Avrupa Uyuşturucu ve Bağımlılık İzleme Merkezi (EMCDDA), 2023 Avrupa Uyuşturucu Raporu’nu yayımladı. Rapor kapsamında 27 AB ülkesi ve Norveç ile Türkiye’de uyuşturucu dosyası analiz edildi. Bu kapsamda kenevir, kokain, sentetik uyarıcılar, yeni psikoaktif maddeler, MDMA ve eroin gibi 41 farklı uyuşturucu incelendi. Bunlarla birlikte Avrupa’da uyuşturucunun 2023’e dek durumu, uyuşturucu üretimi ve tedariki, uyuşturucuyla ilintili bulaşıcı hastalıklar ve uyuşturucu kaynaklı ölümler de raporun diğer konu başlıkları arasında. Rapora göre uyuşturucu sorununun etkisi artık her yerde. Bu etkiler evsizlik, psikiyatrik bozukluklar ve çocuk suçları gibi başka kompleks problemlere yol açıyor. Yanı sıra şiddet seviyesinde artış ve yolsuzluğu da getiriyor.
En büyük artış kokainde
Raporda uyuşturucu sorununun uluslararası düzeyde düşük ve orta gelirli ülkelerde gitgide arttığına değiniliyor. 2011-2021 arası AB’de ele geçirilen tüm uyuşturucu türlerinin miktarında artış gözlendi. En büyük artış yüzde 416’yla kokainde olurken kök kenevir yüzde 260, metamfetamin yüzde 135, eroin yüzde 126, ecstasy yüzde 123, esrar reçinesi yüzde 77 ve amfetamin yüzde 42 arttı. Kurumun analizine göre Avrupa’da bu uyuşturucular için hatırı sayılır bir tüketici talebi olsa da yakalanan uyuşturucu miktarındaki artış aslında bir açıdan da Avrupa’nın bir üretim, ihracat ve geçiş bölgesi olarak kullanılmasından ileri geliyor.
Dörtte üçü esrar
Şimdi Avrupa’da en yaygın olan uyuşturuculara bakalım... Esrar Avrupa’da hala en çok tüketilen uyuşturucu konumunda. Ulusal bazda yapılan araştırmalara göre 15-64 yaş arası 22.6 milyon kişi yani Avrupalı yetişkinlerin yüzde 8’i en az bir defa esrar kullandı. AB ülkelerinde yaşayan 3.7 milyon kişi yani yetişkinlerin yüzde 1.3’ü ise her gün esrar kullanıyor. Aynı zamanda Avrupa’da uyuşturucu tedavilerinin üçte biri esrar kullanımından kaynaklı. 2021’de son on yılın rekorunu kıracak miktarda esrar reçinesi ve kök kenevir ele geçirildi. 1 milyon uyuşturucuya el koyma operasyonunun dörtte üçü esrar ürünlerine ilişkindi. AB üyesi devletler ve Türkiye ile Norveç’te 850 ton esrar reçinesi, 288 ton kök kenevire el konuldu.
Kenevirin yarısı Türkiye’dendi
Ele geçirilen esrar reçinesinde 2021’de ilk sırada 672 tonla İspanya var. İspanya’yı 72 tonla Fransa takip ediyor. Türkiye 33 tonla üçüncü sırada. Kök kenevirde de yine İspanya 130 tonla birinci, onu 47 tonla İtalya, 39 tonla Fransa takip ediyor. Türkiye 31 ton kök kenevirle üçüncü. 2020 ve 2021 verilerini kıyaslamak gerekirse 2020’de 290 ton esrar reçinesinin yüzde 13’üne, 101 ton kök kenevirin yüzde 49.5’ine Türkiye’de el konulmuştu. 2021’de ise Türkiye’de yakalanan esrar reçinesi toplam miktarın yüzde 4’ü, kök kenevir ise yüzde 11’i civarında. Bu noktada Türkiye özelinde bir düşüş söz konusu.
2016’dan beri yükseliş var
Kokain, esrardan sonra Avrupa’da en çok kullanılan ikinci uyuşturucu konumunda. 2021’de el konulan kokainde bir rekor kırıldı ve AB ülkeleri ile Türkiye ve Norveç’te toplam 306 ton kokain ele geçirildi. Birinci sırada 96 tonla Belçika var. Belçika’nın özelliği ise Avrupa’nın en büyük ikinci limanı olan Antwerp Limanı’na sahip olması. Türkiye’de ele geçirilen kokain miktarı 2.84 ton. 2020’de bu miktar 1.96 tondu. Yine EMCDDA tarafından şehirlerin atık sularında yapılan uyuşturucu analizine göre Avrupa’da 2011-2015 arası kokain kullanımı stabildi ama 2016’dan beri Avrupa’nın çoğunda artış gözleniyor.
Adana’da yüzde 59 artış
2022 verileri de 2021’le kıyaslandığında bulunan kokain kalıntısında bir artışa işaret ediyor. 109 lokasyon arasında atık suda en çok fazla kokain kalıntısına rastlanan şehir Belçika’daki Antwerp. 1000 kişi başına günlük 2381.39 miligram kokaine rastlandı. 75. sırada bulunan İstanbul’da bu sayı 59.09 miligramken 93. olan Adana’da 9.09 miligram. 2021’de İstanbul’da 53.88 miligram olan atık sudaki kokain metaboliti oranı Adana’da ise 5.71 miligramdı. Diğer bir deyişle İstanbul’da yüzde 9.6’lık bir artış yaşanırken Adana’da artış oranı yüzde 59.
Kokaetilene neden oluyor
Kokain, akut uyuşturucu zehirlenmesi vakalarının yüzde 27’sinin nedeni. Şikayetler sıklıkla alkolle birlikte kullanımından kaynaklı. İki maddenin vücuda birlikte alınması karaciğerde kokaetilen oluşumuna yol açıyor. Huzursuzluk, psikoz, taşikardi, hipertansiyon, aritmi, akut koroner sendroma bağlı göğüs ağrısı ve felç gibi sonuçlara sebep oluyor. Sürekli kokain kullanımı, koroner arter hastalığı, kardiyomiyopati ve inme riskini büyük ölçüde arttırıyor.
Metamfetaminin yüzde 81’i Türkiye’de
Avrupa uyuşturucu pazarında bir diğer rağbet gören unsur ise sentetik uyarıcılar olan amfetamin ile metamfetamin. 2021’de AB ülkeleri ve Türkiye ile Norveç’te toplam 10.9 ton amfetamin, 6.8 ton metamfetamin ele geçirildi. Amfetaminin 3.52 tonu, metamfetaminin ise 5.5 tonu Türkiye’de ele geçirildi. Diğer bir deyişle Avrupa genelinde amfetaminin yüzde 32’si, metamfetaminin ise yaklaşık yüzde 81’i Türkiye’de yakalandı. Bir başka nokta ise şu ki 2020’de Türkiye’de ele geçirilen amfetamin miktarı sadece 740 kilogramdı. Yani bir yıl içerisinde gerçekleşen artış yüzde 375... EMCDDA’in atık su kalıntısı çalışmasında metamfetamin konusunda incelenen 97 Avrupa şehri arasında İstanbul 10., Adana ise 16. sıradaydı.
Yüzde 92’si dört ülkeden
2021’de İstanbul’da 1000 kişi başı günlük 72.49 miligram metamfetamin kalıntısına rastlanırken 2022’de yüzde 27’lik artışla 92.12 miligrama çıktı. Adana’da ise yüzde 147.5’lik bir artış var. 2021’de 18.67 miligram olan kalıntı 2022’de 46.21 miligram oldu. Söz konusu uyarıcılar hakkında en endişe verici etkiler aşırı doz kaynaklı ölüm, akut ve kronik akıl sağlığı sorunları ve bulaşıcı hastalıklar. Bulgaristan, Çekya, Estonya, Letonya, Polonya, Slovakya, Finlandiya ve Türkiye'de uyuşturucu tedavisine ilk kez başlayanların en az yüzde 15'ini amfetamin veya metamfetamin bağımlıları oluşturuyor. Sorununun metamfetamin bağımlılığı olduğunu söyleyerek 2021’de tedaviye başlayan 10 bin 800 metamfetamin kullanıcısının yüzde 92’si Çekya, Almanya, Slovakya ve Türkiye’den.
MDMA’de düşüş
Kullanımı genellikle gece hayatı ve eğlence ortamlarıyla ilişkilendirilen MDMA (ecstasy) amfetaminlerle ilişkili ama farklı etkilere sahip sentetik bir uyuşturucu. Uyuşturucunun kullanımı pandemi döneminde bu nedenle düştü. Atık su analizi bildiren Avrupa şehirlerinin yaklaşık yarısı, 2021-2022 arası MDMA kalıntısında artış görse de diğer şehirlerde düşüş kaydedildi. Türkiye’de incelenen şehirlerde de düşüş var. Atık suyunda 8.48 miligram MDMA metabolitine rastlanan Adana Avrupa şehirleri arasında 54, 6.49 miligram MDMA kalıntısı gözlenen İstanbul ise 64’üncü oldu. İstanbul’a dair en son güncel veri 2020’de elde edilmişti.
2012’den beri birinci
O yıl İstanbul’daki oran 26.33 miligramdı. Bu da 2022’de yüzde 75.3’lük bir düşüşe işaret ediyor. Adana’da da 2021’le kıyaslandığında yüzde 38’lik düşüş var. 2021’de bu sayı 13.68 miligramdı. Ancak bu düşüşe karşın en çok MDMA tableti ele geçirilen ülke de Türkiye. 2021’de 7 milyon 618 bin 13 tablet ele geçirildi. Türkiye’yi 1 milyon 454 bin 85’le Fransa, onu 643 bin 553’le İspanya takip ediyor. Türkiye’de 2020’de 11 milyon 96 bin 244 tablet ele geçirilmişti ve söz konusu yılda da 2012’den beri olduğu gibi ilk sıradaydı.
22 ton eroin yakalandı
AB bölgesinde 2021’de yakalanan eroin 9.5 ton. Ancak Türkiye ve Norveç de eklendiğinde bu miktar 31.8 tona çıkıyor. Burada da en büyük etmen Türkiye. 2021’de ülkede tam 22 ton eroin ele geçirildi. 13 ton eroinin yakalandığı 2020’e göre yüzde 66 artış var. Türkiye’deki bu artışa yönelik olarak raporda Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkisinin olabileceği öne sürülüyor. Ukrayna’daki savaşın Orta Asya, Kafkaslar ve Karadeniz boyunca Avrupa’ya yapılan eroin kaçakçılığını sekteye uğrattığı, bunun bir sonucu olarak da diğer rotalardaki faaliyetlerin artmış olabileceği belirtiliyor.
Eroinmanlar yaşlanıyor
Eroin Avrupa’da en çok kullanılan illegal opioid. Bununla birlikte uyuşturucu kullanımından kaynaklı sağlık problemlerinin büyük bölümünün de kaynağı. Ama veriler Avrupa’daki eroin kullanıcıları grubunun yaşlandığına ve genç jenerasyonların bu maddeye eğiliminin artış göstermediğine işaret ediyor. 2010-2021 arası eroin nedeniyle tedavi olmak isteyenlerin ortalama yaşı arttı. Yüzde 69’u 35 yaş ve üzerindeyken yalnızca yüzde 31’i 34 yaş ve altında. Bununla beraber şırıngayla kullanım da büyük ölçüde azaldı. İlk defa tedaviye giren kullanıcıların yalnızca yüzde 19’u enjeksiyonun ana kullanım metodu olduğunu söylüyor.
“Her yerde, her şey, herkes...”
EMCDDA Direktörü Alexis Goosdeel uyuşturucu sorununun üç temel kavramla tarif edilmesi gerektiğini söylüyor: “Uyuşturucu sorununu tasvir etmek gerekirse üç ana trend var. Birincisi uyuşturucular artık her yerde. İkincisi her şey artık günümüzde uyuşturucu olarak kullanılabilir. Ve son olarak herkes doğrudan ya da dolaylı olarak herhangi bir bağımlılıkla karşı karşıya kalabilir.” Bu kavramlara ek olarak Direktör Goosdeel Avrupa için yeni bir kavramın da gündemde olduğunu kaydediyor, o da uyuşturucuya bağlı şiddet olayları. “10 yıl öncesinde uyuşturucuya bağlı şiddet olaylarından bahsederken Orta Amerika’yı konuşurduk. Bugün AB hakkında konuşuyoruz ve bütün üye ülkelerin bu sorunla yüzleştiğini görüyoruz” diyor.