22 Aralık 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 17.09.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

Marmara’da canlı türü 250’den 21’e düştü

Marmara İzleme Projesi kapsamında 450 noktada yapılan ölçümlere göre, denizdeki tür sayısı 21'e kadar düştü. Bazı bölgelerde oksijen sıfır, balıklar diyare oldu. Deşarj noktalarında 22 çeşit ağır metale rastlandı
Marmara’da canlı türü 250’den 21’e düştü

Müsilajın Marmara Denizi’ne verdiği zararı ölçmek için bir çalışma yürüten Marmara İzleme Projesi (MAREM) 4 Eylül’de ilk sonuçları aldı. “Kütlesel Müsilaj Oluşumunun Durumu ve Marmara Denizi Ekosisteminde Bıraktığı Etkiler” çalışmasını MAREM ekibinden Hidrobiyolog Levent Artüz, Namık Kemal Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji ve Tıbbi İmmünoloji öğretim üyesi Doç. Dr. Dumrul Gülen ve Marmara Üniversitesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bahattin Yalçın Oksijen’e değerlendirdi.  Levent Artüz (Hidrobiyolog-MAREM Proje lideri): "Normalde bir denizde canlılığın devam edebilmesi için minimum 5 miligram oksijen bulunması gerekir. Fakat Marmara Denizi’nde oksijenin sıfır olduğu noktalar var. Özellikle Ergene deşarj noktasında suda çözünmüş oksijen miktarı litrede ortalama 0.2 miligram.  Ergene Havzası’nı kurtarmak için yapıldığı söylenen bu proje Marmara Denizi’nin tabutuna çivi çakıyor. Oksijen olmayan bölgelerde canlılık devam ediyor fakat sadece hidrojen sülfürle solunum yapabilen bakteriler yaşıyor. Biyoçeşitlilik bakımından yaptığımız ölçümlerde tür çeşitliliği geçen senelere göre çok ciddi oranda düştü. Canlılık bakımından en zengin noktalardan olan Çanakkale Boğazı’nın Marmara kesiminde, uzun senelerdir biyoçeşitliliği ölçtüğümüz bir istasyonda 250’ye yakın deniz canlısı görülürken şimdi sadece 21 farklı tür var. Bazı sünger türleri, dipte yaşayan halkalı solucan türleri ve bazı midyeler kaybolan türler arasında. Bu da besin zincirinin bozulması sonucu meydana geldi. Geride kalan türler ise deniz yıldızı, deniz kestanesi, çürükçül canlılar ve bazı sünger türleri. Deniz renginin de gözle görülür şekilde değiştiği noktalar var. Deniz rengini tanımlamak için kullandığımız Forelskalasında bulunmayan renkleri de Marmara Denizi’nde gözlemledik. Kırmızı, mavi ve yeşilin tonlarından oluşan skalaya, normalde bulunmayan griyi de eklemek durumunda kaldık. Müsilaj kütlesi bakteriler tarafından parçalanıyor ve başka bir forma dönüşüyor. Fakat müsilajın parçalanmasında etkili olan bakteri aynı zamanda balıkları da enfekte ediyor." Doç. Dr. Dumrul Gülen (Namık Kemal Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji ve Tıbbi İmmünoloji öğretim üyesi): "Marmara Denizi’ndeki kirlenmeden dolayı insan kaynaklı bir bakteri olan Vibrioalginolyticus tespit ettik.Bakteriyi istavritlerin sindirim sisteminde gördük. Bu da istavritleri diyare yaparak büyümelerini, beslenmelerini ve üremelerini engelliyor. İstavrit gibi balıkları tüketen palamut, lüfer benzeri göç balıkları da aynı hastalığı kapacak. Ve enfeksiyonu göç yolu boyunca sonbaharda Akdeniz’e, ilkbaharda da Karadeniz’e taşıyacaklar. Balıklardaki bu enfeksiyon rekolte düşüşüne yol açacak. Fakat bu balıkların tüketilmesinin insan sağlığı açısından bir zararı yok. Çünkü bakteriler 56 derecede yok olur, balık ise 160 derece ısıda pişirildiği için bu bakteri insana geçmez. Bundan dolayı balıkların iyice pişirilmesini öneriyoruz. Vibrio bakterinin yoğun olduğu noktalarda denize girmek sakıncalı değil, sadece bağışıklık sistemi çok düşük olan kişilerde orta kulak iltihabına veya yaralara yol açabilir." Prof. Dr. Bahattin Yalçın (Marmara Üniversitesi Kimya Bölümü öğretim üyesi): "Ön analizlerde ortalama amonyak değerinin çok yüksek olduğunu saptadık. Bu da denizdeki azot fosfor oranının yüksek olmasıyla ilgili. Düşük oksijen değerleri sebebiyle denizdeki azot ve fosfor, nitrat ve nitrite dönüşemiyor. Normalde denizde azot fosfor dengesinin 16’ya 1 olması gerekirken, bazı noktalarda 17’ye 2 bazı noktalarda 18’e 3 olduğunu gördük. Denizdeki ağır metal miktarındaki artış denizin pH değerini de bazik yöne çeviriyor. Bu durum balıkların ve deniz bitkilerinin yaşamını olumsuz etkiliyor. Özellikle sanayi tesislerinin bulunduğu İzmit Körfezi ile Saroz Körfezi’nde bulunan Ergene deşarj noktasında 22 çeşit ağır metal saptandı. Bu şartlar altında Marmara Denizi’nde müsilajın tekrar görülmesi kaçınılmaz olacak."