Savcılıktan hakkında yakalama talep ettikleri dönemde Erzan’la görüşmeleri ve evinin önüne güvenlik personeli dikmeleriyle ilgili sorulara ise cevap vermedi
Yüksek karlı gizli fon vaadiyle aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen Denizbank Levent Şubesi eski Müdürü Seçil Erzan’ın davasında, Denizbank eski Genel Müdürü Hakan Ateş de yargılama devam ederken dosyaya ‘sanık’ sıfatıyla dahil olmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nca hazırlanan ve bu dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilen iddianamede Hakan Ateş’in 24 müştekiye karşı ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçunu işlediği belirtilirken 72 yıldan 240 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Bununla birlikte Ateş’in ifadesi talimatla, Muğla'nın Bodrum ilçesinde 15 Nisan’da alındı. Duruşmanın dosyaya yeni eklenen Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) dökümünde ise Ateş’in, hakkında yakalama kararı ve yurtdışı çıkış yasağı olduğu dönemde Seçil Erzan ile kolluk kuvvetlerine haber verilmeden görüşülmesi ve Fatih Terim ve Arda Turan’a verilen krediler ile ilgili söyledikleri dikkat çekiyor. İşte, duruşmadan dikkat çeken detaylar:
“Hem savcı hem BDDK başkanıyla görüştüm”
- Hakan Ateş, ifadesine göre, Seçil Erzan ile ilgili olaylardan 7 Nisan 2023 tarihinde haberdar oldu ve “yurtdışına kaçma şüphesi, alınan paralara ilişkin milyon dolarlar ifadelerini duyunca hemen araştırma yapılması talimatını bizzat verdi ve konunun savcılığa bildirilmesini istedi”. Bununla da yetinmediğini belirten Ateş ifadesinde “hem savcıyla hem de BDDK başkanıyla görüşerek konu hakkında bilgi verdiğini” söyledi.
Önce yakalama talep ettiler sonra genel müdürlükte görüştüler
- Bununla birlikte Seçil Erzan’la ilgili soruşturma yürütüldüğü dönemde Denizbank, 7 Nisan 2023'e kadar gerçekleşen para transferinden haberlerinin olmadığını duyurmuş, ilk şikayetin gelmesinin ardından Seçil Erzan’la iletişime geçildiği ve Erzan’ın banka genel müdürlüğüne gelip ifadesinin alındığını belirtmişti. Ayrıca ifade sürecinde de olası tehdit ve darp durumuna karşı, Seçil Erzan’ın silahsız güvenlik görevlilerince korunduğu vurgulanmıştı.
- Müşteki avukatları ise duruşmada Ateş’e “Seçil Erzan banka genel müdürlüğündeyken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sizin hakkında yakalama talep ettiğiniz Seçil Erzan’ın banka genel müdürlüğünde olduğunu biliyor muydu?” diye sordu. Ateş, bu soruya net bir cevap vermezken “bu konunun cumhuriyet başsavcılığından öğrenilebileceğini, hukukçuların daimi suretle savcılıkla görüşme halinde olduklarını” söyledi.
Güvenlik personeli sorusuna cevap vermedi
- Ateş, müşteki avukatlarının Seçil Erzan’ın banka genel müdürlüğüne geldikten sonra Göktürk’teki evine gittiği gece “Madem Seçil Erzan zorla alıkonulmuyordu, niye başına bir güvenlik personeliniz gitti” sorusuna da “Herhangi bir bilgim yok, cevap vermek istemiyorum” dedi. Müşteki avukatları Ateş’e, genel müdürlükteki görüşmede Erzan’a avukat tutma ve annesine bakma sözü verip vermediğini de sordu. Ateş her iki soruya da “Hayır” şeklinde cevap verdi.
Belözoğlu’ndan basın toplantısı tehdidi
- Ateş’in ifadesine göre, Fatih Terim olayın öğrenilmesinin ardından Ateş’i arayarak “10 uçağı ile geliyorum Bodrum’dan” dedi ve gece yarısı 12’ye doğru bir kez daha arayarak “Sahura kadar buradayız, gel bekleriz” diyerek çağırdı. Ancak Ateş “Çok geç hocam saat bu saatte gelemem” diyerek ertesi gün genel müdürlük binasında buluşmayı önerdi. Bu görüşmede Terim’le birlikte Arda Turan ve Emre Belözoğlu da bulunuyordu. Ateş, o görüşmede Emre Belözoğlu’nun hiddetlenerek basın toplantısı yapmakla tehdit ettiğini iddia etti.
“Ödeme taahhüdü mümkün mü? Kendileri düşünsün”
- Müşteki avukatları, mağdurlara herhangi bir ödeme taahhüdünde bulunulup bulunulmadığını da sordu. Sadece mağdurlardan Fatih Terim, Emre Belözoğlu ve Arda Turan’la görüştüğünü söyleyen Ateş onlara bir taahhütte bulunup bulunmadığıyla ilgili olarak da “Hayır, öyle bir şey zaten mümkün mü? Kendisi düşünsün” dedi.
“Yüzde 300-500 faiz afaki”
- Ateş, hakimin ‘gizli fon’, ‘kapalı fon’ olup olmadığı sorusuna şöyle cevap verdi: “Tabirimi mazur görün, duvara toslayacağı belli olan, afaki yüzde 300, 500, 600 gibi faizlerden bahseden, 3.5 gün, 1 aylık sürelerde bir sistem denilen, aslında sistem bile olmayan ve katılımcıların istediği döviz cinsinden istediği paraları istediği zaman ödenen, katılımcıların kâh şoförü, kâh birilerinin aracılığıyla bu çerçevede bu paraları kullandığı bir ahvalde, bunun bir sistem olarak adlandırılması zaten son derece afakidir.”
“Terim’in kredileri hangi parayla kapatıldı?”
- Hakim, Ateş’e Fatih Terim’in kredi taksitinin usulsüz ötelenmesiyle ilgili bilgisi ya da talimatı olup olmadığını sordu. Ateş ise olaylar ortaya çıktıktan sonra haberi olduğunu belirterek Covid zamanında 65 yaş üstü insanların evden çıkmaması gerektiğinden böyle bir uygulama başlatıldığını fakat Covid bittikten sonra da bunu sürdürdüklerini söyledi. Bu uygulamanın “biraz da iyi hizmet arzusundan” devam ettiğini söyleyen Ateş “Bu çerçevede Rüya Sağır ve operasyon yönetmeni Asiye Öztürk tarafından imzalanarak ötelenmiş bir kredi söz konusu” dedi.
- Bu ötelemenin kendisiyle ilgisi olmadığını söyleyen Ateş, kredinin kapatılmasına ilişkin de şunları söyledi: “Seçil Erzan diyor ki bana zorla Fatih Terim’in kredisini kapattırdılar. Pardon, sen hangi parayla Fatih Terim’in kredisini kapattın, nereden buldun bu parayı ve Fatih Terim de herhalde kredisinin ötelenen taksiti olduğunu ve neden ötelendiğini biliyor olsa gerek ki bu paralarla kapatılmış. Bu para hangi paradır, bunun araştırılması lazım, ben burada bırakıyorum.”
“Arda’nın kredisi Ali Yörük’e verildiyse bankaya nasıl geri döndü?”
- Hakim, Arda Turan’a verilen 33 milyon TL krediyi ve bunun dolara çevrildiğinden haberi olup olmadığını da sordu. Ateş ise “bilgisi olmadığını, dolara çevrildiğini sonraki incelemede ‘iç kontrol’ün bulduğunu ve şubenin uyarıldığını” söyledi. Ateş, “Bu para şube dışına çıkmış. Ne gariptir ki aynı para 5 Aralık 2022 pazartesi günü yine Okan Turan tarafından getirilip aynı dövizden olarak bankaya iade ediliyor. Şimdi burada hani durup bir düşünmek lazım. Bu para madem sistem dedikleri o garip gureba sistemin içerisine girdi, nasıl olup da aynı adam 3 gün sonra veya ertesi iş günü bu aynı paralarla geri döndü? Nasıl tekrar Okan Turan’ın eline geçti madem Ali Yörük’e verilmişti bu para?” dedi.
“Devlet sırrı gibi sakladılar”
- Ateş, duruşmanın başında müştekilerle ilgili olarak “ne paraları alamadıklarında ne de altı ay oyalandıklarına şikayetçi olduklarını, bu gizli fonların ‘devlet sırrı’ gibi kendi aralarında kaldığını ama öyle bir fon olmadığını” belirtti.
“Beni herhangi bir şube müdürü arayabilir”
- Ateş’e ayrıca Seçil Erzan’la WhatsApp yazışmaları soruldu. Ateş, “Müdürler toplantısında benim 40 yıldır tek telefon olarak kullandığım numaramı barkovizyonla ekrana yansıtırlar, her isteyenin de beni arayabileceği ifade edilir. Bu çerçevede de benim herhangi bir şube müdürü tarafından aranmam, benim kendilerine bilgi vermem katiyen tuhaf bir durum değildir” dedi.
“Böyle 8 bin fotoğraf getirebilirim”
- Erzan’la yan yana fotoğrafları gösterilerek tanışıklıkları sorulduğunda ise “Ben buna benzer bin değil yaklaşık 8 bin fotoğraf getirebilirim. Bunun hiçbir özelliği yok. Yanımda duran kişiler benle fotoğraf çektirmek istiyorlar. O an içeri bankanın en tepesindeki adam olarak, çok özür dileyerek ukalalık saymayın lütfen, arkadaşlarım yanıma geçip fotoğraf çektirmişler, bundan daha doğal ne olabilir?” cevabını verdi.
“Yılın bankacısı seçilmedi”
- Ateş, Seçil Erzan’ın yılın bankacısı seçildiği iddialarına ilişkin ise şunları söyledi: “Böyle bir seçim bizim bankamızda hiç yapılmadı. 500 küsur şube olduğu için ilk 20 her yıl sıralanır. Seçil Erzan bu süreç içerisinde ilk 20 bireysel şube arasına sadece bir kere, o da 2016 yılında (bu dönemde Erzan Florya şubesinde çalışıyordu) ilk 20’ye girmiş. Onun dışında kayda değer başarılı bir durumu yok ama başarısız da değil.”
“Gişe dışı işlem vardır”
- Hakan Ateş’in avukatı, müvekkiline ‘gişe dışı işlem’ diye bir şey olup olmadığını sordu. Böyle bir uygulama olduğunu söyleyen Ateş “Bu aslında mücbir sebepler, acil durumlar, kimi kez de açıklamak gerekirse müşterilerin itibarı da dikkate alınarak mutlaka operasyondan akış başlatılarak, mutlaka gerekli kurallara uyularak, gerekli merkezi birim ve şubenin operasyonunun zaten içinde olduğu ve paranın götürülüp tediyesinde o kişinin imzalanması suretiyle tamamlanan işlemlerdir. Bu konuda müşteriden gerekli feragat de alınır, ibraname de alınır” dedi.
“Para şube müdürünün odasında verilirse farklı mı?”
- Müşteki avukatları Ateş’e şube müdürünün odasında yapılan ödemeler hakkında da soru sordu. Ateş, bu sorularda avukatın konuşmasına izin vermediği gibi kendisine yöneltilen soruya da cevap vermedi, yalnızca şube müdürü odasına valizle girip çıkan olmadığını söyledi.
Avukat: Bu paraların banka içi ödenmesiyle banka dışında ödenmesi arasında herhangi bir farklılık var mıdır?
Hakan Ateş: Ben şunu ifade etmek isterim efendim. Nerede ödediğini ben yoktum ki bileyim. Bankamızda ne log kaydı ne borç alacak kaydı ne de video kaydı var. Eğer banka işlemi değilse değildir, banka işlemiyse banka işlemidir ve onun da belgesi bilgisi vardır.
Av: Tam anlaşılmadı herhalde. Şimdi mağdurlar parayı banka şubesinin içinde Seçil Hanım’ın odasında teslim ettiklerini…
H.A: Gişeye mi?
Av: Seçil Hanım’ın odasında…
H.A: Gişeye mi?
Av: Söylüyorum. Seçil Hanım’ın odasında kendisine teslim ettiklerini söylüyorlar…
H.A: Gişeye mi hanımefendi?
Mahkeme başkanı: Hakan Ateş bir saniye, bir saniye, bir saniye. Bir saniye cevap vermeyin. Hakan Ateş seni de uyarıyorum.
Av: Soru; mağdurlar ellerinde valizlerle Seçil’in odasına geliyorlar, büyük valizlerle yüklü miktarda para bıraktıklarını söylüyorlar. Şunu soruyorum, mağdurların bu parayı banka şubesinin odasında yani banka müdürünüzün odasında vermesiyle, banka şubenizin içinde vermesiyle dışında vermesi arasında bir farklılık var mı? Varsa bu nedir?
H.A: 10 ay geriye doğru hiçbir yükümlülüğümüz olmadığı halde kanunen, herhangi bir şekilde valizle şube müdürümüzün odasına girip valizle çıkan tespit edilememiştir. Onun dışında bir söyleyeceğim yoktur, bilgim de yoktur.