Yusuf Akcakaya
yusuf@gazeteoksijen.com Türkiye’de her yıl evlenenlerin sayısında ciddi bir düşüş yaşanırken boşanma sayılarında ise artış yaşanıyor. 2020 yılında 487 bin çift nikah masasına otururken aynı yıl 246 bin çift boşanma davası açtı. Son beş yıllık veriler incelendiğinde boşanma davası sayısında artış yüzde 20’nin üzerinde. 2020’de bir düşüş yaşansa da hukukçular salgın şartları yüzünden yavaş yürüyen hukuk sistemine bağlıyor bu durumu. 2021’de artışın yükselebileceğine dikkat çekiyorlar. Peki boşanma sayılarındaki artış neden? Dokuz yıl aile mahkemesi hakimi, beş yıl Yargıtay üyeliği ve dört yıldır da boşanma avukatlığı yapan Mustafa Ateş’e ve sekiz yıldır boşanma avukatı olan Gizem Ufuktepe’ye sorduk. 40 yaşındaki Ece ve 35 yaşındaki Eray ise boşanma kararını nasıl aldıklarını ve bu süreçte yaşadıklarını anlattı.“Davaların yüzde 70’inden çoğu boşanmayla bitiyor’’

“Boşanmanın kolaylaştırılması gerekiyor’’
Açılan davaların yüzde 70’inden fazlası boşanmayla sonuçlanıyor. Yaklaşık yüzde 10’u ise bu süreçte anlaşıyor ve boşanmaktan vazgeçiyorlar. Kalan yüzde 20’nin davasında ise evliliğin devam ettirilmesine karar veriliyor. Ancak hakimler evli çiftlerin boşanma talebini reddetse de onlar sonradan ‘Aa biz yanlış yapmışız, birlikte olmaya devam edelim’ demiyorlar. Sonrasında daha büyük anlaşmazlık ve kavgalar çıkabiliyor. Sürecin daha az kayıpla atlatılması için boşanmanın kolaylaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Baktığım bir davayı anlatmak isterim: Birbirleriyle ikinci evliliği yapmış bir çiftin 9 yaşındaki kız çocuğunun günlüğünü delil olarak okudum. ‘Sevgili Yumoş, babamın eve geri gelmesi için çok dua ediyorum’ diyor, babası eve geldikten sonra ise ‘Keşke tanrıya dua etmeseydim Yumoş, babam geri geldi ve annemle kavga ettiler’ diyor. Yani, boşanmış ailelerin çocukları problemli değil aslında, problemli ailede büyüyen çocuklar rahatsızlık yaşıyor.“Cinsel uyuşmazlığın sonu şiddete varıyor’’
Cinsel ilişki kuramayan birçok evli mevcut. Taraflar arasında bu ilişki olmayınca gerginlik oluşuyor, bu gerginlik sözlü tartışmaya, sonrasında da fiziksel şiddete varıyor. Hakim ve avukat olarak girdiğim birçok davada bunu gördüm. Cinsel uyuşmazlık bir boşanma sebebi değil fakat sonu şiddet veya aldatmaya varıyor.“Anlaşmalı ayrılanların oranı yüzde 30’u geçmez”

“Boşanma bir savaşa dönüyor’’
Ülkemizde uzlaşma kültürü oturmadığı için tarafları uzlaşmaya göndermek sadece süreci uzatıyor. Uzlaşmayı karşılıklı taviz vermek olarak algılayıp boşanmayı bir savaşa dönüştürüyorlar. Aslında karşılıklı bir öfke almaya çalışıyorlar. Hele ki çocukları varsa, bu savaştan kazanan çıkmıyor. Bir davada, icra memurları çocuğu anneye vermek için babanın evine gitmişlerdi. Çocuğun psikolojik durumunu düşünebiliyor musunuz? Anlaşmalı ayrılanların oranının yüzde 30’u aşmadığını düşündüğümüzde, birçok insanın bu süreçte ne kadar büyük sorun ve zararlarla karşı karşıya kaldığı tahmin etmek zor değil. Boşanma sayısının azalması, daha sağlam bir temele dayanan evliliklerden geçiyor. Bunun için ise, birey olmayı başarmış iki insanın kendi olarak kalabilmelerine izin vermeleri gerekiyor.“Ekonomik kaygılar şiddete kapı aralıyor’’


“Resmi olarak ayrılmam yedi yıl sürecek, böyle olmamalı”
Ece (40), İletişim uzmanı Boşanma isteğini bildiren taraf ben oldum, eski eşim muhafazakar aileden de gelmesinin etkisiyle buna çok net bir şekilde karşı çıktı. Şubat 2019’da evden kaçmak zorunda kaldım, bir ay sonra da boşanma davası açtım.