Bodrum, Çeşme, Marmaris ve Antalya gibi turizmin kalbinin attığı bölgelerde organize suç örgütlerinin faaliyetlerinde dikkat çekici bir artış var. Özellikle İstanbul merkezli suç gruplarının bu bölgelerde daha kolay ve basit yöntemlerle faaliyet gösterebileceklerini keşfetmeleri ilgiyi yükseltti. Tıpkı İstanbul’da olduğu gibi kendi aralarındaki anlaşmalarla sektör ve saha paylaşımı yapan suç örgütleri, İzmir-Antalya güzergahındaki önemli tatil bölgelerinde tehdit ve baskıyla iş yerlerinden haraç topluyor; arazi mafyası, kumar mafyası ve uyuşturucu mafyası başta olmak üzere yerel mafya grupları da faaliyetlerine hız vermiş durumda.
Bu beldeler, yabancı menşeli uluslararası suç örgütlerinin de en önemli faaliyet noktalarının başında gelmeye başladı. Aynı zamanda son yıllarda özel tekneler ve yatlar aracılığıyla deniz yolu kullanılarak gerçekleştirilen suç organizasyonlarını da unutmamak gerekir. Ayrıca bir de başlı başına konuşulması gereken göçmen mafyası var. Hem Türk hem de yabancı mafya gruplarının ortaklarından oluşan suç örgütleri, büyük paralar kazanıyorlar bu işten. Yıllardır devam eden sürecin sonunda bu beldelerdeki sakin yaşantı da, kara paranın etkisiyle kontrol altına alınması güçleşen gündelik hayata dönüştü. Oluşan tabloyla birlikte Alaçatı , Çeşme, Bodrum, Kuşadası, Marmaris ve Antalya çevresindeki kimi turistik beldeler, silahlı çatışmalar, baskın, cinayet ve yaralama, şiddet, çökme gibi mafyatik faaliyetlerle anılmaya başlandı bir süredir.
Turistler ve yerel halk mağdur oluyor
Öyle ki, yaşanan silahlı mafya çatışmalarından, olaylarla hiç ilgisi olmayan ve sadece tatil yapmak amacıyla söz konusu beldelere gelen yerli ve yabancı turistler de nasiplerini alıyorlar ne yazık ki. Şimdi biraz yakın geçmişe dönüp, yaşananlardan bazı örnekleri mercek altına almakta fayda var.
- 2020 tarihli haber, Çeşme Alaçatı’daki beach’te çıkan silahlı kavgayı anlatıyordu. İddiaya göre; mekanda eğlenen iki genç kızın kavgasına, erkek arkadaşları da dahil olunca ortalık karıştı. İçlerinden biri ise belindeki tabancayı çıkartarak karşı tarafa tehditler yağdırdı. Çıkan kavgada kanlar içinde kalanlar mekandan kaçtı.
- Alaçatı’da 2021’de işlenen cinayette, gece kulübünün kapısında bir kadının darp edildiğini gören Alpay Kalyon ve arkadaşı olaya müdahale etti, kavgada Kalyon göğsünden bıçaklanarak yaşamını yitirdi.
- Geçen hafta Çeşme’deki silahlı saldırı olayında, Sole & Mare Beach Club’a girmek isteyen 17 yaşındaki M.E.A. ile arkadaşı H.K.A, içeri alınmadıkları mekana makineli tabancayla rastgele ateş açtı. Bir taksi şoförü omzundan yaralandı.
- 19 Ağustos’taki son olayın hemen ardından Alaçatı’da bir eğlence mekanı silahla tarandı, 30 yaşındaki bir güvenlik görevlisi yaşamını yitirirken 7 kişi yaralandı.
Pusu kuruluyor kafe ve oteller silahla basılıyor - 2022’de Ayvalık’ın Küçükköy Mahallesi’nde sokakta çıkan kavgada silahlar konuştu. Onlarca turistin gözü önünde yaşanan olayda bir kişi yaralandı.
- Bu yılın mart ayında Kuşadası Kadınlar Denizi Plajı’nda yürürken motosikletli bir kişinin silahlı saldırısına uğrayan Mustafa Baker hayatını kaybetti.
- Biraz geriye gidersek, 2018’de Bodrum’da bir bar sahibine kurulan pusuda 2 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.
- Yine Bodrum’da, 2019’da bir otelin toplantı salonunu basan şüpheli, 3 kişiyi silahla yaraladı.
- Temmuz 2022’de Turgutreis’te iki restoran arasındaki duvar örme tartışmasında silahlar çekildi, 4 kişi yaralandı.
- Aynı tarihte Turgutreis’teki bir kafede çalışanlar ile bir grup arasında çıkan kavga silahlı çatışmaya dönüştü, 4 kişi vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandı.
- Mayıs 2023’te ise Bodrum’da başından vurularak öldürülen Mehmet Gülsüm’ün katilinin, Gümbet’te barda kavga ettiği kişi olduğu öne sürüldü.
- Son olarak geçen yıl Bodrum’da gerçekleştirilen bir uyuşturucu operasyonunu hatırlatmak isterim. Güllük Limanı’na doğru seyreden ABD bayraklı lüks yatta uyuşturucu olduğunu ihbar alan polis ve sahil güvenlik, 29 Temmuz’da operasyon yapmak istemiş, tekne Yunan sularına kaçarken sahil güvenlik botu ancak çarparak durdurabilmişti. Güvenlik güçlerine ateş açan şüpheliler gözaltına alınırken, yatta 84 kilogram kokain ele geçirimişti.
Konuyla ilgileniyorsanız arama motorlarında yapacağınız basit bir aramayla benzer onlarca hatta yüzlerce habere erişmeniz mümkün. Buraya kadar okuduğunuz karamsar tablo, akşamdan sabaha gelişmedi elbette. Yakın geçmişte suç örgütleriyle yeterli mücadelenin yapılamadığının göstergesi aynı zamanda. Devletçe sürecin iyi yönetilememesi ve kolluk güçlerinin bu konulara gereğince eğilmemesi, tatil beldelerindeki mafya gruplarının güçlenmesine ve artık bulundukları yerde söz sahibi haline gelmesine neden oldu. Seçimlerin ardından İçişleri Bakanı olarak kabinede yer alan Ali Yerlikaya ise göreve başlamasıyla birlikte suç örgütlerinin faaliyetlerinin dizginlenmesi konusunda adım atmaya başladı.
Yeni kadrolardan beklenti yüksek
Bilindiği üzere Yerlikaya, yakın zamanda iki önemli kararnameye imza attı. Önce polis teşkilatını yakından ilgilendiren il emniyet müdürleri ve merkez teşkilatında, sonra da valilerde geniş kapsamlı değişiklikler yaptı. Yerlikaya’nın her iki kararnamesinde ortak noktalardan birisi, yazının konusu olan tatil bölgelerini içine alan kentlerin yerel yönetimlerinde yapılan düzenleme oldu. Yerlikaya bazı kentlerin valilerini, bazı kentlerin ise hem valilerini hem de emniyet müdürlerini değiştirdi. Mesela, İzmir, Muğla ve Balıkesir’de hem vali hem emniyet müdürü değişti. Aydın ve Antakya’da ise sadece valiler değişti.
Yerlikaya bu operasyonun ardından önce yeni görevlere atanan il emniyet müdürlerini Ankara’da topladı. Takip eden günlerde de görevlerine devam eden il emniyet müdürleri ile yine başkentte bir araya geldi.
Yerlikaya her iki buluşmada, İzmir, Antalya ve Muğla il emniyet müdürleri başta olmak üzere bazı emniyet müdürleriyle özel görüşmeler yaparak farklı talimatlar verdi.
Kaynaklarımdan edindiğim bilgilere göre; İçişleri Bakanı, yeni atanan il emniyet müdürlerine “1 yıl” mühlet verdi. Bu süre içinde sorumlu oldukları kentlerde her türlü mafya grubunun faaliyetlerinin sonlanması için gerekli çalışmaların yapılmasını isteyen Yerlikaya, “Size bir yıl veriyorum. Bir yıl sonra görüşeceğiz. Ekibinizi kurun, sorumluluk bölgenizde hakimiyeti sağlayın. Çetelerin başlarındakileri yakalayın. Sizden hamsileri değil, orkinosları yakalamanızı istiyorum” değerlendirmesini yaparak polis müdürlerini Ankara’dan görev bölgelerine uğurladı. Bir yıl çok uzun zaman değil. Göz açıp kapayıncaya kadar geçecek. Bakalım nasıl sonuçlar çıkacak?
Otopark da onlarda merdiven altı içki de
- Ayvalık’tan başlayıp Çeşme - Alaçatı - Bodrum - Marmaris - Antalya hattında yaşanan mafyatik olayların öne çıkanları çoğunlukla “mekân” olarak tanımlanan, günlük olarak oldukça sıcak yani nakit yerli ve yabancı paranın elde edildiği restoran, bar, kafe benzeri eğlence yerlerinde yaşanıyor.
- Kimi zaman suç örgütleri, bu iş yerlerinin kiralanması veya satın alınması, faaliyete geçirilmesi, yönetiminin devralınması veya haraç alınması amacıyla bazen asıl iş yeri sahibi ya da karşıt mafya grubuyla savaşıyor.
- Deniz, kum ve güneşin günlük tadını çıkarmak isteyenlerin yüksek ücretler karşılığında adım attığı “beach club”larda da yine mafya grupları etkin.
- Ya da sözünü ettiğim işletmelerin, gerek müşteriler arasında gerekse başka suç örgütlerinin hedefi olmaktan çıkarılması amacıyla kimi mafya gruplarının elinde olan “özel güvenlik koruma” uygulaması da yine olayların nedenlerinden.
- Tıpkı büyük kentlerde olduğu gibi otopark işletmeleri ve vale sistemi çerçevesinde yerine göre farklı mafya grupları birbirleriyle kıyasıya mücadele halindeler.
- Hatta merdiven altı üretilen sahte içki satışları bile mafya gruplarının kontrolünde. Bölgesel olarak ayrılan grupların dağıtım yaptığı işletmeler ve eğlence mekanları belli. Birbirlerinin alanına girmeleri halinde deyim yerindeyse gözleri kararan mafya grupları mekan basıyor, işletmelere zarar veriyor.
Hedeflerinde yerel yöneticiler de var
Suç örgütleri bazen yerel yöneticileri de hedef almaktan çekinmiyor. Buna örnek olarak 2022’de Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Oğuzhan Turan’a yönelik silahlı saldırıyı vermek mümkün. Olaydan yara almadan kurtulan Turan, defalarca tehdit edildiğini açıklamıştı: “Kuşadası Belediyesi yönetimi olarak şantaja, tehdide, rant ve çıkar sağlamaya çalışan çevrelere karşı gelmeyi sürdüreceğiz ve bu tip organize kötülüklere geçit vermeyeceğiz.” Turan’ın “çıkar çevreleri” ve “organize kötülük"ten kastı mafyadan başkası değildi elbette.