CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 23 Ekim'de terör saldırısının yaşandığı, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi'nin (TUSAŞ) Kahramankazan ilçesindeki yerleşkesini ziyaret etti. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özel, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara şifa diledi. TUSAŞ'ın Türkiye'nin göz bebeği kurumlarından biri olduğunu belirten Özel, güvenlik eksiğiyle ilgili tartışmalara ilişkin, "Bu konu, önümüzdeki günlerde tabii enine boyuna tartışılacak. Ama şunu söylememiz lazım, bir kusur varsa, hepimizi koruyan, sınırımızı, askerimizi, ordumuzu koruyan, hepimizin can güvenliğini sağlamak için gece gündüz çalışan bu insanları koruyamadıysak hepimizin oturup bir düşünmesi, bir öz eleştiri yapması lazım" diye konuştu.
"En küçük askeri birliğin içinde ani müdahale mangaları var"
Ziyaret sırasında bazı görüntü ve fotoğrafların kendileriyle paylaşılmasını son derece kıymetli bulduklarını aktaran Özel, "Burası Türkiye'nin göz bebeği bir kurum. Ben KAAN uçtuğunda ilk paylaşımları yapan ve burayla nasıl gurur duyduğumuzu ifade eden siyasetçilerden bir tanesiydim. ifadelerini kullandı. Özel, tüm CHP'lilerin TUSAŞ ve iştiraklerinin projelerinin arkasında durduğunu ve projeleri büyük bir dikkatle takip ettiğini söyledi. TUSAŞ'ın en çok destek olunması gereken kurumlardan biri olduğunu vurgulayan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yıpratmak yerine, varsa eksiklikler, o eksiklikleri derhal ve hızlı bir şekilde ortadan kaldırmak, bu tip kurumları korumayı kendine bırakmak yerine, bu kurumların en ciddi şekilde silahlı kuvvetler ve emniyet tarafından korunmasına dikkat etmek, belki bu kurumların içinde özel timler bulundurmak... En küçük askeri birliğin içinde 24 saat hazır bekleyen, kıyafetiyle yatan, silahı elinde uyuyan ani müdahale mangaları var. Bunları mutlaka bu tip kurumlarda ki bu kurum dünyada aynı kampüsteki en büyük savunma sanayi kuruluşu. Durumun ciddiyetini kavramak gerekiyor." TUSAŞ'ın stratejik önemine vurgu yapan Özel, "TUSAŞ için mukabele etmekte bir eksiklik olduğu açık. Bu konuda İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıklarının kendi değerlendirmelerini de hızlı bir şekilde yapmaları gerektiğini ifade etmek isterim." dedi.
Açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, "Zamanlama ve seçilen kurum itibarıyla bir tartışma söz konusu. Özellikle normalleşme açıklamalarının yapıldığı bu dönemde böylesine kritik bir kurumun hedef alınmasının nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık, bu hedefin boşuna seçilmediğini söyledi. Özel, şöyle devam etti: "Türkiye'ye 'Kendi uçağınızı yapıyorsanız, kendi uçak motorunuzu yapmak için bir azminiz varsa ve ülke olarak bunun arkasında duruyorsanız, ayağınızı denk alın' diyen bir dış kuvvet varsa, biz o dış kuvvete diyoruz ki 'Bizi yıldıramazsınız. Bu hedeflerden Türkiye'yi geriye bırakamazsınız.' Yok içeride birileri burayı, bu stratejik hedefi seçerek ülkeye istikamet vermek veya birtakım olayların gelişimine engel olmak ya da yön çizmek istiyorsa, buna teslim olmamak bunlara verilecek en iyi cevaptır. Terörü kim, ne amaçla kullanıyorsa, ne amaçla yapıyorsa, kimden ve nereden geliyorsa lanetliyoruz. Bunu çok açık ve net bir şekilde ifade etmek gerekir."
Tüm vatandaşları İstanbul'da düzenleyecekleri Yaşam Mitingi'ne davet eden Özel, terör saldırısının ardından mitingin iptalini tartışıp iptal etmemeye karar verdiklerini söyledi. Özel, "Zaten biz bunları yapmayalım diye, zaten biz cesaretimizi kaybedelim diye, biz sinersek toplum sinsin diye yapıyorlar bunları. O yüzden teröre ve her türlü şiddete karşı yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz." dedi. Terörün vatandaşların korku ve endişelerini yönetmek istediğini belirten Özel, "Biz korkmuyoruz, sinmeyeceğiz. Biz pazar günü saat 14.30'da Beşiktaş meydanda olacağız. Hem teröre hem her türlü şiddete meydan okumak için oradayız. Tüm İstanbulluları, İstanbul'a erişim mesafesinde olan herkesi bu kararlılıkla mitinge bekliyoruz. O mitingi siyasi bir miting olmaktan çok, korkuya karşı bir meydan okuma mitingi olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Özgür Özel, terör saldırısının ardından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının da gündeme geldiğini belirterek, bazı konserlerin ileri bir tarihe ertelenebileceğini fakat etkinliklerin iptal edilmemesi gerektiğini söyledi. Her görüşten vatandaşı bayraklarla Cumhuriyet'e sahip çıkmaya çağıran Özel, "86 milyonu 29 Ekim günü sokaklarda, meydanlarda olmaya, Ankara'da Birinci Meclis'in önünde olmaya, Anıtkabir'e yürümeye, Anıtkabir'de olmaya, Cumhuriyet'i kuran kadroların cesaretinden ilham alarak, Cumhuriyet düşmanlarına, bu ülkenin ortak düşmanlarına meydan okumaya davet ediyoruz" diye konuştu.
"Uçakta bu konuya değinmedi, hiçbir gazeteci bu soruyu sormadı"
Özgür Özel, "Sayın Bahçeli'nin çağrısıyla ilgili, Cumhurbaşkanı'nın sessizliği sürüyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? TUSAŞ ile ilgili konuştu ama bu çağrıyla ilgili henüz sessiz" sorusuna karşılık, bu sorunun muhatabının kendisi olmadığını dile getirdi. Bu sorunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sorulmadığını ifade eden Özel, "Uçakta gazeteci yokmuş. Bu soruyu sormamışlar. Ama mutlaka gazeteciler bu soruyu soracaklar ve Erdoğan'dan bir yanıt alacaksınız. Ben o konudaki inancımı koruyorum. Dikkatle takip ettim haberi. Uçakta bu konuya değinmedi. Hiçbir gazeteci bu soruyu sormadı. Gazeteciler gazeteciliğini yapsın, siyasetçiler siyaseti yapsın. Onun dışında, halkımızın, milletimizin bizim merakımızı giderecek olan, herkesin merakını giderecek olan ben değilim. Ben Erdoğan yerine konuşamam. O merakın giderilmesine katkı sağlayacak olanlar sizlersiniz." değerlendirmesinde bulundu.
"İktidarın kaya gibi karşısındayız"
Özgür Özel, Diyarbakır'da basına kapalı bir toplantıda söylediği iddia edilen, "Şu an iktidarın karşısında olmak bize belki oy kazandırır ancak biz tarihin doğru tarafında olmuş olacağız." sözlerine yönelik soru üzerine, bu ifadenin kendisine ait olmadığını söyledi. Kendisinin ana muhalefet lideri olduğunu ve iktidarın karşısında bulunduğunu belirten Özel, "Böyle bir şey demem. O kapalı toplantıdan, kötü niyetle yazılmıştır demiyorum. Benzer bir cümle oldu. Şöyle söyleyeyim, iktidarın karşısında değil. 'Eğer biz Türkiye'ye barış getirecek, terörü bitirecek bir sürecin karşısında kısa vadeli beklentilerle durursak tarih önünde yanlış yapmış oluruz' dedik. Niye iktidarın karşısında olmayayım. Kaya gibi karşısındayız" yanıtını verdi.
CHP Genel Başkanı Özel, şöyle devam etti: "Bizim karşısında durmadığımız şey, barış umududur, karşısında durmadığımız şey net olarak terörün bitmesi, silahların bırakılması umududur. Bu başka bir şey. İktidarın karşısında durmak başka bir şey. Ayrıca şunu da söyleyeyim, yöntem olarak da oradan oraya bir parti siyasi yankesicilik umuduyla 'Efendim Özgür Özel ülke vadetti' Bir kelime sonra şunu söylüyorum. 'Bu ülkeyi Türklerle birlikte Kürtlerin de 86 milyonun kendini ait hissettiği bir ülke yapalım. Size devleti tam olarak benim gibi sahiplenmeyi teklif ediyorum.' demek toprak teklif etmek demek midir? Teklif ettiğimiz, Türkiye Cumhuriyeti devletini 86 milyon olarak sahiplenmek. Buna kim karşı çıkabilir?
"Öcalan'ı buraya getirme fikrinin sahibi Sayın Bahçeli'dir"
'Yok efendim Abdullah Öcalan'ın fikri'. O fikir Sayın Bahçeli'nin fikri. Biz dedik ki 'Meclis odaklılık ve ne yapılacaksa Meclis karar verecek.' Sayın Bahçeli kendine özgü, çok tartışmalı bir şey söyledi. Bizim pozisyonumuz şu, çok net. Biz, 'Şehit ailelerinin ve gazilerin de yüzüne bakamayacağımız hiçbir sürecin içinde olmayız' dedik. Bu çok net. Biz barışı destekliyoruz, silah bırakmayı destekliyoruz. Abdullah Öcalan'ı buraya getirme fikrinin sahibi Sayın Bahçeli'dir. Ona sorulması lazım. Bizim öyle bir fikrimiz yok. Ama biz 'Tüm aktörlerin sözü kıymetlidir' diyoruz. Öcalan konuşacak diye illa, Bahçeli'nin de kullandığı, DEM'le ortak kullanıyorlar, o kürsüye gelmek zorunda değil. Öcalan bulunduğu yerden, imkan verilir, o çağrısını yapar. Bu kadar basit bir meseleyi bir parti siyasi yankesicilik yapacak, Cumhuriyet Halk Partisini yıpratacak diye bu algı oyunlarına kimse alet olmasın. Bizim duruşumuz, pozisyonumuz nettir." Özel, "Çözüm süreci olarak da değerlendirilen bir süreçten bahsediyoruz. TUSAŞ'a gerçekleştirilen bu terör saldırısı sonrası bu süreç farklı bir evreye girer mi?" sorusuna, "Yani nasıl bir süreç onu henüz bilmiyoruz." karşılığını verdi.