Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti İnsan Hakları Başkanlığınca parti genel merkezinde düzenlenen İnsan Hakları Eğitim Programı'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın konuşmasında satırbaşları şöyle:
- İnsanlığın çok acı tecrübeler sonrasında inşa ettiği kural temelli sistemin yıkılışına hep birlikte şahitlik ediyoruz.
- Bunu tersine çevirecek adımlar da atılmıyor. Ne Irak’ın işgalinden ne Suriye itilafından ne de Rusya-Ukrayna savaşından maalesef gerekli dersler çıkarılamadı.
- Bu kayıtsızlık karşısında patlak veren her kriz bir öncekini maalesef aratmıştır. Ancak Gazze kriziyle beraber küresel sistem iflas bayrağını çekmiştir.
- Gazze tüm dünyada maskeleri indirmiş, 10 yıllardır bize örnek gösterilen kurumların içinin ne kadar kof olduğunu apaçık ortaya koymuştur.
- Gazze’de Filistin halkının maruz kaldığı soykırımı anlatmaya kelimeler kıyafet etmiyor. Katliam görüntülerine bakmaya inanın can dayanmıyor.
- Kafası kopmuş masum bebeklerin, bombaların altında öksüzleriyle birlikte hayatta kalmaya çalışan annelerin görüntülerini izlemeye hiçbirimizin kalbi dayanmıyor.
- Soykırım başlayalı tam 10 ay oldu. Bu sürede 16 binden fazla çocuk öldü, 40 bin masum insan şehit edildi. Enkaz altındaki 10 binden fazla şehidin naaşına ulaşılamıyor.
- İsrail Gazzelileri sadece bomba ve kurşunlarla öldürmüyor. Aç, susuz, gıdasız bırakarak öldürüyor.
- Haydut devlet avuç içi kadar toprak parçasına sıkıştırdığı 2,3 milyon insana karşı barbarlığın her türlüsünü sergiliyor.
- Batı, İsrail'in suç ortağı. Bu desteklerini gizleme gereksinimi duymadan katilleri avuçları şişinceye kadar alkışlayarak alenen gösteriyorlar.
- Burada şu ikazı açık açık yapmak zorundayım. Tarih kimin nerede durduğunu kaydetmektedir. Günümüzün Hitler'i Netanyahu'nun yalanlarını ayakta alkışlayanlar, ellerine yapışan o kara lekeyi ömür boyu temizleyemeyecek.
- Mazlumların acıları üzerinde sevinç çığlıkları atanları ne tarih ne de çocukları affedecek.
- Biz dünyanın gözlerinin filistin’e döndüğü bu günde fırsat bu fırsat deyip birilerine şirin görünme niyetinde değiliz.
- Biz ne kadar ağır olursa olsun hakkı tutup kaldırmanın derdindeyiz. Filistin sınavından hem şahsen hem de ülke ve millet olarak alnımızın akıyla çıkmanın samimi gayreti içindeyiz.
- Kim ne derse desin, soykırımcıların olması gereken yer meclis kürsüleri değil, işledikleri suçların hesabını verdikleri mahkeme salonlarıdır.
- 40 bin insanın ölümünden sorumlu olmayıp bir de kırmızı halıyla karşılamak vicdansızlıktan ötedir.
- Buradan bir kez daha Haniye’ye Allah’tan rahmet. Filistin halkına ve ailesine baş sağlığı diliyorum. 50-60’ı aşkın yakınları şehit oldu.
- Ama hiçbir zaman Haniye yüzündeki tebessümü kaybetmedi. Böyle bir insandı. Haniye’yi tanıyan herkes onun nasıl yiğit dava adamı olduğunu çok çok iyi bilirdi. Kendisi aynı zamanda Filistin’in son seçilmiş başbakanıydı.
"Dijital faşizm ile karşı karşıyayız"
- Bazıları bizim Haniye’ye gösterdiğimiz ilgiyi hazmedemedi. Biz sizden mi izin alıp da bunların kararını verecektir. Biz milletimizden gerekli izni aldık ve adımlarımızı buna göre atıyoruz.
- Bilhassa sosyal medya şirketleri gemi azıya çekti, adeta militanlaştılar. İsrail’i eleştiren basit bir cümleye bile hemen sansür uygulamayı kendileri için görev addediyorlar.
- Filistinli şehitlerin fotoğraflarına tahammül edemeyip anında yasaklayan bir dijital faşizm ile karşı karşıyayız.
- Gelinen noktada sosyal medya şirketlerinin çıkarlarına dokunan her hususta mafya gibi davrandığına şahit oluyoruz.
- Sosyal medya şirketlerinin bu tavrına yeni tanıklık etmiyoruz. Uyarılarımıza rağmen, FETÖ’den PKK’sına kadar tüm terör örgütleri bu mecralarda istedikleri gibi at koşturuyorlar.
- Milletimizin inancına alenen hakaret ediyorlar. Suç ve terör şirketleri bu mecralarda istedikleri hareketi yapıyorlar.
- Bizdeki katalog suçlarla mücadeleyi maalesef esirgiyorlar. Bu husustaki rahatsızlığımızı pek çok dile getirdik. Ancak arzu edilen işbirliğini henüz tam manasıyla tesis edemedik.
- Türkiye egemenlik hakları çerçevesinde bir adım atıyor, bir tedbir uyguluyor ancak şirketlerden önce meselenin önüne arkasına bakmayan muhalefet partileri hemen ayağa kalkıyor.
- Burada şirketlerin tavrı kadar rahatsız edici diğer bir durum ülkemizdeki muhalefetin kaypak tutumudur.
- Sosyal medya platformlarının rezilliklerini bir kez bile eleştirmeyenler bakıyorsunuz nefes nefese ekran başına geçip Türkiye’yi Batılılara şikayet için sıraya giriyorlar.
- Kimse kusura bakmasın, özgürlükleri savunmak böyle olmaz. Bunun adı ifade özgürlüğüne sahip çıkmak değildir.
- Sosyal medya platformlarının arz ettiği tehlikelere işaret etmek asla sansürcülük değildir. Asıl sansürcülük bunlara gözlerini kapamaktır.
- Biz böyle bir tutarsızlığın içinde yer almayacağız. Hükümet olarak bizim kimsenin özgürlüğüyle, ticaretiyle, hayat tarzıyla herhangi bir sorunumuz yok.
- Türkiye’nin haklı talepleri karşılanır, hassasiyetlerine saygı gösterilirse mesele zaten kendiliğinden hal yoluna girecektir.
- Mücadelemizi onların efendilerine karşı yürüttük. Bugün de kuklalarla vakit harcamıyor asıl onları oynatan kuklacılara odaklanıyoruz.
- Son haftalarda şunu bir kez daha gördük. Sosyal medya şirketleri bu alandaki tekel konumlarını siyaset, toplum mühendisliği projelerini hayata geçirmek için kullanmaktadır.
- Toplumsal barış için tehditlerini engellemek asla sansürcülük değildir. Biz böyle bir tutarsızlığın içinde yer almayacağız.
- Hükümet olarak bizim kimsenin özgürlüğüyle, ifade hürriyetiyle, ticaretiyle hayat tarzıyla herhangi bir sorunumuz yok.
- Bugüne kadar da bu yollara tevessül etmedik. Şimdi de amacımız anayasamızın verdiği imkanlarla insanımızın haklarını korumaktadır.