24 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 09.08.2024 04:30 | Son Güncelleme: 17.08.2024 16:59

Hatay’da bir yanda belirsizlik diğer yanda umut var!

Fotoğraflar: Can Erok
Fotoğraflar: Can Erok

Depremin üstünden 1.5 yıl geçmesine rağmen, Hataylılar evlerine, işyerlerine ne zaman kavuşacaklarını hatta kavuşup kavuşamayacaklarını bile bilmiyor. Rezerv alan ilanı nedeniyle hak kaybına uğramaktan endişeliler. Ulaşım, sağlık, eğitim gibi temel hizmetlere erişimde sorunlar devam etse de insani yardım derneği Hayata Destek’in bugüne dek 79 projeye verdiği 8 milyon 705 bin 591 TL’lik mikro hibe desteğiyle şehir ayağa kalkmaya çalışıyor


Hatay şehir merkezindeyiz. Depremden en çok etkilenen şehirlerin başında gelen Hatay’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre 89 bin 25 bina kullanılamaz hale geldi, 13 bin 517 bina yıkıldı. 23 bin 65 kişi ise yaşamını yitirdi. Hataylılar eski günlerine dönmek için var güçleriyle çabalıyorlar. Ama büyük depremin üzerinden 1.5 yıl geçmesine rağmen barınma, ulaşım, sağlık gibi hizmetlere ulaşımda halen sorunlar var.

Yeniden Hatay Kooperatifi, 16 üyesiyle yerel üreticilerden aldığı ürünleri işleyerek yöresel ürünler imal ediyor.

 

Binaların çoğu “mahkemelik/davalık”

Merkezde ilerlemeye devam ediyoruz. Pek çok yerde inşaat çalışmaları sürüyor, her yere beton santralleri kurulduğunu görüyoruz. Daha yıkılmayı bekleyen çok sayıda bina var. Birçoğuyla ilgili dava süreci devam ediyor. Önünden geçtiğimiz binaların çoğunda sprey boyayla kocaman “Mahkemelik, yıkmayın” ibaresi yazılmış. Şehirde ulaşım başlı başına problem. Hem yoğun bir trafik var hem de kent içi ulaşım tam kapasiteyle çalışmıyor.

Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) verilerine göre Hatay’da dersliklerin yüzde 45.4’ü kullanılmaz halde. Kentte konteyner okullar kurulunca okulların fiziksel koşulları büyük ölçüde değişti. Bugüne kadar konteyner kentlerden okullara giden öğrencilere ücretsiz servis desteği sağlanıyordu. Ancak görüştüğümüz depremzedelerden bir kısmı önümüzdeki eğitim öğretim yılında bu desteğin devam etmeyeceğini, bir kısmı da kendilerine bilgi verilmediği için bu konunun belirsiz olduğunu söylüyor.
Kentteki belirsizlik bununla sınırlı değil. İnsanlar evlerine ne zaman çıkacaklarını, işyerlerine ne zaman kavuşacaklarını, hatta kavuşup kavuşamayacaklarını bile bilmiyorlar. Rezerv alan ilan edilen yerler nedeniyle hak kaybına uğrayacak olmaktan endişeliler.

Necati Oğural’ın kurucusu olduğu Koyunoğlu Aşevi’nde uzun süre günde 6 bin porsiyon yemek çıkmış.

 

Diğer taraftan bölgede sivil toplum kurumlarının ve insani yardım derneklerinin çalışmaları da devam ediyor. Örneğin depremler sonrası, afetler karşısında toplumun direncini artıran en önemli unsurlardan birinin yerel sivil toplum kuruluşlarının çabaları olduğundan hareketle kurulan Türkiye Yerel STK İnsani Forumu (TİF) yerelde sivil toplum koordinasyonunu sağlamaya ve sivil toplum örgütlerinin (STÖ) kaynaklara erişimini güçlendirmeye çalışıyor.

4 ilde 60’ın üzerinde STÖ

Bünyesinde 60’ın üzerinde STÖ bulunan TİF, Hatay, Adıyaman, Malatya ve Kahramanmaraş’ta aktif olarak çalışıyor. Mayıs 2024’ten beri de Birleşmiş Milletler Ülke Takımı’nın ana sponsorluğunda bu 4 ilde yürütülen koordinasyonun eş yürütücülüğünü üstleniyor. 30 Haziran 2024 itibarıyla 16 yerel kuruma hibe programı aracılığıyla finansman desteği sağlayan oluşum, temmuz ayında Hatay’da 10 yerel kuruma daha mikro hibe desteği sundu. Bunun dışında TİF’in, yerelstkforumu.net isimli web sitesinden takip edilebilen bir hizmet haritası da mevcut. Bu haritada STÖ adı, bulunduğu il ilçe ve çalıştığı alan yer alıyor. Böylece tekrarlı hizmetin önüne geçilmesi amaçlanıyor.

Yerelin güçlenmesi için 79 projeye mikro hibe verildi

2005’ten beri insani yardım alanında çalışan Hayata Destek ise hem TİF’e ev sahipliği yapıyor hem de afet bölgelerinde kalıcı iyileştirme için başlattığı ‘Yerelin Liderliğinde Güçlenme’ programı kapsamında deprem bölgesinde mikro hibe desteği veriyor. Hatay’da şimdiye kadar 79 projeye mikro hibe desteği vermişler. Bu hibenin sayısal karşılığı 8 milyon 705 bin 591 TL. Bu desteklerden bazılarını aktarıyoruz.

Her gün 3 bin porsiyon yemek çıkıyor

Koyunoğlu Aşevi Projesi: Projenin kurucusu Necati Oğural. Depremden sonra gelen içme suyu ve gıda yardımlarının dağıtımını 35-40 mahallede organize ederek süreci başlatmışlar. İnsanların aldıkları erzakları pişirebilecekleri bir ortam olmaması ve bunun bir ziyana sebebiyet vermesi aşevi projesinin doğmasını sağlamış.

Uzun bir süre 6 bin porsiyon yemek çıkaran aşevi, ihtiyacın azalmasıyla birlikte artık günde 3 bin porsiyon yemek çıkarıyor. Tüm menüyü yalnızca iki kadın, Ceylan ve Gülcan Oğural hazırlıyor. “Şimdiye dek yaklaşık 2 milyon 350 bin porsiyon yemek çıkardık” diyen Oğural, Hayata Destek’ten aldıkları mikro hibelerle gıda temin ediyor ve gönüllü kadınları istihdam ediyor. Oğural, uzun vadede aşevi hizmetini sonlandırmayı düşünmüyor. Bir yandan da bir kadın üretim kooperatifi kurarak yerelde üretimi ayağa kaldırmayı amaçlıyor.

Kadınlara hem maddi hem manevi destek

Mara El Sanatları Atölyesi:
Atölyenin kurucusu Aygül Çam, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’nın (KEDEV) da desteğiyle çadırda kalan beş depremzede kadınla el sanatları eğitimine başlıyor. Hayata Destek ise hammadde, dikiş makinesi, zemin döşemesi, dolap ve kesim masası desteği sağlıyor. Şu an atölyeye kayıtlı 17 kadın olduğunu söyleyen Çam, “Kayıtlı olmayanlarla birlikte yaklaşık 25 kadın termos askısı, çanta, takı gibi şeyler üretip satıyoruz. Her gün düzenli olarak gelen kadınlar haftada 1000 lira kadar kazanıyor, kurulan stantlarda da ekstra gelir elde ediyorlar. Atölye, kadınları hem maddi hem manevi anlamda besliyor” diyor.
“Kadınların düzenli gelir elde etmesini hedefliyoruz”

Yeniden Hatay Kooperatifi:
Kooperatif, 16 üyesiyle yerel üreticilerden aldığı turunç, karadut, kaya koruğu ve ceviz gibi ürünleri işleyerek yöresel lezzetler imal ediyor. Kayıtlı olmayanlarla birlikte 30 depremzede kadının üretim yaptığı kooperatifin sözcüsü Aslı Yılmaz, kuruluş hikayelerini “Depremden sonra kadınların kendi içlerine çekildiklerini, acılarını daha ağır yaşadıklarını gördük. Zaten çadırlarda, konteynerlerde görünmeyen bakım yükü de çok artmıştı. Bir şeyler üretmenin kadınlara ne kadar iyi geldiğini gördük ve kalıcı bir şeyler yapmaya karar verdik” sözleriyle anlatıyor.

Kooperatifin kurucusu Pelin Yılmaz ise önce bir Instagram hesabı açtıklarını söyleyerek “Şimdi Hepsiburada, Anatoliabazaars gibi online platformlarda da varız. Sosyal medya üzerinden satışımız da devam ediyor. 8 Mart ve yılbaşında bu sene Hatay’dan ürün almak istiyoruz diyen bir sürü büyük kurumsal firma oldu. O dönemin hem maddi olarak bir karşılığı oldu hem de kadınlar paketleme gibi süreçlerden çok keyif aldı. Amacımız işleri kadınların düzenli gelir elde edebileceği boyuta getirmek” diyor.

Deniz Toprak, kurduğu sörf merkezinde şimdiye kadar 16 yaş altında 350 çocuğa ders vermiş. Hedefi ise 1000 kişiye ulaşmak.

 

Yerelden çıkacak rol modelleri sörf öğretecek

Hatay Sörf Merkezi:
Depremden sonra Hatay’a, temiz suya erişimle ilgili çalışan bir NGO’nun Türkiye’deki elçisi olarak gelen Deniz Toprak, sörf merkezinin kuruluşunu şöyle anlatıyor: “Nisan 2023’te geldiğimde Samandağ’ın sörf için çok uygun, dalgalı bir deniz olduğunu gördüm. Ardından önce son 20 senenin meteoroloji raporlarına baktım. Sonra da o raporda yazanların canlı karşılığını alabilmek için burada bir balıkçı amca buldum. Mustafa Abi bana her gün düzenli olarak video yolladı. Mayıs 2023’te de ‘İsteyen gençler benimle beraber suya girsin’ şeklinde bir çağrıyla tekrar Samandağ’a geldim.”

Çalışmasına beş kişiye ders vererek başlayan Toprak, “Bu beş kişiden Akıl ve Haydar’ı çok beğendim ve onları derinlemesine bir sörf eğitimi için Ordu’ya götürdüm. Akıl geçen ekimde yapılan Karadeniz Turnuvası’nda, Haydar da Türkiye Şampiyonası’nda birinci oldu. İki çocukla bu kadar kısa sürede nerelere gidebileceğimizi görünce bunu bütün çocuklara erişilebilir kılmak için üzerimizde ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu hissettik” diyor.

Sörf merkezinde şu ana kadar 16 yaş altı yaklaşık 350 gence ders verdiklerini söyleyen Toprak, hedefinin ise 1000 kişiye ulaşmak olduğunu söylüyor. “Her bir grupla bir hafta boyunca üç ders yapıyoruz. Gençleri İngilizce, matematik, resim ve seramik dersleri gibi farklı disiplinlerden kurslarla da destekliyoruz. Aslında amacımız bu eğitimlerden ikinci seviyeye geçenlerle kışın devam etmek ve sonraki yıllarda eğitim verebilecek ekibimizi oluşturmak. Elimizdeki sınırlı kaynakla verimli olmayı ve sörfü çocuklar için kalıcı şekilde erişilebilir kılmayı amaçlıyoruz. 15 Eylül’e kadar buradan çıkan yaklaşık 30 kişiyle derinlemesine eğitimlere devam ederek önümüzdeki senenin rol modellerini yetiştireceğiz.”