Son dönemde tıp dünyası dolgu ve botoks gibi medikal estetik işlemlere yönelik yeni düzenlemeyle adeta ikiye bölündü. Önceden, bu işlemleri sağlık kuruluşlarında, gerekli fiziki mekan ve asgari tıbbi donanımın sağlanması şartıyla yalnızca dermatolog, plastik cerrah ve medikal estetik sertifikası bulunan hekimler yapabiliyordu. Sertifika uygulaması da, 2003-2008 yılları arasında gerçekleşti, ardından sonlandırıldı fakat önceden sertifika alan hekimler işlem yapabilmeye devam ettiler. 7 Ocak’ta yürürlüğe giren yeni düzenlemeyle ise, kapsam tekrar genişletildi. Öyle ki, artık tıp eğitimi müfredatları uygun olan ya da Bakanlıkça onaylı sertifika programıyla bu yetileri kazananan hekimler medikal estetik işlemleri uygulayabilecek. Yani, örnek vermek gerekirse, botoks işlemini sadece bir dermatolog ya da plastik cerrah değil, dahiliye uzmanı da sertifika alıp yapabilecek. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı, yeni düzenlemenin hedefini ise “Sınırlı sayıda hekimle hizmet verilen bu alanda, diğer hekimlerin de yetkinlikleri doğrultusunda işlem yapabilmesine imkan verilerek arz-talep dengesizliğinin giderilmesi” olarak belirtti. Öte yandan, düzenlemenin gerekliliği ve halk sağlığı açısından sonuçları tıp dünyasında tartışma konusu oldu. Nitekim kimi uzmanlar, yetkin olmayan hekimlerce yapılan estetik işlemlerin sağlığı riske attığını ya da yeni düzenlemeyle arz-talep dengesinin iyice bozulacağını savunurken, kimileri zaten tıp eğitimi alan hekimlerin birkaç haftalık bir eğitimle bu tarz işlemleri kolaylıkla yapabileceğini böylelikle hastanelerde arz-talp dengesinin kurulacağını düşünüyor.
Bu işlemler her hekimin hakkı
Medikal Estetik ve Tamamlayıcı Tıp Geliştirme Derneği (MESTAD) Başkanı Uzm. Dr. Mustafa Güneş, “Uzun yıllardır beklediğimiz fakat plastik cerrahi ve dermatoloji tekelinde baskılanan temel bir hak sonunda tüm hekimlere verildi, olması gereken oldu” diyerek başlıyor sözlerine ve ekliyor: “Yönetmeliğe göre dolgu, botoks gibi cerrahi işlem gerektirmeyen medikal estetik uygulamalarını branş ayırmadan artık her hekim yapabilir. Zaten öyle olması gerekiyordu çünkü 1219 sayılı Tababet Kanunu’nda dahi, tıp eğitimi almış her hekimin küçük işlemleri yapmaya hakkının olduğu yazıyor. Bunlar içinde örneğin dolgu, botoks, damar yolu açma, pansuman gibi işlemleri sayabiliriz. Yeni uygulamada, hekimler tahminen birkaç haftalık bir eğitimle gereken beceriyi de kazanıp çok rahat bu medikal estetik işlemleri yapabilecek. Kaldı ki, botoks ve dolgu 2010’larda hayatımıza giren uygulamalar, dolayısıyla zaten dermatologlara ya da plastik cerrahlara bunun eğitimi önceden verilmiyordu. Bu uzmanlık alanları 4-5 yıl verilen eğitimlerle çok daha komplike tedavilere yöneliyorlar. Kimse, sedef, egzama gibi bir deri hastalığına kadın doğumcu baksın veya kol rekonstrüksiyon ameliyatına plastik cerrah yerine dahiliye uzmanı girebilsin demiyor.”
Estetik yükü dağıtılacak
Güneş, yeni düzenleme sayesinde bozulan arz-talep dengesinin de tekrar kurulacağını anlatıyor: “Dermatoloji, plastik cerrahi çok değerli alanlar. Fakat hekim açığı var. Estetik kaygısı olmaksızın çok daha ciddi sorunlar için hastalar bu branşlardan randevu bulamıyor. Çünkü, dolgu gibi estetik işlemlere yönelik talep çok fazla ve tüm yük bu iki branşta. Artık, kapsam genişletildiği için yük de bölünecek. Daha fazla hekimin bu işlemleri yapmasıyla beraber, aynı zamanda merdiven altı uygulamaların da önüne daha kolay geçilebilecek. Çünkü, hekim bile olmayan kişilere yönelme azalacak.”
Kontenjanlar eşit dolabilir
Güneş, aynı zamanda uzun vadede branş tercihlerindeki dengesizliğin çözüleceğini ekliyor: “Yaklaşık son 20 yıldır, TUS sonucunda kadın doğum, pediatri, genel cerrahi gibi bölümler boş kalıyor. Hasta yakınlarından görülen şiddet, işlem sonrası açılan davalar, yoğun nöbetler, düşük maaşlar, tüm bunlar geldiğimiz noktanın sebepleri arasında. Dolayısıyla doktorlar artık daha az nöbetli ve daha yüksek kazançlı deri ve zührevi hastalıklar ya da plastik cerrahi gibi alanlara yöneliyor. Oysa yeni düzenleme, aslında herkese botoks-dolgu gibi kazançlı ve risksiz işlemler yapma hakkı tanıyarak, hekimlerin istedikleri, hayalini kurdukları alanlara ilerlemesine destek olacak. Halkın ihtiyacı olan, daha ağır uzmanlıklara talebin artacağını öngörüyoruz.”
Tekniği iyi bilmek gerek
Öte yandan, Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Anıl Demiröz’e göre yeni düzenlemenin sonuçları Güneş'in aktardıklarından çok farklı. Demiröz öncelikle medikal estetik işlemlerin basit gibi gözükse de alanında uzmanlaşmış hekimler tarafından yapılmasının hayati önemini vurguluyor: “Bir dermatolog ya da plastik cerrah aldığı uzmanlık eğitimi sayesinde dolgu, botoks gibi işlemlerin altında yatan anatomiyi, fizyolojiyi, olası komplikasyonlar halinde başa çıkma yöntemlerini öğreniyor. Birkaç haftalık yüzeysel bilgiler sonucu yapılan işlemler görme kaybı, burun ucu ya da cilt kaybı gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Çünkü uygulama tekniğini iyi bilmek gerek.”
Sağlık sistemi alt üst ediliyor
Demiröz, yönetmeliğin gerekçesini dahi anlayamadıklarını söyleyip maddi kazanç arzusuyla artık tüm dengelerin alt üst olacağını da anlatıyor: “Türkiye’de sağlık alanında tüm talepler karşılandı mı ki sıra medikal estetik işlemlere geldi? Yeni düzenleme yüzünden beyin cerrahı, kadın doğum uzmanı, pediatri doktoru bulamaz hale geleceğiz. Çünkü dolgu ve botoks çok talep alan işlemler ve hekimlere yüksek maddi kazanç sağlıyorlar. Bu durumda, örnek vermek gerekirse kamuda çalışan bir beyin cerrahı, yaşadığı stres ve yoğun çalışma temposu yerine basit bir sertifika alıp özel bir kurumda ya da kendi muayenehanesinde getirisi de yüksek olan dolgu-botoks işlemlerine yönelebilir. Aynı şekilde, eğitim ve araştırma hastaneleri ile üniversite hastanelerinde görev yapan deneyimli eğitici hekimlerin de ticari getirisi sebebiyle bu alanlara kayması, tıp eğitimi ve asistan eğitimi açısından geri dönülmesi zor sorunlara sebep olabilir. Yani sağlık sisteminde tüm dengeler alt üst ediliyor.”
Caydırıcı yaptırımlar gerekiyordu
Demiröz, merdiven altı uygulamaların denetiminin ise Güneş’in savunduğunun aksine çok daha
zorlaşacağını söylüyor: “Mevcut denetim mekanizmalarının yetersiz olduğu bu ortamda, yetkili hekimlerin kapsamını genişletmek, denetim süreçlerini daha da zorlaştıracak ve bu tür uygulamaların kontrolünü neredeyse imkansız hale getirecek. Bunu önlemenin yolu yetkileri genişleterek riskli bir alan yaratmak olmamalı, denetim süreçlerinin sıkılaştırılması ve bu uygulamalara yönelik caydırıcı yaptırımlar olmalı.”
Temel karşıt görüşler:
- Her hekim bu işlemleri yapabilir
- Plastik cerrah ve dermatologlardan yük alınacağı için bu branşlarda daha rahat randevu bulunacak
- Merdiven altı işlemlerinin önüne geçilecek
- TUS sonucu seçilen branşlar daha dengeli dağılacak, sadece deri ve zührevi hastalıklar ya da plastik cerrahi değil, eskisi gibi pediatri, kadın doğum, genel cerrahi gibi bölümler de dolacak
- Bu işlemler uzmanlık gerektirir
- Plastik cerrahi ve dermatolojide bile hekim sıkıntısı varken, beyin cerrahı ya da kadın doğumcu bulamaz olacağız
- Merdiven altı işlemlerin önü açılacak
- Branş tercihlerindeki dengesizlik herkese botoks yapma hakkı vererek çözülemez. Önce, sağlık sisteminde hekimlerin yaşadığı şiddet, stres, yoğun tempolar çözülmeli