CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da, Eğitim ve Bilim İşgörenleri (Eğitim-İş) Sendikası'nı ziyaret etti. Ziyaretin ardından Sendika Genel Başkanı Kadem Özbay ile ortak basın toplantısı düzenleyen Kılıçdaroğlu, "Maalesef yaşadığımız süreçte eğitimin göz ardı edildiğini hepimiz biliyoruz ve görüyoruz. Eğer eğitim milli olmaktan çıkarsa, çağdaş uygarlığı yakalamak için hedeflenen bir eğitim olmazsa, Türkiye doğal olarak çağdaşlarından kopacaktır ve geriye dönecektir. Osmanlı'nın içinde bulunduğu tabloda maalesef buydu. Dolayısıyla bu gerçeği hepimizin bir şekliyle görmesi lazım. Okula giden çocuklarımızın beslenmeleri gerekiyor. İyi, sorgulayıcı, laik bir eğitim almaları gerekiyor. Aksi halde eğitim sistemi çökerse bir ülke gelecek açısından ciddi zaaflara uğrayabilir. Bir ülkeyi geri bıraktırmak istiyorsanız, yapacağınız tek şey var, eğitim sistemini bozmak. Bugün yaşadığımız tablo maalesef bu" dedi.
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, 'Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in mülakatlarla ilgili sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusuna, "Daha önce yaptığım bir konuşmada şu anda var olan siyasal iktidarın ahlaki ve siyasi meşruiyetinin olmadığını söylemiştim. Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan bir iktidarın, ülkenin sorunlarını çözemeyeceğini hepimiz biliyoruz. 'Ben mülakatı kaldıracağım' deyip seçim meydanlarında halka vaatte bulunan bir kişi, seçimi kazandıktan sonra 'Ne mülakatı, mülakatı kaldırmayacağız, mülakat gibi mülakat yapacağız' diyorlar. Bu ne anlama geliyor? Geçmişte yaptığımız mülakatlar da aslında mülakat değildi. Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan bir siyasi iktidarın seçim meydanlarında yaptığı vaatlere kimsenin kanmaması lazım" diye konuştu.
'Kemal Kılıçdaroğlu'nu tanımıyorlar'
Kılıçdaroğlu, Eski Bakan Erdoğan Bayraktar'a 'hırsız' dediği için hakkında, 'Kamu görevlisine alenen hakaret' suçundan dava açılmasıyla ilgili de "Dava açılabilir tabi. Sarayın talimatıyla açılabilir. Davayı açanlar da davayı açma talimatını verenler de Kemal Kılıçdaroğlu'nu tanımıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu, haksızlığa boyun eğecek bir adam değildir. Kemal Kılıçdaroğlu rüşvet alanların takipçisidir. Kemal Kılıçdaroğlu'nu toplumun tanımasının temel nedeni yolsuzluk dosyaları konusunda verdiği mücadeledir. Bugünkü TBMM, gazi Meclis değildir; AK Parti'nin ve MHP’nin oylarıyla yolsuzluk dosyalarını kapatan bir Meclis'tir. Onlar sanıyorlar ki biz bir dava açarız, Kemal Kılıçdaroğlu korkar ve susar. Siz beni tanımıyorsunuz. Benim verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur. Ama onların verilecek çok hesap olduğu için susturmaya çalışıyorlar. Cesaretleri varsa, yürekleri varsa, olayı getirirler, TBMM'de yeniden tartışırız" ifadelerini kullandı.
'Kurduğumuz ittifak bitti'
Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu'nun yerel seçimlerde 81 ilde kendi adayları ile seçime gireceklerini açıklamasıyla ilgili de "Bir siyasi parti diyor ki, 'Biz bağımsız olarak seçimlere gireceğiz.' Saygıyla karşılayacağız. Seçimden sonra zaten kurduğumuz ittifak bitti. Bunu daha önce de söyledik. İttifak ne dönemlerde olur? Seçim dönemlerinde olur. Daha önceki ittifakın daha uzun süreli olmasının temel nedeni neydi? İktidara geldiğimizde neler yapacağımız konusunda ortak mutabakat metni hazırlamaktı. Onu yaptık biz" dedi.
'CHP demek demokrasi demektir'
Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanı Özgür Özel'in adaylığı konusunda da "Gayet güzel. Cumhuriyet Halk Partisi, diğer partiler gibi değildir. Cumhuriyet Halk Partisi'nde her üyenin genel başkan olma hakkı vardır. Bütün kurultaylarımızda, benden önceki kurultaylar da dahil çok sayıda genel başkan adayı çıkmıştır. Demokratik yollarla adaylıklarını ilan ederler. Adaylıklarını ilan etmeleri için biz genel merkezimizde onlara gerekli yerleri tahsis ederiz. Yarın Özgür Bey adaylığını ilan edecek. Daha sonra İstanbul'dan bir başka arkadaşımız var. O da bir mektup yazmış, 'Ben de genel merkeze adaylığım ilan edilebilir miyim' diye. Hemen yanıt verdik; 'Elbette genel merkezde adaylığınızı ilan edebilirsiniz' diye. 'Cumhuriyet Halk Partisi' demek, 'demokrasi' demektir. 'Cumhuriyet Halk Partisi' demek, 'hak, hukuk, adalet' demektir. 'Cumhuriyet Halk Partisi' demek, 'geleceği inşa etmek' demektir. Herkes özgürce genel başkan adayı olur, ondan sonra da özgürce yarışır. Sonuçta delegelerimiz ya da partililerimiz karar verecekler. Biz ona saygı gösteririz" diye konuştu.
