Sağlık sorunları nedeniyle hakkında ev hapsi kararı verilen İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, akşam saatlerinde Silivri'deki cezaevinden tahliye edildi. Beşiktaş'taki evinin önünde kendisini bekleyen gazetecilere açıklamalarda bulunan Polat, "Destek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Tüm sevdiklerim, tüm dostlarım orada. Bu insanın duygusunun başka bir şekilde sınandığı bir an oluyor. Türk milletinin vicdanla her zorluğun üstesinden geleceğini biliyorum. Bu sadece bir parti, bir zümre, bir siyaset meselesi değil. Bu hakikaten Türkiye'nin vicdanlı insanlarının her zümreden, her partiden, Türkiye'nin daha huzurlu, daha kardeşçe, daha birbirini anlayan ve bunun için çabalayan gençlerinin yan yana geleceği bir Türkiye'nin özlemi. Ben herşeyin daha iyi olacağına gerçekten, kalpten inanıyorum. Memleketin vicdanına hep inandım" ifadelerini kullandı.
"Bu süreçte ben hiçbir sosyal medya mesajını sağlıklı olarak göremedim. Herkes bana inanılmaz bir onur yaşattı" diyen Polat şöyle devam etti: "Bilmiyorum, insanların böyle bir şeyi yaşamak için böyle kötü bir şey yaşamaması gerekiyor. Eğer insanlığımıza şifa olacaksa, bence şifa olsun diyelim. Ben Türkiye'nin daha güzel günler görmesi için hep beraber çalışacağımız günleri düşlüyorum. Ben bu topluma kendimi çok borçlu hissediyordum. Ama şu an hissettiğim hepsinden daha öte. O yüzden daha çok çalışacağız, daha çok gayret göstereceğiz. Hepimiz bu ülkeye çok şey borçluyuz. Bir de Volkan Konak'ın mezarına gitmek isterdim. Ama ne yazık ki, ev hapsi olacağı için gidemeyeceğim. Volkan abi çok özel bir değerdi. Onun için de herkesin başı sağ olsun."
"Umutluyum, umutlu olmak istiyorum"
Türkiye'nin aşamayacağı bir sorunun olmadığını belirten Mahir Polat şunları söyledi: "Burası çok köklü bir medeniyet. Çok köklü bir geçmişimiz var. İnsanlar birbirini daha çok dinler, daha çok anlarsa, kalpler daha çok açılırsa bu sorunların hepsini bitireceğimize inanıyorum. Ben umutluyum, umutlu olmak istiyorum. Çok uzun yıllardır aile öyküsünde ağır dirençli tansiyon olan, 21 yaşından beri hastane hastane gezen birisiyim. Çalışmak bize şifa veriyordu ve biz de çok çalıştık. Çok ürettik. Üretince kendimizi çok iyi hissettik. Çünkü kendi çocukluğumuza çalışıyor gibi çalıştık. Ben yoksul bir mahallenin, kentin varoşlarında büyümüş bir evladıyım. Her zaman kendi yoksulluğumu ve erişemediklerime şu an birilerinin erişemediğini bilerek çalıştık. Şu an aramızda olmayan arkadaşlarımızın hepsi böyle çalıştılar.
"Türkiye kendi çocuklarından şifa bulacak"
Biz bu ülkeye güzel şeyler kazandırmaya çalışan, bu ülkenin gariban çocuklarıyız. Biz Anadolu çocuklarıyız. Hangi zümreden olursa olsun biliyorum ki, bu yüreği taşıyan başka insanlar da var. Bu çocukların enerjisi bitmeyecek ve Türkiye kendi çocuklarından şifa bulacak. Ben günlerdir bir zorluk yaşıyordum. Mental olarak bir zorluk yaşamıyordum ama fiziksel olarak çok zorluk yaşıyordum. Bunca insanın desteği karşısında güç buluyorsunuz, ama Silivri'nin koşulları hakikaten zor koşullar. İnsanların her zaman dayanabilecekleri koşullar değil. Günün sonunda benim arka taraftaki havalandırmamda, küçücük bir yer vardı. Sanırım 4 metreye 3 metreydi. Ölçemedim, tam emin değilim. Her taraf beton, ama orada küçücük bir oyuk vardı. Betonun içindeki oyukta toz, toprak birikmişti. O da toprak olmuş. Orada 4 yapraklı bir yonca çıkmıştı. Yaşamın olduğu her yerden bir güzellik fışkırıyor. Yeter ki güzeli, iyiyi görebilelim."
Kaynak: DHA