Asansörün kapısı açılıyor, ilk gördüğüm manzara camın önünde toplanıp fotoğraf çektiren yedi-sekiz kişilik genç grup oluyor. Neşeliler, eğleniyorlar, sorun yok. Sorun bende olabilir. Çünkü onları görünce aklıma ilk gelen, “Hani bunların maskesi, nerede mesafe?” oluyor. Zaten asansörden kurulup inmişim. Resmi rakama göre 1 dakika 10 saniye süren asansör yolculuğunu, ortalama büyüklükte bir kabinde altı kişi tamamlamak kafamda sorular doğurmuş… Ama neyse ki “Çocuklar, lütfen…” falan gibi ihtiyar heyeti mensubu tarzında bir şey demeden silkinip kendime geliyorum. Buraya “Öğreten Adam”lık (Kaan Ertem’e derin saygılarımla) yapmaya değil, hem şehrin hem ülkenin en yüksek yapısı Çamlıca Kulesi’nden İstanbul’a bakmaya geldim. Ama İstanbul’dan çok İstanbullulara bakmak isteyeceğimin henüz farkında değilim.
Haber Giriş: 11.06.2021 04:30 | Son
Güncelleme: 21.05.2024 15:12
İstanbul’un yeni selfi mabedi
Aşırı betonu kafaya fazla takmazsanız, İstanbul gibi bir kenti 369 metre yükseklikteki Çamlıca Kulesi’nden doyasıya izlemek güzel. Orada poz poz fotoğraf çektirmek de güzel. Fakat bir eksik var