05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 24.11.2025 18:52 | Son Güncelleme: 24.11.2025 19:10

Özgür Özel'e 'Gaziosmanpaşa mitingi' cezası: Akın Gürlek'e 150 bin lira tazminat ödeyecek

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, partisinin Gaziosmanpaşa mitinginde yaptığı konuşmada İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik sarf ettiği sözler nedeniyle 150 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmedildi
Özgür Özel'e 'Gaziosmanpaşa mitingi' cezası: Akın Gürlek'e 150 bin lira tazminat ödeyecek
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

CHP Genel Başkanı Özür Özel'in, partisinin yönetimindeki belediyelere yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınan başkan ve bürokratlara, 3 Haziran'da sağlık kontrolüne götürülürken uygulanan muameleye ilişkin sözlerinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 150 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmedildi.

CHP'li belediyelere yönelik operasyonlar kapsamında 31 Mayıs Cumartesi gözaltına alınan, aralarında Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Adana Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, Adana Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Erdal Celal Aksoy, CHP PM Üyesi Baki Aydöner ve eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun da bulunduğu isimler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden Bayrampaşa Devlet Hastanesi'ne sağlık kontrolüne götürülmüştü. 3 Haziran'da gerçekleşen sevkte polisin belediye başkanları, bürokratlar ve siyasetçilerin sağlık kontrolüne götürme görüntüleri geçmiş yıllarda KCK ve FETÖ operasyonlarında kullanılan yönteme benzemesi dikkati çekmişti.

"Sert kayaya çarptın oğlum"

Görüntülere tepkiler çığ gibi büyürken, CHP lideri Özgür Özel bir gün sonraki Gaziosmanpaşa mitinginde şunları söylemişti: 

"O görüntünün talimatını kim verdiyse, kim verdirdiyse, o görüntüyü kim istediyse onun bu milletin yakasından tutup kafasını yere vurasını görene kadar bana durmak yok, huzur yok. Bu o videoyu çektirenlerin bu millete burnunu yere sürttüreceğim böyle böyle böyle. Akın, sert kayaya çarptın oğlum, Akın, sert kayaya çaptın, sert kayaya çarptın, Aklınızı başınıza takının, Akın. Sert kayaya çarptın! Bir daha görmeyeceğim! o haysiyetsizliği bir daha görmeyeceğim, görmeyeceğim, görmeyeceğim... Buradan Sayın Erdoğan'a da söylüyorum, AK Parti'de aklını başına alacak kim varsa söylüyorum. Buradan sonra bu işin sonu kötü, alın bunu buradan, alın, alın." 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek de bu sözlerle eleştiri sınırının aşılıp, kişilik haklarına saldırı olduğunu ileri sürerek, Özel aleyhine 150 bin liralık tazminat davası açtı. Dava dilekçesinde, Özgür Özel'in yaptığı konuşmanın televizyon yayınları ve internet aracılığıyla milyonlarca kişiye ulaştığına, davalının konumu ve konuşmanın yapıldığı ortamın niteliği ve televizyonlar aracılığı yayınlanmasından sonra da haber bültenlerinde ve internet aracılığı ile yayınlandığına dikkati çekildi. Bu şekilde kişilik haklarına yapılan saldırının normal sınırlar içinde değerlendirilmesi ve bir eleştiri olarak görülmesinin mümkün olmadığı savunulan dilekçede, Özel'in Gürlek'e yönelik tehdit ve hakaretlerinin ilk olmayıp daha önce de benzer içeriklerle aynı eylemleri gerçekleştirdiği için manevi tazminat davalarının açıldığı, bu dosyaların hepsinde tazminat ödemek zorunda kaldığı ancak hakaret etmekten geri durmadığı iddia edildi. 

Özel'in avukatı: Görevine ilişkin eleştirilere tahammül etmesi hukuk devleti ilkesinin gereği

Özel'in avukatı Sedat Aslantaş ise, "davacının yürüttüğü kamu görevine ilişkin eleştirilere tahammül etmesinin hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğunu, iktidar tarafından davacının Adalet Bakan Yardımcılığı görevine atanmasının, davacıya siyasi misyon biçildiğini ve güven duyulduğunu gösterdiğini ifade etti. Bakan Yardımcılığı görevinde bulunan davacının daha sonra Başsavcılık görevine atanmasının yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı adına kabul edilemez olduğunu belirten Aslantaş, bu durumun yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına güveni zedeleyip demokrasiye tehdit oluşturduğunu, tarafları rahatsız edecek, gücendirecek nitelikteki açıklamaların da eleştiri sınırı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istedi. 

İstanbul 20 Asliye Hukuk Mahkemesi, yargılama sonunda Özel'in, Gürlek'e 150 bin liralık manevi tazminat ödemesine hükmetti. Mahkemenin gerekçeli kararında, "Gerçekten, ana muhalefet partisi Genel Başkanı tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan davacıya yönelik sarf edilen bu sözler eleştiri boyutunu aşan ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilmesine yasal olanak bulunmayan ifadeler içermektedir. Diğer yandan davacı bir siyasetçi değil, bir kamu görevlisidir, yargı bürokrasisinde önemli bir makamda bulunmaktadır ancak tanınmış ve topluma mal olmuş bir kişi değildir. Bu itibarla ona yönelik eleştiri ve ithamların, tanınmış ve topluma mal olmuş kişilere karşı yöneltilebilecek eleştiri ve ifadelere göre daha sınırlı olması gerekmektedir" değerlendirmesi yapıldı.

Kararda, Yargıtay içtihatları ile oluşan ve topluma mal olmuş, tanınmış kimselerin eleştirici ve rahatsız edici söz ve ifadelere daha fazla tahammül etmesi gerektiği yönündeki durumun dosyadaki davacı yönünden gerçekleşmediği, davacının İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olmasının onun hakaret ve tehdit içeren söz ve ifadelere katlanmasını gerekli ve meşru kılmadığı kaydedildi.

"Hesap sorma yetkisi Özel'e ait değil"

Kararda, ayrıca şu ifadelere yer verildi:

"Anayasal yargı erki içerisinde bulunan davacı ve diğer mensupların elbette eleştirilme ve hesap sorulabilme yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu anlamda davacı yürüttüğü yargısal faaliyetleri kapsamında hesap sorulma ve soruşturulabilme sorumluluğu altında görev ifa etmektedir. Ancak bu iş ve işlemler Anayasal kurumlar tarafından ve yasal sınırlar çerçevesinde yerine getirmektedir. Bu kapsamda bu hesap sorma ve soruşturma yetkisi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olan davalı sayın Özgür Özel'e ait değildir. Meri hukukumuzda bu yetki Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından kullanılabilmektedir. Bunun yanında davalının küçük düşürücü, onur kırıcı, tehdit edici söylemler ile ifade özgürlüğünü ve Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı sıfatıyla kamu adına hesap sorma hakkını kullandığını söyleyebilmek mümkün değildir. Özellikle bu ifadelerin bir siyasi parti mitinginde sarf edilmesi hukuka uygun değildir ve Anayasa ve yasalarla korunan kişilik haklarının açık ve yoğun bir şekilde ihlali mahiyetindedir. Mahkememizde bu yönde vicdani kanı oluşmuştur."