12 Ağustos 2025, Salı
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 19.07.2025 17:34 | Son Güncelleme: 19.07.2025 18:11
Makaleyi sesli dinle • 3:00

Mesleğin benzersiz ağabeyi

Okay Gönensin'in Altan Öymen için 2010'da hazırlanan "Altan Abi, Vaziyete Hakimiz - Gazetecilikte 60 yıl" isimli kitap için kaleme aldığı yazıyı yayınlıyoruz
Mesleğin benzersiz ağabeyi
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

60’lı yıllarda, özellikle Ankara’da siyasetle ilgilenen gençler için bazı gazeteci ağabeyler diğerlerinden farklıydı. Onlar bizi anlayan, bizimle iletişim kurabilen, bizim dünyamıza yakın gazetecilerdi.

Bu ağabeylerden biri Altan Öymen’di. 12 Mart karanlığında Altan Öymen adını iyice öğrenmiştik. Bir süre sonra Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başladığımda, nihayet Altan Ağabey’le tanıştım.

Cumhuriyet’in İstanbul binasındaki, herkesin birlikte yaşadığı, çalıştığı büyük salonuna girdiğinde herkesle selamlaşır, tanıdıklarıyla birkaç kelime konuşur, sonra Genel Yayın Müdürümüz Oktay Ağabey’in yanına giderdi. O salonda bir uçtan bir uca kimsenin yüzüne bakmadan, selam vermeden yürüyüp geçen diğer büyük isimlerden farklıydı.

Ekonomi sayfasının malzemeleri Anka Ajansı’ndan, Yalçın Küçük’ten gelirdi. O sayfayı hazırlama görevi bana verildiğinde Yalçın Küçük’le, Altan Öymen’in ajansıyla birlikte çalışmaya başladım. Onlarla birlikte çalıştığıma göre ben de meslekte yükselmiş oluyordum.

1980 öncesinde gece sekreteri olduğumda Altan Ağabey’le daha doğrudan çalışmaya başladık. Çünkü yazısında her zaman düzeltilecek bir kelime, değiştirilecek bir cümle, fazla bir virgül olur, o da gece sekreterini arar, düzeltmeleri yaptırırdı. Ağır iş yükünün arasında Altan Ağabey’in istediği düzeltmeleri yapmak da önemliydi.

Böylece gerçek bir gazetecinin titizliğini bize de aktarmış oluyordu. Geçen yıllar içinde birlikte çalışırken çok yaşadığım bu titizliğin bir gazetecinin vazgeçilmez niteliği olduğunu ondan öğrendim. 1980 sonrasında Altan Ağabey tekrar aramıza katıldı, o günlerin heyecanını bizimle paylaştı. Hasan Cemal yayın yönetmeni, ben yazı işleri müdürü olmuştum, Yalçın Bayer haber müdürüydü. Hepimiz için, küçük ya da büyük herhangi bir işte, herhangi bir konuda Altan Ağabey’le çalışmak büyük bir zevkti. Çünkü Altan Ağabey hep “usulca” öğretirdi. Bazen bir hatıra, bazen bir anekdot anlatır, bazen biz fazla heyecanlandığımızda ayaklarımızın yere basmasını o benzersiz sükûnetiyle konuşarak sağlardı.

Haberin küçüğü büyüğü, önemlisi önemsizi olmadığını, her haberin üzerine aynı titizlikle gidilmesi gerektiğini de o öğretti, yaşattı. Haberi çıkarırken, oluştururken gazeteci aynı titizliği, aynı heyecanı göstermek zorundaydı.

Bu haberleri sonra gazetenin yazı işleri yönetimi önem sırasına göre dizer, gazeteyi yapardı. Haberi kovalayan, sonuna kadar kovalamakla yükümlüydü. O yıllarda Altan Ağabey’le gün boyu birlikte olmanın, akşam yemeklerinde onu dinlemenin, en aykırı fikirlere, yaş farkının getirdiği atılganlıklara gösterdiği sabrın değerini belki o sırada tam anlayamıyorduk. Sonra anladık.

Teşekkürler Altan Ağabey, 60 yıllık gazetecilik hayatını aynı zamanda bizim eğitimimize harcadığın için teşekkürler.