Milli park ve tabiat parkları içine turizm tesisi yapılmasının önünü açan teklif, AK Parti tarafından 10 Ekim günü Meclis’e sunuldu. 30 maddelik teklifle, milli park ve tabiat parkları içinde uygun görülen alanlarda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün olumlu görüşü alınarak turizm yatırımlarına ilişkin plan kararları alınabilecek. Başka bir deyişle söz konusu alanlara turizm amaçlı konaklama tesisi inşası mümkün olacak.
TBMM'de komisyondan geçen teklifin yasalaşması halinde milli parklarda, bedeli karşılığında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı izni ile petrol-doğalgaz iletim hattı, trafo, su, altyapıyla ilgili tesisler de yapılabilecek.
Ayrıca, korunan alanlar için planları uyarınca hazırlanan vaziyet planı, mimari/peyzaj avan ve uygulama projelerinin Genel Müdürlükçe gerekli görüldüğü takdirde hazırlattırılabilecek ve bu kanun kapsamındaki korunan alanlarda yapı ve tesislerin yapılaşma koşullarına ait usul ve esaslar da Genel Müdürlükçe çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.

50 milli park, 274 tabiat parkı
2025 yılı itibarıyla Türkiye’de 50 milli park, 274 tabiat parkı, 111 tabiat anıtı, 32 tabiatı koruma alanı, 136 sulak alan ve 85 yaban hayatı geliştirme sahası bulunuyor ve bu alanları her yıl yaklaşık 70 milyon kişi ziyaret ediyor. Söz konusu teklif metninin yasalaşması ise tabiat parkı ve milli park alanlarına otel inşa edilebileceği anlamına geliyor.
Akdeniz ve Ege’deki 24 nokta
Diğer taraftan 274 tabiat parkının 42’si, 50 milli parkın ise 3’ünün denize kıyısı bulunuyor. Denize kıyısı bulunanlardan Akdeniz ve Ege kıyılarında (Antalya, Muğla, Balıkesir, Çanakkale, İzmir, Aydın) olanlar ile İstanbul Adalar’dakilere bakıldığında ise yazlık beldeler olan Çeşme, Seferihisar, Ayvalık, Bodrum, Fethiye, Datça ve Marmaris gibi kıyı beldeleri olmak üzere 24 nokta dikkat çekiyor.
Bu 24 noktadan bazılarının yer aldığı galerimize buradan ulaşabilirsiniz:
Akdeniz ve Ege’deki 24 bölge şöyle sıralanıyor:
- Antalya İncekum Tabiat Parkı: 27.10 hektar
- Antalya Mavikent Tabiat Parkı: 42.00 hektar
- Antalya Tekirova Tabiat Parkı: 12.00 hektar
- Aydın Tavşanburnu Tabiat Parkı: 15.87 hektar
- Balıkesir Ayvalık Adaları Tabiat Parkı: 19624.00 hektar
- Balıkesir Sarımsaklı Tabiat Parkı: 1.58 hektar
- İstanbul Büyükada Tabiat Parkı: 4.45 hektar
- İstanbul Dilburnu Tabiat Parkı (Büyükada): 6.88 hektar
- İstanbul Değirmenburnu Tabiat Parkı (Heybeliada): 12.28 hektar
- İzmir Gümüldür Tabiat Parkı: 7.40 hektar
- İzmir Ekmeksiz Plajı Tabiat Parkı (Seferihisar): 10.15 hektar
- İzmir Tanay Tabiat Parkı (Çeşme): 30.30 hektar
- Muğla Ölüdeniz Kıdrak Tabiat Parkı (Fethiye): 24.58 hektar
- Muğla Kovanlık Tabiat Parkı (Datça): 4.21 hektar
- Muğla Ömer Eşen Tabiat Parkı (Fethiye): 4.43 hektar
- Muğla Usuluk Koyu Tabiat Parkı (Bodrum) (Torba’da tam deniz kıyısı değil ama önünde dört beş tane otel doldurmuş kıyıyı): 14.29 hektar
- Muğla Küçük Kargı Tabiat Parkı (Fethiye): 15.28 hektar
- Muğla Güvercinlik Tabiat Parkı: 2.58 hektar
- Muğla Çubucak Tabiat Parkı (Marmaris): 20.53 hektar
- Muğla Katrancı Koyu Tabiat Parkı (Fethiye): 20.88 hektar
- Muğla İnbükü Tabiat Parkı (Datça): 36.00 hektar
- Antalya Beydağları Sahil Milli Parkı: 31165.88 hektar
- Aydın Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı: 27598.00 hektar
- Muğla Marmaris Milli Parkı: 29206.02 hektar
Kıyılardaki alanlar bir Çatalca’ya eşdeğer
Turizm açısından yüksek getiri ihtimali olan bu 24 yerin toplam yüzölçümü ise 107 bin 907 hektara denk geliyor. Kıyaslama yapmak gerekirse bu, yaklaşık 150 bin futbol sahası ya da neredeyse Çatalca kadar (113.7 hektar) bir alana eşdeğer.
Kıbrıs büyüklüğünde alan imara açılabilir
Diğer taraftan bakanlığa ait 2024 verilerine göre tüm milli parklar (913 bin 160 hektar) ve tabiat parkları (94 bin 88 hektar) dahil edildiğinde ise bu alan 1 milyon hektarın da üzerine çıkıyor. Başka bir deyişle söz konusu kanun teklifinin kabul edilmesi, yaklaşık Kıbrıs Adası büyüklüğünde bir alanın turizm için imara açılması anlamına gelebilir.

'Kamu yararı kullanımda değil, korumada gözetilmeli'
TEMA Vakfı Danışmanı Dr. Hikmet Öztürk ise kanun tasarısının, 'esas gerekçesinde belirtildiği üzere mevcut kanunlarla uyumu sağlamanın yanı sıra bu kanunlara çok sayıda yeni hüküm de eklediğine' dikkat çekiyor.
“Tasarının, 28 Aralık 2024 tarihli cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü’nün Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı, kamu tüzel kişiliğine sahip, özel bütçeli bir kuruluş olarak yeniden yapılandırılması sonucu görev alanına giren Çevre Kanunu, Milli Parklar Kanunu ve Kara Avcılığı Kanunu’nun ilgili bölümlerinde yer alan görev, yetki ve sorumluluklarının yeniden tanımlanmasına, döner sermaye işletmesi kurulmasına ve personele ilişkin düzenlemeler içerdiği görülüyor.”
“Bu değişikliklerin yapılması gerekli ancak doğa korumayı daha iyi hale getirmeyecek yeni düzenlemeler de ekleniyor. İlgili hükümle, korunan alanın artık sıradan, koruma altında olmayan bir alandan farkı kalmıyor. Burada, kamu yararının bu alanların kullanımında değil, korunmasında olduğu unutuluyor. Bu noktada hem kamu yararı hem de zorunluluk söz konusu, başka şekilde izin verilmeyecek denilebilir. Ancak tasarıda sayılan tesislerin mutlaka koruma alanı içerisinde yer alması gerektiğini, başka yerde olamayacağını söylemek gerçekçi değil.”
Ormanlara 12 yılda 37 bin 22 izin
Benzer bir hüküm, kamu yararı ve zorunluluk hali gerekçesiyle 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesinde de söz konusu. Bu maddenin uygulanması sonucunda 2012-2024 yılları arasında toplamda 310 bin 491 hektar yani İstanbul ili alanının yüzde 60’ı kadar orman alanını kapsayan 37 bin 222 adet izin verilmiş olduğunu hatırlamak gerekiyor. Bu nedenle kanun tasarısının söz konusu fıkralar tasarıdan çıkarılmalı.”
Kaynak: Gazete Oksijen
