Övgü Pınar
Dünya çapındaki 1.5 milyara yakın Katolik’in ruhani lideri Papa 14. Leo gelecek hafta Türkiye’ye geliyor. 27-30 Kasım tarihleri arasında Ankara, İstanbul ve İznik’e gidecek Papa’yı yoğun bir program bekliyor. Mayısta papa seçilen 14. Leo’nun ilk yurt dışı gezisini Türkiye’ye yapacağı belli olunca özellikle İznik dünya basınının ilgi odağı haline geldi.
Nitekim papaların Türkiye’yi ziyaret etmesi yakın tarihte neredeyse gelenekselleşmiş olsa da bu gezi İznik’te 1700 yıl önce yapılan kilise toplantısını anma amacı taşıması nedeniyle özel bir öneme sahip.
İznik Konsili’nin tarihi
325 yılında Roma İmparatoru Konstanin’in talimatıyla toplanan İznik Konsili, Hristiyan dünyasında ayrılığa yol açma belirtileri gösteren kritik tartışmaları çözme amacı taşıyordu. 1. İznik Konsili, Hristiyan Kilisesi’nin ilk ekümenik konsiliydi.
Konstantin 313 yılında Milano Fermanı’yla Hristiyanlığa meşruiyet ve yasal haklar sağlamış, dolayısıyla bu dinin yayılıp güçlenmesinde kilit rol oynamıştı.
Ancak birkaç yıl içinde Doğu kiliselerinde inancın temellerini ilgilendiren hararetli bir tartışma baş gösterdi. Tartışmanın başrollerinde, Mısır’ın İskenderiye kenti piskoposu Alexander ile aynı kentten papaz Arius yer alıyordu. Tartışmanın ana konusu ise İsa’nın tanrısal ve ebedi vasıf taşıyıp taşımadığıydı. Teoloji müzakeresinin ötesine geçen çatışma Piskopos Alexander’ın Arius’u kentten sürgün etmesine kadar vardı.
Bu esnada İmparator Konstantin tüm imparatorluğun kontrolünü henüz ele geçirmişti ve siyasi projesinin temeli olarak seçtiği Hristiyanlık içinde bölünme yaşanmasını istemiyordu. Çatışmanın iki cephesindeki Alexander ile Arius’a yazdığı mektupta, ufak anlaşmazlıkların bölünmeye neden olmasına izin verilmemesi çağrısı yapıyor, ve diplomatik bir dille, bu tehlikeye yol açacak fikirlerini kendilerine saklamalarını istiyordu:
“Önemi küçük olan ya da hiç olmayan sorular üzerindeki ufak anlaşmazlıklar konusunda hislerinizi ahenk içine sokamasanız bile bu tür farklılıklar kendi zihinlerinizin ve düşüncelerinizin gizli kasasına teslim edilmelidir.”
İmparator, bu uyarısı da suları durdurmaya yetmeyince nihayetinde sorunu kökten çözebilmek umuduyla kilisenin tüm piskoposlarını bir araya getirme kararı aldı.
Ağırlıkla Doğu kiliselerinden olmak üzere imparatorluğun her yerinden 300’ün üzerinde piskopos, hem bu tartışmaya nokta koymak hem de ortak bir Paskalya yortusu tarihi belirlemek gibi pastoral ve kanonik düzenlemeler yapma amacıyla İznik’e davet edildi.
325 yılının mayıs ayında ve 2 ay kadar süren toplantının sonunda piskoposlar İsa’nın tanrısal vasfı üzerinde anlaştı ve karşı görüşteki Arius aforoz edildi.
Neden İznik?
Vatikan kaynakları İznik’in neden seçildiğini açıklarken kentin o dönemde, Roma İmparatorluğu’nun Bitinya eyaletinin en önemli ikinci şehri olmasını ve bu bölgedeki Hristiyan varlığının havariler dönemine kadar dayandığını vurguluyor.
Başlangıçta toplantının Ankara’da (Ancira) yapılması planlanırken daha sonra imparatorluğun merkezine yakınlığı ve ulaşımı nispeten kolay olması nedeniyle İznik seçildi.
Konstantin’in 313 yılında Hristiyanlara dini özgürlük tanımasının ardından, İznik Gölü kıyısında muhtemelen daha önce tanrı Apollo’ya adanmış bir tapınağın bulunduğu yere, İznikli Aziz Neophytos anısına bir kilise inşa edilmişti.
Katolik Kilisesi kayıtlarına göre Konsil’in muhtemelen göl kıyısındaki bu ahşap kilisede başladığı tahmin ediliyor. Ancak bu kilisenin böyle büyük bir toplantıya ev sahipliği yapacak boyutlarda olmaması nedeniyle Konstantin’in şehrin kuzeyinde bulunan sarayının bazilikasını konsil için tahsis ettiği üzerinde duruluyor.
4. yüzyılın sonunda ise ahşap kilisenin yerine tuğla yapılı bir bazilika inşa edildi. 11. yüzyılda deprem sonrası sular altında kalan bu bazilikanın kalıntıları bugün görülebiliyor.
Ne umuluyor?
İznik Konsili Hristiyan dünyasındaki tüm tartışmalara nokta koymasa da bugün hala tüm Hristiyanların paylaştığı bazı dogma ve temellerin ‘İnanç Bildirgesi’nde yer alması açısından tarihi öneme sahip.
1054 yılında Doğu-Batı (Ortodoks-Katolik) ayrılığı yaşanan Hristiyan dünyası yüzyıllardır bu ayrılığın etkilerini hissediyor. Bu büyük bölünmede karşılıklı aforozların kaldırılması ancak, dönemin Katolik Kilisesi lideri VI. Paul ile İstanbul Ortodoks Patriği I. Athenagoras’ın 1964’te Kudüs’te yaptığı tarihi görüşmenin ardından 1965 yılında mümkün olmuştu.
Bu tarihten sonra iki kilise arasında yakınlaşma belirtileri daha sık görüldü.
25-26 Temmuz 1967’de Türkiye’yi ziyaret eden ilk papa olan 6. Paolo İstanbul’da Fener Rum Patrikhanesi’ne de gitti. Sonraki papaların Türkiye’ye 1979, 2006 ve 2014’te yaptıkları ziyaretler Fener Rum Patrikhanesi’nin kuruluşu kabul edilen 30 Kasım tarihli Aziz Andrea Yortu’suna denk gelecek şekilde organize edildi.
2013’te bir tarihi adım daha atıldı ve Patrik Bartholomeos, önceki Papa Francesco’nun göreve başlama törenine katılan ilk Ortodoks patrik oldu.
Patrik Bartholomeos’la yakın ilişki kuran Papa Francesco, bu yıl İznik Konsili’nin yıldönümü için Türkiye’ye ikinci kez gelmeyi planlıyordu. Ancak Francesco’nun rahatsızlığı ve nisan ayında hayatını kaybetmesi üzerine İznik ziyareti programını halefi 14. Leo üstlendi.
14. Leo’nun ilk yurt dışı gezisini İznik vesilesiyle Türkiye’ye yapacak olması, Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasındaki ayrılıkların aşılması çabalarına verdiği önemin göstergesi olarak yorumlanıyor.
İznik Konsili’nin 1700. yıldönümünün, Katolik Kilisesi’nin bu yılki Kutsal Yıl (jübile) kutlamalarına denk gelmesi de ayrıca sembolik görülüyor.
Ortak Paskalya tarihi arayışı
Papa 14. Leo, geçen haziranda Vatikan’da yaptığı bir konuşmada İznik Konsili ile ilgili olarak şunları söylemişti:
“İznik Konsili yalnızca geçmişte kalmış bir olay değil, aynı zamanda bizi Hristiyanların tam ve görünür birliğine doğru yönlendirmeye devam etmesi gereken bir pusuladır. Birinci Ekümenik Konsil, Katolikler ve Ortodoksların İkinci Vatikan Konsili’nden (1962-1965) bu yana birlikte çıktıkları ortak yolculuk için temel önemdedir.”
Papa aynı konuşmada, İznik Konsili’nde de görüşülen ortak Paskalya tarihi belirlenmesi hususunda Katolik Kilisesi’nin istekli olduğunu da söyledi.
Patrik Bartholomeos da geçen ağustosta Vatikan’ın haber sitesi Vatican News’e yaptığı açıklamada “(Papa’nın) ilk yurt dışı seyahatinin bize ve İznik’e olmasından memnuniyet duyuyoruz. Burada, ekümenik diyaloğu sürdürme konusundaki güçlü inancımızı ve kiliselerimizin küresel zorluklara olan bağlılığını birlikte göstereceğiz” demişti.
Bartholomeos da Papa gibi, ortak bir Paskalya tarihi üzerinde birleşme isteğinden söz etmişti. Vatikan basınında, iki kilise arasındaki aforozların kaldırılmasına yol açan 1964 “Kudüs ruhundan” sonra 2025’in de bir “İznik ruhu” yaratıp yaratmayacağı sorgulanıyor.
Vatikan ziyaretin logo ve sloganını açıkladı
“İznik Konsili’nin 1700. yıldönümü için düzenlenen Türkiye’ye Apostolik Yolculuk logosu, Çanakkale Köprüsü’nü çevreleyen bir daireden oluşmaktadır. Bu, Asya ve Avrupa’nın buluşmasını ve Tanrı ile insanlık arasında köprü olan Mesih’i simgeler. Köprünün altındaki dalgalar, vaftiz sularını ve İznik Gölü’nü çağrıştırır.

Sağda 2025 Yılı Jübile Haçı bulunurken, sol üstte iç içe geçmiş üç halka Kutsal Üçlü’yü temsil eder. Logo, seyahatin sloganını görsel olarak ifade eder: “Tek Rab, tek iman, tek vaftiz” (Efesliler 4:5). Daire Tanrı’nın birliğini, köprü halkları birleştiren tek imanı ve dalgalar da Tanrı’nın çocuklarına yeni bir hayat veren vaftizi simgeler, bizi Doğu ve Batı arasında kardeşlik ve diyalog kurmaya davet eder.”
Papa’nın Türkiye programında neler var?
14. Leo, Türkiye’yi ziyaret eden 5. Papa olacak. 1967’deki ilk ziyarette Papa 6. Paolo, İstanbul, Efes ve İzmir’e gitti. 1979’da Papa 2. Jean Paul Ankara, İstanbul, Efes ve İzmir’i ziyaret etti. 2006’da 16. Benedikt’in ziyareti de Ankara, Efes ve İstanbul’u kapsıyordu. Bundan önceki son papa ziyareti 2014’te Francesco tarafından yapılmış, programda Ankara ve İstanbul yer almıştı.
Papa 14. Leo ise 27 Kasım’da Ankara’ya gidecek. Anıtkabir ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek.
Aynı gün İstanbul’a geçecek olan Papa ertesi gün Saint Esprit Katedrali’nde Katolik din görevlileriyle buluşacak.
28 Kasım’da İstanbul’dan İznik’e giderek Aziz Neophytos Bazilikası’nın kalıntıları yakınında dua törenine katılacak. Vatikan programında ‘ekümenik dua buluşması’ olarak adlandırılan bu etkinliğin ardından aynı gün İstanbul’a dönecek.
29 Kasım’da Sultanahmet Camii ziyaretinin ardından Mor Efrem Süryani Ortodoks Kilisesi’ne ve Aya Yorgi Patrikhane Kilisesi’ne gidecek. Patrikhane’de Bartholomeos ile bir ortak beyanname imzalayacak.
Aynı gün Volkswagen Arena’da Kutsal Ayin yönetecek.
Papa 30 Kasım’da İstanbul’da Ermeni Apostolik Katedrali ve Aya Yorgi Patriklik Kilisesi’nde dua edecek, Patrik Bartholomeos’la öğle yemeği yedikten sonra Türkiye’den ayrılacak.
Türkiye’den Lübnan’a geçerek Beyrut, Annaya, Harissa, Bkerke ve Jal el Dib’de ziyaret ve görüşmelerde bulunacak. 2 Aralık’ta Beyrut Limanı’nda 2020’de yaşanan patlamanın olduğu yerde dua edecek ve Beyrut sahilinde ayin yönettikten sınra Roma’ya dönecek.
Papa’nın Türkiye ile Lübnan’ı da ziyaret etmesi bu coğrafyaya, farklı din ve mezheplere ve Katoliklerin azınlıkta oldukları yerlere özel ilgi göstergesi olarak da değerlendiriliyor.
Papa’nın ziyareti ne anlama geliyor?
Papa 14. Leo’nun Türkiye’ye ziyaretinde uğrayacağı tarihi ve kutsal noktalar ilgi çekici. Araştırmacı yazar Erhan Altunay’a Papa’nın Türkiye programının ne ifade ettiğini sorduk...
“İlk olarak Papa’nın Patrikhane ziyareti büyük önem taşıyor. 1054 yılında Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birbirlerini karşılıklı aforoz ederek yarattıkları durum, Hristiyanlığı iki kutuplu bir yapıya soktu. 1965 yılından sonra ise yumuşama ve aforozların kaldırılması, anlaşma yolunu açtı. Şimdiki ziyaretin dünyada yaşanan politik gelişmelerle de bağlantısı var. Ortodoksi bağlamında ağırlık merkezinin Rusya’ya kayması Batı için endişe verici olduğundan patrikhane bir denge unsuru. Özellikle Vatikan bülteninde yapılan ‘ekümenizm’ vurgusu bu amacı daha da belirginleştiriyor. Bu açıdan Papa ile Patrik’in görüşmesi, 1960’larda başlayan yumuşama hareketinin daha da gelişmesi için önemli bir adım.”
‘Kardeş’ kiliseler
“Papa’nın Ermeni Apostolik Kilisesi ve Mor Efrem Süryani Ortodoks Kilisesi ziyaretleri de bu çerçevede değerlendirilebilir. Süryani Kadim Kilisesi olarak da adlandırılan bu topluluğa aslında Süryanilerin büyük çoğunluğu mensup. Bu topluluk Hristiyanlığın en eski topluluklarından biri olarak kabul edilir ve Havari Petrus tarafından kurulduğu varsayılır. Bu açıdan Papalık ile aynı konumdadır, hatta daha eski bir kurumdur. Bununla birlikte bir diğer önemli nokta Papa’nın ziyaret tarihi. İstanbul, ‘Nova Roma’ adıyla Doğu Roma’nın başkenti olduktan sonra Hristiyanlığın kabulüyle İstanbul Kilisesi’nin konumu gündeme gelmişti. Roma’daki kilise bir havari olan Aziz Petrus tarafından kurulmuş olarak kabul edildiği halde İstanbul Kilisesi’nin bir kurucu havarisi yoktu. Buna bulunan çare, tarihi gerçeklere uymasa da Petrus’un kardeşi olan Aziz Andreas tarafından kurulduğunu kabul etmek oldu. Böylece iki kardeşin kurduğu kiliseler de kardeş oldu. Papa’nın ziyaretini özellikle Aziz Andreas Günü olan 30 Kasım’a denk getirmesi de iki kilisenin ortak hareket etmesi için önemli bir mesaj.”
Ortak deklarasyon
“Papa ve Patrik’in ortak bir deklarasyona imza atmaları çok büyük önem taşıyor. Anımsanacağı üzere Papa Franciscus’un 2014 yılında, yine Aziz Andreas Günü’ndeki ziyaretinde Patrik Bartholomeos ve Papa ortak bir deklarasyona imza atıp iki kilisenin birleşmesi yönündeki niyetlerini belli etmişlerdi. Bu seneki ziyarette de bu gelenek bozulmayıp ortak bir deklarasyonla daha da güçlendirilecek.”
2014’te temeller atıldı
Patrikhane’ye yakın kaynaklar ise Papa ve Patrik’in ortak bir deklarasyon yayımlayacak olmasını, iki dinsel otoritenin her buluşmasında yapılan ortaklaşa açıklamayı ifade ettiğini söylüyor. Bu deklarasyonda mutlaka konsilin 1700’üncü yıldönümünden de bahsedilecek olsa bile Katolik ve Ortodoks kiliselerinin heyetleri bir araya geldiğinde hep ortak açıklama yaptıkları söyleniyor. Öte yandan Papa’nın Patrikhane’ye uğrayacak olması, bir önceki Papa Franciscus’un 2014’te Patrik Bartholomeos’u ziyaret ettiğinde Patrik tarafından yapılan davetle İznik ziyaretinin temelinin atılmasına da bağlanıyor. 2014’te iki kilise liderlerinin buluşmasının 1964 yılındaki bir araya geliş vesilesiyle olduğu da Patrikhane’ye yakın kaynakların bize aktardıkları arasında.