23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 17.02.2023 04:30 | Son Güncelleme: 18.02.2023 16:02

Geleceğin can kurtaran uydu haritası

Avrupa Birliği’nin uydu aracılığıyla oluşturduğu harita depremden en çok etkilenen zeminleri analiz etmeye yarayan önemli veriler sağlıyor. Harita, bölgedeki yeniden yapılandırmayı planlamakta da hayati öneme sahip
ESA’nın uydu haritası analizi / Kaynak: ESA
ESA’nın uydu haritası analizi / Kaynak: ESA

Haritadaki veriler deprem sırasında ortaya çıkan enerjinin yerin yüzeyini nasıl etkilediğini gösteriyor. Veriler, geçen cuma erken saatlerde Avrupa Birliği’nin Sentinel-1A adlı uydusu tarafından Türkiye’nin 700 kilometre üzerinden kuzey- güney istikametinde geçerken elde edildi. Sentinel gece gündüz tüm hava koşullarında zemini algılayabilen bir radar taşıyor. Uydu dünyanın deprem eğilimli bölgelerini tarayarak yüzeydeki küçük değişiklikleri izliyor. Ancak 6 Şubat depreminden kaynaklanan değişikliklerin oldukça büyük olduğu verilere yansıyor.

Araştırmacılar “interferometri” adı verilen bir teknik kullanarak yüzeyin “öncesi” ve “sonrası” görüntülerini karşılaştırıyor. Haritadaki kırmızı renkler, uydunun Türkiye üzerindeki bir önceki uçuşundan bu yana kendisine yaklaşan, mavi renkler ise uzaklaşan alanları, yani yatay hareketleri gösteriyor.
6 Şubat’taki iki depremin kırılma çizgilerinin yerleşim yerlerinden, birçok yerde binaların içinden geçtiği de takip edilebiliyor. BBC’nin konuyla ilgili haberine göre bu Sentinel haritası hem bilim insanlarının depremlerde tam olarak ne olduğunu anlamalarına yardımcı olacak hem de Türk yetkililerin deprem sonrası toparlanmayı planlarken kullanacakları risk değerlendirmelerine katkı sağlayacak.

Merkez üssü değil kırılma hattı

Harita, kısaca Comet adı verilen Birleşik Krallık Deprem, Volkan ve Tektonik Gözlem ve Modelleme Merkezi tarafından işlendi. Kurumun Direktörü Prof. Tim Wright “Haber kaynakları depremleri hep ‘merkez üssü’ şeklinde, sanki depremin bomba benzeri tek bir kaynak noktası var gibi gösterirler. Aslında bütün depremler uzun faylardaki kaymalardan kaynaklanır ve deprem ne kadar büyükse, kırılan fay da o kadar büyük olur” diyor.

“Bu kırılmaları uydularla haritalandırabiliriz çünkü fay hattının etraflarındaki zemin bu örnekte 5 ila 6 metre kadar yer değiştirdi. İlk kırılma 300 kilometre kadar ve ikinci depremde ise 140 kilometre kadar” diyen Wright, mesafenin kabaca Londra ve Paris arasındaki mesafeye denk olduğuna dikkat çekiyor. BBC’ye konuşan İngiliz bilim insanı “Hasar fayın yanında en yüksek düzeyde ama tabii ki fayın her iki tarafında da geniş bir bölgeye yayılıyor. Kesinlikle korkunç bir durum” diye konuştu. Uydulardan önceki dönemde jeologlar, deprem faylarını kırılma çizgilerini bizzat izleyerek haritalandırırlardı. Bu da birçok detayın kaçırılmasına neden olan zahmetli bir süreçti. Uzaydan radar interferometrisi 1990’larda geliştirildi, son yıllarda daha da dikkat çekici bir araç haline geldi. Yörüngede bulunan sensörlerin ve bilgisayarların kalitesinin artması ve akıllı algoritmaların gelişmesi bu sistemin gelişmesini sağladı.

Bu sayede günümüzde bir veri setini bir uydunun geçişini takip eden birkaç saat içinde uzmanların bilgisayarlarında analize hazır hale getirmek mümkün. Sentinel-1A’nın Türkiye’nin en uygun görüntüsünü elde edecek konuma gelmesi birkaç gün sürdü. Wright fırlatılan uydu sayısının artmasıyla bu sürenin de kısalacağını ve arama kurtarma çalışmalarına katkı sağlayacağını söylüyor: “On yılın sonunda, bu tür analizleri büyük depremlerin ilk 24 saatinde yapabilmeliyiz. O zaman yardım çabalarına daha faydalı sağlayabiliriz. Mevcut durumda ilk 72 saatlik pencereye yetişemedik.” 

Sarsıntı ne kadar sürdü, ne kadar süre hissedildi?

Deprem yüzey dalgaları okyanus dalgaları gibi yayılır. Tıpkı denize atılan bir taşın batmasından sonra dahi dalgaların yayılması gibi. ABD’nin deprem gözlem kurumu U.S. Geological Survey’e (USGS) göre, 7.8 büyüklüğündeki ilk depremi tetikleyen kayma, yaklaşık 75 saniyede meydana geldi. Deprem bölgesindeki insanlar bunu bir ila iki dakikalık bir sarsıntı olarak hissetti.

Öncü deprem diye bir şey var mı?
USGS’ye göre belirli bir depremin daha büyük bir depremden önceki bir “ön şok” olma olasılığı 15’te 1’dir. Bunun örneklerinden biri 2019’da California’nın Ridgecrest kasabasında gerçekleşti. 4 Temmuz günü gerçekleşen 6.4 büyüklüğündeki ana şoktan iki gün sonra 7.1 büyüklüğünde bir deprem oldu.
(Kaynak: Washington Post)