Çağatay Bayraktar
Havaların ısınmasıyla birlikte Marmara Denizi’ni salyamsı bir tabaka kapladı. Özellikle suların durgun olduğu koylar, körfezler, limanlar, balıkçı barınakları bu salyaların istilası altında. Uzmanlar buna deniz müsilajı ya da salyası diyor. İstanbul’dan Adalara, Mudanya’dan Erdek’e, Bandırma’dan Tekirdağ’a kadar tüm Marmara deniz salyalarının etkisi altında.Ekosisteme zarar veriyor
Zamka benzeyen deniz salyaları kapladığı alanda oksijeni tükettiği için deniz canlılarına yaşama hakkı tanımıyor. Öyle yapışkan ki balıkçıların ağını kaplıyor ve su sızmasını engelliyor. Hal böyle olunca balıkçılar tonlarca ağırlığa ulaşan ağlarını çekemiyor ve keserek denize bırakmak zorunda kalıyor. Deniz salyası sadece ekosisteme zarar vermiyor; teknelerin, yatların motorlarındaki filtreleri tıkıyor ve arızalara sebep oluyor. Uzmanlar ise uyarıyor, Marmara Denizi’ni o kadar hoyratça kullandık ki önceden verdiği SOS sinyallerini hiçe saydık. Sonuçta bu günlere geldik ve Marmara hastalandı, can çekişmeye başladı. Artık eylem zamanı. İşte uzmanların ağzından deniz salyası olayı, etkileri ve bu güne nasıl geldiğimizin hikayesi…![](https://gazeteoksijen.com/wp-content/uploads/2021/05/Screen-Shot-2021-05-27-at-20.56.30.jpg)
Doğal yapı bozuldu
Marmara Denizi’ni yaklaşık 2 aydır etkisi altına alan deniz salyasının ya da diğer adıyla müsilajı İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Özdelice’ye sorduk. Marmara Denizi’nde gördüğümüz tabaka nedir? Her denizde tek hücreli bitkisel organizmalar bulunur. Bunlar besin zincirindeki üretici olan ilk halkada bulunurlar. Eğer sucul ortamlarda fotosentez ile oksijen üreten bu canlılar olmasaydı yaşam da olmazdı. Hem ortamın oksijen kaynağıdırlar hem de diğer canlıların besin kaynağıdırlar. İçinde bulundukları ortamda değişen şartlara bir tepki olarak müsilaj salarlar. Müsilaj yapı ağırlıklı olarak karbonhidratlardan oluşur, protein ve yağlarda içerir.![Prof. Dr. Neslihan Özdelice](https://gazeteoksijen.com/wp-content/uploads/2021/05/neslihN-OZDELICEDEC-1-e1622138122528.jpg)
![Müsilaj deniz canlılarına yaşama şansı bırakmadığı gibi ağlardan da su süzülmesini engelliyor](https://gazeteoksijen.com/wp-content/uploads/2021/05/BALIKCILAR-3-1.jpg)
6 noktada Boğaz’a atık bırakılıyor
Türkiye’de arıtmada 3 yöntem kullanılıyor bunlar ileri, biyolojik ve ön arıtma. İleri ve biyolojik arıtmada atıklar yüzde yüz oranında bertaraf ediliyor. Ancak ön arıtmada böyle bir durum söz konusu değil. Özellikle evsel atıklar kanalizasyonlar aracılığı ile toplanıyor ve belli filtreleme işlemlerinin ardından sıvı hale getirilerek Marmara Denizi’ne yaklaşık 40 metre derinden bırakılıyor. Burada özellikle deterjan, sabun gibi kimyasal temizlik malzemeleri bertaraf edilemiyor. İstanbul’da bu işlem Kadıköy, Yenikapı, Baltalimanı, Küçüksu, Üsküdar ve Paşabahçe’den yapılıyor. İSKİ, Baltalimanı ve Yenikapı ön arıtma tesislerinin 2021 yılının sonuna kadar biyolojik arıtma tesisine çevrileceğini açıkladı.İzmir Körfezi’nde aynı tablo
Prof. Dr. Doğan Yaşar - Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Marmara’daki kirlilik damlaya damlaya deniz oldu. Marmara’daki durumun benzeri bu sene İzmir Körfezi’nde yaşandı. İzmir Körfezi’nin sığ bölgelerinde kasımda ve mayısta deniz marulu sayısında artış görüldü. Müsilaj, deniz marulu ve alg patlamasının sebebi denizdeki atık miktarının fazla olması. İzmir’de ilk su arıtma tesisi 2002’de kuruldu. Fakat İzmir Körfezi hala kötü kokuyor. Sebebi ise bazı fabrika ve otellerin su arıtma işlemi yapmaması. Çünkü su arıtma için yüksek miktarda elektrik gerekiyor. Marmara’da da aynı durum geçerli. Nüfus fazla olunca arıtma yetersiz kalıyor.![Deniz salyası İstanbul’daki Caddebostan’ı da istila etti. Bu fotoğraf sahilden 200 metre açıkta su altı fotoğrafçısı İsa Şahintürk tarafından çekildi. Üstte müsilaj tabakası altta oksijensizlikten ölen balık...](https://gazeteoksijen.com/wp-content/uploads/2021/05/caddebostanISASAHIN.jpg)
25 milyonun atığını deniz taşıyamıyor
“Arıtma tesisleri etkili kullanılmıyor. Yetkileri dere sularında yüzlerini yıkamaya davet ediyorum. Doğrusu ben yıkamaya cesaret edemiyorum”![](https://gazeteoksijen.com/wp-content/uploads/2021/05/PROF.-DR.-MUSTAFA-SARI-1-e1622138302669.jpg)