20 Haziran 2025, Cuma
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 22.05.2025 13:40 | Son Güncelleme: 22.05.2025 14:05
Makaleyi sesli dinle • 0:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şam yönetiminin YPG'den dikkatini ayırmaması önemli

Macaristan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "YPG ile ilgili konuyu çok yakından takip ediyoruz. Şam yönetiminin bu konudan dikkatini ayırmaması önemli" dedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şam yönetiminin YPG'den dikkatini ayırmaması önemli
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın ev sahipliğinde Budapeşte’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmi Zirvesi'ne katıldığını ve temaslarını tamamladığını açıkladı. Bu zirve, bir gözlemci ülkede ve AB sınırları içinde düzenlenen ilk TDT zirvesi olma özelliği taşıyor.

Zirvede liderler, Doğu ile Batı’nın buluşma noktası temasında bir araya gelerek dayanışma ve iş birliği konularını ele aldı. Budapeşte Bildirisi ile birlikte toplam 7 belge kabul edildi. Bu belgelerde Kıbrıs Türklerinin hakları, Filistin, Gazze, Suriye ve Afganistan konuları, Nevruz’un ortak bayram olarak kutlanması ve TDT içindeki bütünlük gibi konular öne çıktı.

Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin TDT üyesi 4 ülkeyle ticaret hacminin son 5 yılda %50 artarak 80 milyar dolara ulaştığını belirtti. Ayrıca Prof. Dr. Aziz Sancar, Türk Dünyası'na katkılarından dolayı Ali Şir Nevai ödülü ile onurlandırıldı.

Son olarak Erdoğan, TDT’nin artan itibarıyla uluslararası barış ve istikrara katkı sağlayan önemli bir aktör haline geldiğini vurguladı ve iş birliğini geliştirme kararlılığını yineledi.

Erdoğan, Macaristan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yeni anayasa ile ilgili soru üzerine Erdoğan, "Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok" dedi.

Erdoğan, "Terör örgünün silah bırakma sürecinde nasıl bir yol haritası izlenecek? Silah bırakmak için tarih netleşti mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

Bu sorun ortaya çıktığında doğan bebekler bugün 40 yaşın üzerinde. Birkaç nesil bu sorunun içine doğdu ve uzun yıllar boyunca çözümsüz kaldı. Biz ilk andan itibaren samimiyetle, çözüm perspektifi ile meseleye yaklaştık. Çünkü Terörsüz Türkiye’nin ülkemizi nasıl şaha kaldıracağını biliyoruz. Evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras Terörsüz Türkiye olacak. Yıllarca süren acıların, kayıpların ve mücadelelerin ardından bu noktaya gelmek, gerçekten umut verici. Şehit cenazelerinde hissettiğim tarifsiz acıların, yüreklerimizi dağlayan terör eylemlerinin gölgesinde, bugün bu başarıyı görmek benim için tarifsiz bir gurur kaynağı. Terörle mücadelenin kahramanları, güvenlik güçlerimizle gurur duyuyorum, şehit ailelerimizin metanetleri ile iftihar ediyorum. Her bir acının, her bir kaybın ardında güçlü bir dayanışma, sabır, dirayet ve kararlılık yatıyor. Diyarbakır annelerini bir kenara koyamayız. Diyarbakır annelerini ihmal edemeyiz. Diyarbakır annelerinin artık gözü yaşlı değil, onlar da artık mutluluğu tatsınlar, yaşasınlar istiyoruz. Yakında anneler evlatlarıyla kucaklaşacaklar. Bu müjdeleri de alacağımıza inanıyorum. Bu konuları rahmetli Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ziyaretimize geldikleri zaman kendileriyle görüşmüştük. Milli İstihbarat Teşkilatımız, diğer kurumlarımızla iş birliği içinde, Terörsüz Türkiye ile ilgili çalışmaları kontrollü bir şekilde devam ettiriyor. Başbakanlığım döneminde ben silahların gömülmesinden bahsetmiştim. Şimdi gelinen noktada bu ifade silahların bırakılmasına ve teslimine döndü. Bu adımlar atıldığında şehitlerimiz de inşallah huzura kavuşur. Diğer taraftan, silah vesayetinden kurtuldukça, DEM Parti de siyasi mücadelesini çok daha farklı bir şekilde sürdürme fırsatını yakalıyor. Mecliste 50’nin üzerinde milletvekilleri bulunuyor. Siyaseti çok daha güçlü bir şekilde sürdürebilmesi DEM’e yeni avantajlar sağlayacaktır. DEM’in de yeni dönemde farkını ortaya koyması hem kendi tabanları için, hem ülkemiz için hayırlı olacaktır."

YPG sorusu

Son dönemde MİT Başkanı'nın Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile temaslarının artmasına ve bölgedeki YPG varlığına yönelik soruya Erdoğan şu cevabı verdi:

"Sayın Trump'la telefon görüşmemizde çok odaklı olarak Suriye'deki yaptırımların kaldırılması konusuna değinmiştik. Daha sonra Sayın Trump Riyad'a gittiğinde, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara’nın oraya gelmesi söz konusu oldu. Biz de oradaki toplantıya çevrimiçi katıldık. Orada oluşturulan vizyonu Dışişleri Bakanlarımız yaptıkları görüşmeler neticesinde hayata geçirdi. ABD’nin deklarasyonundan sonra Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi de bir karar aldı. Onlar da yaptırımlarını kaldırdıklarını ilan ettiler. Bunlar Suriye'nin bölgede istikrara kavuşması için fevkalade önemli adımlar. Yürüttüğümüz yapıcı diplomasinin, çok katmanlı diplomasinin nasıl sonuç ürettiğini de gösteriyor. Riyad Zirvesi, ülkemizin bu tür kritik süreçlerde ne denli katkısı aranan bir aktör olduğunu bir kez daha göstermiştir. Diğer taraftan YPG konusunun birkaç bileşeni var. Bunlardan biri YPG'nin uzun zamandır elinde tuttuğu DEAŞ tutukluları meselesi… Amerikalılarla, Suriye yönetimiyle ve Irak yönetimiyle oluşturduğumuz bir komite var. Bunlarla bir araya gelerek “DEAŞ'lı tutuklular ve kampta yaşayan siviller, özellikle kadın ve çocuklara ne olacak?” konusunu ele alıyoruz. Onlarla ilgili ayrıntılı bir çalışma devam ediyor. Diğer taraftan bir başka konu da YPG, Türkiye'de yapılan çağrıya mı cevap verecek? Yoksa Şam'da yapılan 8 Mart mutabakatına mı sadık kalacak? Yoksa her ikisini beraber mi yapacak? PKK’nın silah bırakma ve fesih süreci örgütün Suriye kolunu da kapsamaktadır. 8 Mart'taki mutabakatın Ankara'dan gelen çağrıyla, İran'dan gelen çağrıyla daha çok desteklendiğini düşünüyoruz. Onlar da şu anda böyle bir geçiş ve arayış içerisindeler. Önümüzdeki günlerin çok kritik olduğunu değerlendiriyoruz. İlgili kurumlarımız muhataplarıyla bütün silahlı grupların Suriye ordusuna dahil olma sürecini izliyor. Özellikle YPG ile ilgili konuyu çok ama çok yakından takip ediyoruz. Şam yönetiminin bu konudan dikkatini ayırmaması önemli. Çünkü şu anda konuşmaları gereken çok konu var. Onları bu konuya odaklandırmaya çalışıyoruz. Kamplar meselesinde Irak'ın odaklanması lazım. Özellikle El Hol kampındaki kadın ve çocukların büyük çoğunluğu Irak ve Suriye'ye ait. Onlar kendilerine düşeni almalılar. Bunlar çözüldükçe YPG'nin önemi azalacak ve entegrasyonu daha kolay olacak."