31 Mart seçimlerinde yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu Saraçhane’deki mazbata töreninde açıklamalarda bulundu. İmamoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
- Van'da YSK görevini yaptı. Halk gaspı çabalarına girildiğini üzülerek gördük.
- Aldığımız mazbatanın diğer hukuksuz uygulamaları gölgeleyeceğini kimse düşünmesin. Bizim mazbatamızın daha önünde duran şey milletimizin her bireyine uygulanan, hukuka dair, adil olmaya dair uygulanan süreçlerdir.
- Üzülerek görüyorum ki kumpaslarla millet iradesini gasp etme gayretleri devam ediyor. İstanbul'da kazandığımız Gaziosmanpaşa ve Beykoz'da oyların yeniden sayılmasına yönelik amacına uygun olmayan, bence usulsüzce yürütülürken kıl payı kaybettiğimiz Fatih'te oyların yeniden sayılması talebimizin hızla reddedilmesini İstanbul halkının hakkının gaspı olarak değerlendireceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
- Çifte standarttan vazgeçilmeli. Açık farkla kazandığımız Tuzla'da benim genç yol arkadaşıma mazbatasını ne için vermiyorsunuz. Derdiniz ne? Zamana mı ihtiyacınız var? Öğreniyoruz ki Tuzla Belediye Başkanı'nın görevi bitmişken 2 Nisan günü hemen 62 milyon liralık ihale yaparak birilerine veriyor. Böyle bir kamu ahlakı olamaz. Hangi yetkiyle yapıyor?
- Hemen İBB müfettişlerini görevlendirdim, ihaleyi veren de alan da rahat olmasın. Birebir takip edeceğimi buradan söyleyeyim.
- Bu belediye başkanının yapmaya çalıştığı başka şeyler de var. Çok acayip şeyler deniyor panikle. Beykoz ve Gaziosmanpaşa'daki telaşınız ne?
- Süreci uzattıkça uzatıyorsunuz. Haksızlık yapıyorsunuz ama haksızlığın ötesinde başka kötülüklere fırsat veriyorsunuz.
- İçi boş gerekçelerle bana açtığınız davalar, dönün bakın işinize yaradı mı?
- Zamanı geri saramazsınız. Ülkenin meselelerine eğilin, enflasyonla mücadele edin, yoksullukla mücadele edin. Emeklilere ve onların dertlerine eğilin. Hukukun üstünlüğüne dönün.
- Sizler bir partinin değil, bu asil devletin, bu asil milletin yargıçları ve bürokratlarınsınız. Son 5 yılda yaptığımız açılışlara, valinin, emniyet müdürünün katılmaya bile cesaret edememesi bu ülkeye yakışıyor mu?
- Biz istiyoruz ki bürokratlar, beraber görüşsünler, çalışsınlar. Sırt sırta verelim. Bırakın bu işleri. İnsanımızı insanından uzaklaştırmayın. Kamu bürokrasisini siyasilerle uzaklaştırmayın.
- Hukuk ve demokrasi sadece kendimiz için yaptığımız ya da talep ettiğimiz şeyler değil. Hukuk herkese eşit olarak uygulanmazsa hukuk olmaktan çıkar. Demokrasi herkesi kapsamazsa demokrasi olmaktan çıkar.
- Adaletsizliğe karşı nerede olursa olsun, kime olursa olsun bir nefer gibi çalışacağız. Hak ve özgürlükleri sadece kendisi için bilenlerden değiliz. Bu ülkede yaşayan herkes için talep etmeye devam edeceğiz.
- 16 milyon şahittir, biz beş yıl boyunca bu anlayışla İstanbul'u yönettik. Bu şehir 16 milyon İstanbullu ile birlikte yönettik. İstanbul'un tarihinin, doğasının, zenginliklerinin rant uğruna talan edilmesine karşı muhafızlık görevimizi yerine getirdik.
- Partimiz sadece bu ülkenin kurucu partisi değil, bugünden itibaren lider, sorumlulukları olan birinci partidir. Bizim derdimiz geride bıraktığımız değil önümüzdeki 25 yıldır.
- Gece gündüz çalışacağız. Hükümetin bu konudaki blokajını aşacağız. Bizi bekleyen deprem tehlikesi karşısında hızlanacağız. Gerçekçi ama radikal projelerle depreme hazırlık konusunda sistematik bir çalışmaya en üst düzeyde iş birliğine devam edeceğiz.
- İstanbul aynı zamanda adaletin de şehri olacak. Başta yol arkadaşım Tayfun Kahraman olmak üzere son yıllarda, adaletsizliğe uğramış ve haksız yere cezaevinde tutulan tüm yurttaşlarımızla dayanışma içinde olacağız.
- Bu şehri refaha ve mutluluğa kavuşturacak yol haritasını geçen yıl açıkladığımız vizyon 2050 belgesinde tanımlamıştık. Bunları başaracağız.
- Önümüzdeki beş yıl boyunca ülke nüfusumuzun yüzde 70'e yakınını CHP'li belediyeler tarafından yönetileceği bilinciyle, bugün Türkiye'de önemli bir sorumluluğun üzerimizde olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.
- Bizim iktidarımız yerelden ulusala doğru giderken çok değerli işleri yerel yönetimlerde yapmak zorundayız.
- Biz İstanbul olarak bu işin lokomotifi olmak zorunda olduğumuzu da biliyoruz. Geçen beş yılda şahit olduğunuz gibi ne yaptıysak, bütün engellere rağmen, pandemiyle, hükümetin yol açtığı krizlerle, siyasi yasak davalarıyla uğraşarak yaptık.
- Bunların her birisi bizi güçlendirdi. Dünden daha güçlüyüz. Artık merkezi hükümetin engellemelerini ne ben ne halkımız kabul edemeyiz. İstanbul halkı bence Sayın Cumhurbaşkanı'ndan önünde bekleyen onlarca dosyayı imzalamasını bekliyor. Buradan sayın Cumhurbaşkanı'na açık çağrıda bulunuyorum: Projesini tamamladığımız, metro hattına, metrobüs alımı talebimize bir an önce onay verin.
- Hazine ve Maliye Bakanlığı'mızdan metro aracı onay alımlarımızı vakit kaybetmeden vermesini bekliyoruz. Bu da size puan kazandırır. Onay verin ki tamamlayalım.
- Sayın Erdoğan, ne zaman isterseniz İstanbul'un geleceğini sizinle konuşmaya hazır bir Ekrem İmamoğlu var. Sonra diyorlar randevu istedi, istemedi? Bakın istiyorum. Mazbatamı aldığım ilk gün istiyorum. Sandalye kırık olmasın yeter.
- Demokrasinin kalbi İstanbul'da atıyor. Burası demokrasi şehri. 31 Mart seçimleriyle dünyaya demokrasi mesajı verildi. Yeni bir dönemin meşalesi yandı.