CHP Genel Başkanı Özür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- Dün akşam maalesef İzmir'den büyük bir facia haberi aldık. Bakanlığın görevlileri 17 kez çocukları almak için kapıya gidiyor vermiyor. 5 çocuğu olan hurda toplamak zorunda olan 27 yaşındaki bir kadın, acılardan en büyüğünü hem kendi yaşadı hem hepimize yaşattı.
- Grubumuz bir araştırma önergesi yazacak Türkiye'de korunmaya muhtaç çocukların bu durumundan ailenin itirazı sivil toplumun dahil edilmesi eksik neyse bu benzer vakalar bir daha yaşanmasın diye araştırma komisyonu kurulmasını talep edeceğiz. Bu yas 10 Kasım'daki ulusal yasımızın üstüne geldi.
- Kazdağları'ndan kalkmış gelmiş teyzemler. Hacıbekirler Köyü'nden biri bana bu dalı getirimiş. Biri de dedi ki, 'Aman bu tohumlarımız yok olmasın evladım, sana bunları getirdik' ben de ellerinden öptüm. 20'li yaşlarımda Kazdağları'nda direnişlere giderdik. 'Kazdağı'nın altını üstündeki zeytinidir' derdik.
- Şimdi Kazdağları'nda yeni madenler açıyorlar ve o madenler yüzünden 80 yaşında anamın gözü yaşlı. Dedi ki, 'Kalktım, geldim, bütün gece uyumadım. Orada gözyaşı döktüm, şimdi gözyaşı döküyorum.' Anacım gözyaşını sil. Bu memleketin derelerini kurutanların da anaların gözünden yaş akıtanların da iki elimiz yakalarında, sizi yalnız bırakmayacağız.
- AKP iktidara geldiğinde asgari ücret 184 liraydı, çeyrek altın 27 liraydı. AKP'nin memura maliyeti ayda 7 çeyrek altın. AKP'nin her emekliye aylık maliyeti 5,5 çeyrek altın.
- CHP olarak en önemli iki gündemi şöyle ifade etmek isteriz. Emekli dernekleri Başkanı dedi ki 1 Ocak'ı bile bekleyemeyiz. Bize nefes aldırsınlar. CHP olarak öneriyoruz; emekli maaşı asgari ücrete denk olmalı ve derhal bu ay her emekliye bir asgari ücret yatırılmalıdır.
- İktidarın ekonomi yönetimi kendine rasyonel vatandaşa irrasyonel yaklaşımları sergilemeye devam ediyor. Bundan sonra 1 Ocak gününe kadar CHP hem komisyonda hem genel kurulda 81 ilde sokak sokak vatandaşın gerçek sorununu AK Parti'nin sırtımıza vurduğu yükü konuşacak.
"Bu rakamın altına biz yokuz"
- Asgari ücret talebimiz 30 bin TL. Bu rakamın altında biz yokuz. İtiraza, mücadeleye devam edeceğiz. Bu memleketi size dar edeceğiz.
- Öyle bir düzenleme yapmışlar ki hukukun en temel beklentisi bir suçun nedeni, nedensellik ve fail ile fiil bağının kurulmasını aramadan, 'Birisi bana muhalifse ben onu başkalarının etki ajanı olarak nitelendiririm, içeri atarım, bunları yıldırırım, kimseyi konuşturmam.
- Murat Yetkin'in çok kıymetli bir yazısı var. MİT Hukuk Müşaviri'nin Plan Bütçe'deki ifadelerini alıntılamış. Savunurken diyor ki 'Bir başka ülke, üçüncü bir ülkeye ajan yolluyor. Burdan alıyor, tutuyoruz, bir tek patlayıcıdan ceza kesemiyoruz. Veya yurt dışında bir örgüt, Türkiye'de bir uyuşturucu çetesini taşeron kullanıyor, yakalıyoruz, bir tek uyuşturucudan işlem yapıyoruz.'
- Bu parlamentoda yazdığını okuduğunca anlayabilen, meramını yazıya dökebilecek 600 tane milletvekili seçildi, hukukçu arkadaşlar var. Bunu anlatın, otursunlar, yazsınlar. Yabancı ülkenin buradaki taşeronu yakalanınca 1,5 yıl uyuşturucudan ceza verebiliyoruz.
- Yazarız bunu ama senin yazdığın gibi olursa ne olacak? Dışarıdan Türkiye'de çalışmalara YÖK para ayırmaz, akademisyen yurt dışından fon bulur, 'etki ajanısın' diyecekler. Gazetecileri teker teker işten atar, attırırlar; gazeteci yurt dışından fon bulur, yayın yapar serbestçe, 'etki ajanısın' diyecekler. Öğrencilere, muhalefet milletvekillerine, gençlik kollarına diyecekler, muhalefeti bastırmaya çalışacaklar.
- Otoriterlik bulaşıcı bir şey ve otoriterlerin faaliyetleri de birbirlerine öğrettikleri bir şey. Otoriterler otoriterlerden; tek adamlar tek adamlardan öğreniyor. Bu etki ajanlığının patenti Tayyip Bey'de değil, Sayın Putin'de. 2012 yılında Rusya'da etki ajanlığını kanuna koymuş.
- Sonra Gürcistan, Kırgızistan, Sırbistan istemiş. Beşinci sıraya Macarlar girecekmiş, bizimki öne geçmiş. Şimdi Gürcistan'da yasalaşan etki ajanlığı yasasına karşı NATO Parlamenterler Meclisi'nde 24-27 Mayıs'ta yapılan toplantıda düzenlemenin demokrasiye karşı bir tehdit olduğu karara bağlanmış ve deklarasyon yayınlanmış.
- NATO Parlamenterler Meclisi'nde bizim de üyelerimiz var. Ama sadece biz yokuz Türkiye'yi temsilen. 18 Türk üye var, 8'i AK Partili, 2'si MHP'li. Bu 10 arkadaş, bu dönem şu anda birazdan arkadaki salona gelip, etki ajanlığı getirmeye çalışacak.
- Mayıs ayındaki deklarasyona imza atmışlardı, 'Etki ajanlığı kanunu, demokrasiye aykırıdır. Biz bunun karşısındayız' diye. Devlet Bey için kolay, ikisini şimdi partiden atar. Tayyip Bey ne yapacak? Senin milletvekillerin, senin getirdiğin kanuna mayıs ayında 'demokrasiye aykırı, muhalefeti baskılar, basını susturur' diye imza atıyorlar.
- Daha başka bir şey söylememize gerek yok. Söyleyecek son sözümüz şudur: Grubumuza 'kırmızı alarm' arkadaşlar. Hayvan hakları yasasında, kadına şiddet yasasında olduğu gibi kırmızı alarm. Esenyurt'taki görevli milletvekilleri dışında tüm milletvekillerimiz etki ajanlığı yasası görüşmeleri sırasında bu yasayı geçirmemek için ellerinden ne geliyorsa onu yapacaklar.
"Serdar Ortaç'ın uyanmasını beklemişler, Ahmet Özer'in kapısını kırdılar"
- Ahmet Özer halen tutuklu. Dün Serdar Ortaç hakkında iddia var, gece evine gitmişler. Kapıyı çalmışlar, duymayınca uyanmasını beklemişler. Uyanıp kapıyı açınca kendileri ifadeye davet etmiş. Doğrusu bu.
- Ahmet Özer'in kapısını kırdılar, eşini duvara vurdular, canlı bombaymışcasına o şartlar altında kaldırıp itibarsızlaştırdılar. Aramada avukat sokmadılar eve. Güya buldukları delillerle bir sürü yalan attılar. i
- Remzi Kartal ile telefonda görüştü diyorlar, kanıtı yok. Velev ki görüştü o dönem akademisyen. AKP'li olup olmamayla bir şey değişiyorsa bu nasıl hukuk sistemi? Ne terör örgütü üyesi? Ahmet Özer atadıysa şu PKK'lileri bir de biz görelim dedik 12 gün sokmadılar. En sonunda girdik. Dediler ki; kayyımı gördünüz mü? Şeytan görsün yüzünü!
- Göstere göstere seçilmiş CHP'li üyelerin odalarını göstermişler. Kayyımın bir odasını falan gösterememişler. AKP'li giriyor babasının evine girer gibi ama CHP'ye yasak. Neden? Ahmet Özer aleyhine delil uyduracaklar.
- Mümkün olduğunca Akın'a düşürüyorlar, düşmezse Akın oraya koşuyor. Bir hakim başarılıysa yerinden oynamaz. Bir hakim başarısızsa sürersin. Akın Gürlek pinpon topu gibi. Dolaşıyor katlediyor. Şimdi gelmiş Ahmet Özer'i içeride tutacak operasyonu yapıyor. Akın'ın yer değiştirmeme tazminatı yerine, yer değiştirme coğrafi tazminatını eşini SPK'ya koyup karşılarız. SPK'ya atanmam vicdana uygundur diyorsa hanımefendiden özür dilerim. Ama o Akın Gürlek'in benden çekeceği var.
- Atatürk'ün koltuğunda oturan kişi, Atatürk'ün partisine, yöneticilerine ağzına gelen her şeyi söylüyor. Bu kürsüde ne dediysem o. Mardin'e gidip DEM otobüsüne çıkmışız.
- Gittiğimizde ne üstünde ne de içinde oldukları sivil plakalı bir otobüsün üstünden konuştuk. Ülkenin cumhurbaşkanı benim söylediklerimi TRT tüm ülkeye yayar, duyanlar bana yeter diyerek siyaset yapıyor.
- Hadi televizyonda karşımıza çıkmıyorsun bari o kürsüde yapma. Otobüs ortada, plakası sivil. Ahmet Türk o kadar nazik ki "ben çekileyim" dedi. "Olur mu başkanım, Mardin halkı kimi seçtiyse onunla çıkacağım buraya" dedim.
- Erdoğan diyor ki; yalan söylüyor, samimi değil. Tayyip Bey, Siirt'e gidip meydanda kalabalığı görüp sonra da şiir okuyup yasaklı duruma düşen sen, partin iktidara gelince milletvekili de değilsin Baykal'ın demokratlığından istifade eden ve Anayasa değiştirten sen, geçen seçim yüzde 65 oy alan Siirtlilerin başkanına kayyım atayan da sen. Samimiyetsizlik budur!