiz. Şunu unutmayalım; 14 Mayıs seçimlerinde aziz milletimiz iktidar olma yetkisini bizlere tevdi etmiş, 10 ay sonra da bizlere ikazda bulunmuştur. 31 Mart seçimleri bir güven oylaması değildir.
  • Seçmenin ülkenin idaresine ilişkin tercihlerinde bir kırılma olmamıştır. Önce 14 Mayıs’ta, iki hafta sonra 28 Mayıs’ta seçmen kararlı bir şekilde hükümeti Cumhur İttifakı’na emanet etmiş, yerel seçimde tercihini sandığa farklı şekilde yansıtmıştır.
  • Bu ikisini birbirinden ayırmak durumundayız. 31 Mart’ta milletin verdiği mesajı aldık. Milletin AK Parti’den desteğini çektiğini zannedenler, fena halde yanılırlar.
  • AK Parti’nin çalışma usulü bellidir. Yarın seçim olacakmış gibi hazırlıklıyız. Aynı zamanda biz hiç seçim olmayacakmış gibi çalışan bir kadroyuz. Gevşemeye, gönülsüzlüğe, tembelliğe asla tahammülümüz olamaz.

"Bürokratik vesayete izin vermeyiz"

  • Çetin mücadeleler sonucu gerilettiğimiz bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz. Son dönemde gündeme gelen her hadiseyi tüm boyutlarıyla en ince detayına kadar takip ediyoruz.
  • Kanunun dışına çıkan, hatası olan kim varsa hukuk zemininde hesabını mutlaka soruyoruz.
  • Bize süre biçenler oldu. Bize gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu. Bu iş bitti deyip, yolunu değiştirenler, davaya ihanet edenler oldu. Korkanlar, hırslarına yenilenler oldu. Onlar şimdi yoklar. Unutulup gittiler.  Biz buradayız. Dimdik sapasağlam ayaktayız. Dava burada ve inşallah yarın da burada olacak.

"Muhalefet yapıcı olsun istiyoruz"

  • CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’i kabul ettik. Kendisiyle verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Türkiye’de siyasetin bir yumuşamaya ihtiyacı var. Biz bu konuda her zaman olduğu gibi üzerimize düşeni yapıyoruz.
  • Biz hiçbir zaman kutuplaşmanın, gerilimin tarafı olmadık. Türkiye’yi bir gördük, beraber gördük. Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamını kucakladık.
  • Temennimiz odur ki; önümüzdeki 4 yıl gerilimle değil, karşılıklı hoşgörüyle geçsin. İstiyoruz ki muhalefet yapıcı olsun. Arzumuz odur ki; Türkiye’nin meseleleri siyasetin günlük polemiklerinin üzerinde ele alınsın.

"Kuklayı da kuklacıyı da çok iyi biliyoruz"

  • FETÖ’ye diyet borcunu ödemek için Yenikapı ruhunu baltalayanlar görüyoruz ki asla boş durmuyor. Siyasetteki tüm sermayesi insanları ayırmak olanların nereye varmaya çalıştığının idrakindeyiz. Kuklayı da kuklacıyı da çok iyi biliyoruz.
  • Siyasette yumuşama iklimini kara kışa çevirmeye çalışanlar olduğunu, Cumhur İttifakı surlarında gedik açmak isteyenler olduğunu görüyoruz.
  • Daha önce de bu tarz teşebbüslerle karşılaştık. Hamdolsun hepsinden güçlenerek çıktık. İnşallah yine aynısı olacak.
  • Fitne odaklarına kesinlikle göz açtırmayacağız. Cumhur İttifakı daha da güçlenerek yoluna devam edecek.

"Netanyahu hesap verecek"

  • Bugün 15 Mayıs dünya genelindeki tüm Filistinliler için, onlarla birlikte bizim için son derece anlamlı bir gün. Bugün büyük felaket anlamındaki Nekbe'nin 76'ncı yıl dönümü. Osmanlı cihan devleti, Filistin topraklarından çekilmek zorunda kalınca İngilizlerin himayesinde Siyonistler, bu topraklarda adım adım işgale başladılar.
  • Filistin topraklarında ilk kitlesel katliam esasen 1918 yılında Osmanlı'nın çekilmesiyle başladı. Siyonist çeteler, Siyonist terör örgütleri, toplu cinayetler işleyerek Filistinlileri topraklarından sürdü, göç etmek zorunda bıraktı. Yüz binlerce Filistinli yanlarına sadece evlerinin anahtarlarını alarak Lübnan'a, Ürdün'e, Suriye'ye, diğer bölge ülkelerine gitti ve mülteci kamplarında on yıllar sürecek zor bir hayata başladılar. Kalanların durumu gidenlerden daha kötüydü.
  • 14 Mayıs 1948'de İsrail devleti kuruldu ve işgal, soykırım politikaları artık bir devlet politikası olarak sürdürüldü. İşte Filistinliler İsrail devletinin kurulmasının hemen ertesi günü 15 Mayıs'ı 'Büyük Felaket', yani Nekbe olarak ilan ettiler ve her yıl 15 Mayıs'ta evlerine, bağımsızlıklarına kavuşma umudunu tazeliyorlar.
  • Bu Nekbe gününde tüm Filistinli kardeşlerimize kalpten selamlarımızı gönderiyorum. Nekbe'nin acısını en az onlar kadar yüreğimizde hissediyoruz. Nekbe'nin yıldönümünde en az onlar kadar umudu muhafaza ediyoruz. Er ya da geç Filistinliler evlerine dönecekler. Er ya da geç, Filistinliler yastıklarının altında muhafaza ettikleri ve nesilden nesile emanet bıraktıkları o anahtarlarını kullanacak, inşallah kendi evlerine, yuvalarına kavuşacaklardır.
  • Bugün burada bazı gerçekleri açık açık konuşmak durumundayım. Hitler, Yahudi soykırımını yaparken yalnız değildi. Avrupa'daki birçok ülke Hitler'i destekliyordu. Hitler, acımasızca katliam yaparken, soykırım yaparken kendisini çok güçlü, çok kudretli, yenilmez hissediyordu. Ne oldu? Kafasına bir kurşun sıktı, yanmış cesedi Almanya gibi harabeye dönmüş sığınağında bulundu.
  • Aynı şekilde Bosna'da Bosna Sırplarının lideri Miladic, Bosna'da kıyım yaparlarken Avrupa ve birçok ülke arkalarındaydı. BM'nin güya koruması altındaki Srebrenitsa'da soykırım yaparken dünyanın güçlü ülkeleri arkalarındaydı. Dünyanın gözü önünde 8 bin 372 Boşnak kardeşimizi şehit ettiler.
  • Yenileceklerini asla düşünmüyorlardı. Bir gün hesap vereceklerini hiç hesaba katmıyorlardı. Ne oldu? Yakalandılar, mahkemeye çıktılar ve bir zamanların o kudretli politikacıları, o soykırımcı generalleri hesap verdiler, şimdi hapiste ölümü bekliyorlar.
  • Er ya da geç Gazze kasabı Netenyahu'yu ve onunla birlikte Gazze'de soykırıma ortak olanları da unutmayın, aynı akıbet bekliyor. Göreceksiniz, döktükleri her damla kanın hesabını mutlaka verecekler.
  • Vahşice katlettikleri 35 bin Filistinlinin yaralanan ve uzvunu kaybeden 80 bini aşkın Gazzelinin ahı bunların peşini asla bırakmayacak. Biz de soykırımcıların hukuka hesap vermesi için enselerinde olacağız.
  • Artık tüm dünyanın bir hakikati kabullenmesi lazım. Gazze soykırımının hesabını sormadan dünya huzura kavuşamaz, dünya temiz kalamaz. Kimse bizden susmamızı, sözümüzü yumuşatmamızı beklemesin.
  • Bakınız bunlar cani oldukları kadar küstahlar, barbar oldukları kadar da şımarıklar. Bombalarla, mermilerle, en ölümcül silahlarla, keskin nişancılarla, açlıkla, susuzlukla insan öldürdüler.
  • Hastaneleri, ambulansları vurdular, insanları evlerinden çıkarıp güya güvenli bölgelere yönlendirdiler. Güvenli bölgelerde sivil katlettiler. Yardım için bir parça ekmek için koşuşan insanları öldürdüler. Annelere evlatlarının parçalarını toplattılar. Tarihte bunun örneği yok.
  • Hitler bile tarihe kara bir leke olarak geçen o insanlık dışı holokostu yaparken bu kadar aleni yapmadı, bu kadar cüretkar değildi. Bunlar o kadar pervasız ki kameralar önünde, canlı yayınlarda gazetecileri, doktorları, sivilleri, daha kundaktaki bebekleri katlettiler, camileri, okulları, kiliseleri bombaladılar. Bundan kaçamazlar, kaçamayacaklar. Mahkeme-i kübraya çıkmadan önce inşallah dünyada bunun hesabını verecekler, cezalarını çekecekler.