Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in davetine icabetle günübirlik çalışma ziyareti dolayısıyla gittiği Rusya'nın Soçi şehrinden dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- Karşılıklı saygı temelinde tesis ettiğimiz kurumlar arası diyaloğun faydasını hem ikili ilişkilerimizde hem de bölgesel ve küresel düzeyde gördük. Bunun en güzel örneği, bildiğiniz üzere küresel gıda kriziyle mücadeleye önemli katkı sağlayan Karadeniz Girişimi'dir.
- Girişimin yeniden canlandırılması tüm dünya bakımından öncelikli bir konudur. Bu konuda Birleşmiş Milletler ile yakın temas içindeyiz. Zaten bildiğiniz gibi bu ay içerisinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulumuz var. Orada Guterres ile yine görüşmelerimiz olacak, bu konuları da ele alacağız. Genel Sekreter Sayın Guterres'in çabalarını takdir ettiğimizi ve desteklediğimizi de tekrar ifade etmek isterim.
- İlk günden beri hep barışı, diyaloğu ve diplomasiyi savunduk. Daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmek için yoğun çaba harcadık. Sorunu büyütmek, ateşe körükle gitmek yerine her iki tarafın da ortak bir zeminde buluşmasını sağlamaya çalıştık. 1,5 yıldır süren savaş maalesef hala devam ediyor. Ufukta barışa dair umut verici bir manzara da bulunmuyor.
- Türkiye olarak, dün olduğu gibi bugün de, savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz, taraflar istediğinde üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu tekrar ifade ettik. Keza esir takası, Zaporijya Nükleer Santrali gibi konularda olduğu gibi kolaylaştırıcılık rolümüzü de devam ettireceğiz. Temennimiz bir an önce iki komşumuza ve bölgemize zarar veren bu savaşın uluslararası hukuk temelinde adil ve kalıcı bir barışla sonlanmasıdır.
- Bir terör örgütünü, başka bir terör örgütüyle yok etmenin de mümkün olmadığı umarım görülmüştür. Terör örgütü PKK/YPG'nin, terör faaliyetleriyle bölge halklarına yaşam hakkı tanımadığını, bu örgütlere destek veren ülkelerin görmesi gerekir. ABD ve Rusya'ya, PKK/YPG'nin terör faaliyetlerine ve ülkemizi tehdit eden faaliyetlerine yönelik bilgilendirmeleri sürekli yapıyoruz. Deyrizor’daki petrolün kontrolü için, terör örgütünün yapmayacağı katliam yoktur. Bu konuda muhatap ülkelere gerekli uyarılarımızı yaptık, yapıyoruz.
- Terör örgütüne verilen her silah, bölgede akan kanın sürmesine, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün bozulmasına hizmet etmektedir.
- Esed bizim normalleşme ile ilgili Türkiye-Rusya-İran-Suriye formatında atılan adımları maalesef uzaktan, tribünden seyrediyor. Suriye ile normalleşmenin gerçekleşmesi için rejimin sahadaki gerçeklere uygun hareket etmesi, sürece zarar verebilecek yaklaşımlardan kaçınması önemli.
- Rusya’nın iki özel isteği var. Birisi Rusların tarım bankasının SWIFT sistemine bağlanması, ikincisi de taşımada kullanılan gemilerin sigortalanması. Biliyorsunuz bu ülke, senede 120-130 milyon ton tahıl ihracatı yapıyor. Sayın Putin de basın toplantısında söyledi, 62 yıldır satıyorlar. Satışın devamı için iki şeyin hayata geçmesi lazım. Birincisi satış sonucu parayı alması gerekiyor, ikincisi de taşımada kullanılan gemilerin sigortalanması gerekiyor.
- Gemilerin Avrupa veya başka limanlara mal taşıyabilmesi için sigorta edilmesi şart. Yaptırımlardan dolayı İngiliz merkezli sigorta şirketi, gemilerin sigortasını yapmıyor. Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkartılması nedeniyle de para transferi olmuyor, bunun ikisinin mümkün olmasını Ruslar şart koşuyorlar. Şimdi Birleşmiş Milletler, biraz geriden başlayan bir pozisyonla Türkiye'nin de sürekli katkısıyla süreci bir noktaya getirdi. En son 28 Ağustos'ta BM Genel Sekreteri Guterres, gönderdiği mektupta, Rusların istediği gibi direkt SWIFT değil ama SWIFT işleminden kaynaklanacak bir aracılık mekanizması teklif etti. Sigorta meselesi için de çalışmaları olduğunu söylediler.
- Gerek SWIFT olayı gerekse sigorta konusunda Batı, Rusya'ya çok değişik bir bakış sergiliyor. Değişik bakış sergileyişi sebebiyle de şu anda Sayın Putin 'Bana karşı bunlar edimlerini yerine getirmiyor, getirmediği için de ben bu konuda bunlarla müşterek bir çalışmanın içine girmem' diyor. Bir de tahılın yüzde 44'ü Avrupa'ya gidiyor. Afrika'ya ise yüzde 14'ü gidiyor. Sayın Putin, 'Avrupa zaten bana düşman. Avrupa verdiği sözleri yerine getirmeden ben de bu konuda adım atmayacağım' diyor. Ama şimdilik 1 milyon ton tahılı 6 ülkeye göndermeyi düşündüğünü söyledi. 'Katar ile beraber bunu bir görüşelim
- Afrika ülkelerinin takındığı bir tavır var. Diğer taraftan diriliş halinde olan ülkeleri, direnen ülkeleri susturmak, durdurmak için adım atan ülkeler var.
- Bölgenin barış ve huzuru için Kerkük’ün yapısını bozacak faaliyetlerden uzak durulmalı. Buna yönelik her eylem, Irak’ın bütünlüğünün bozulması demektir." diyerek, "Türkmen yurdu Kerkük, farklı kültürlerin barış içinde yaşadığı coğrafya olmuştur. Bu coğrafyanın huzurunun, bütünlüğünün bozulmasına izin vermeyeceğiz.
- Doğal gazla ilgili merkez kurma planımız var. Rusya ile bu planı görüşeceğiz. Trakya’daki hatların ötesinde ülkemizi bir merkez haline getirelim istiyoruz. Son yıllardaki yatırımlarla ülkemizi doğal gaz üssü haline getireceğiz. Türkiye’yi bölgesinin, küresel enerjinin merkezi haline getirme hedefine yaklaşıyoruz.
- Enerji, doğal gaz, madencilik gibi konularda kim ne yapmak istiyorsa gelsin. Ataşehir'de Finans Merkezimizin bir bloğunda bu merkezi kurabiliriz.
- Cumhur İttifakı'nı en iyi temsil edecek, ilkelerimizi yerelde yaşatacak adaylarla milletimizin karşısına çıkacağız.