Eylem Yılmaz
Düğün salonunu kiliseye dönüştüren Nijeryalılar, güzellik yarışması yapan Ugandalılar, Suriyeliler, Libyalılar, Cezayirliler, Faslılar, Türkmenistanlılar, hepsi Esenyurt’u bir tür Birleşmiş Milletler’e çevirmiş durumda. 43 mahallesi bulunan ilçede Türk vatandaşlarının çoğunluğunu ise Karslılar, Ardahanlılar, Vanlılar ve Karadenizliler oluşturuyor. Bu mozaik Esenyurt’u Türkiye’nin en yüksek nüfusa sahip ilçesi durumuna getiriyor. Esenyurt’un bu kadar fazla göç almasının gerisinde esas olarak ilçede kiraların göreceli olarak düşük olması yatıyor. Çünkü ilçede art arda yapılan yüzlerce daireli apartman blokları nedeniyle çok fazla kiralık daire var. Bu da kiraların düşmesine, ilçenin sürekli göç almasına neden oluyor.“Bağlarçeşme Şam gibi”
Esenyurt’un Bağlarçeşme mahallesi artık Şam mahallesi olarak anılıyor. Tamamı Suriyelilerden oluşan mahallenin 15 yıllık muhtarı Ali Deli göçün yarattığı sorunları şöyle anlatıyor: “Bütün esnaf Suriyeli. Onlara 2 bin liralık yeri 5 bin liraya; 10 bin liralık yeri 50 bin liraya veriyorlar. Bu nedenle mahallede Türk esnaf kalmadı. Faslı, Libyalı, bir sürü yerden insan var ama en çok Suriyeli. Çoğu Şam’dan geliyor. Başka mahallerde olan göçmenler de bizim mahallemizde esnaflık yapıyor. Birçoğunun ruhsatı yok. Burada yaşayacaklarsa ruhsatları olsun, kira kontratı olsun. Biz bilelim kim, nerede yaşıyor.”“Başka gidecek yerimiz yok”
Aynı mahallede Suriyelilere ait bir tatlıcıya giriyoruz. Hiçbiri Türkçe bilmiyor. Çalışanlardan biri savaşta ailesini kaybetmiş ve yaralanmış. Adı Hassan. Sol kolunu gösteriyor, “Kolum platinden. Ailemi kaybettim. Beş sene önce akrabalarımın yanına geldim. Burada çok zorlanıyoruz, ama başka gidecek yerimiz yok” diyor. Tezgah ardında çalışan Yusuf’un ailesi halen Şam’da. Burada çalışarak onlara yardım etmek için tek başına gelmiş. Bu kez dört dükkân ileride 39 yaşındaki esnaf Nuri Karasu anlatıyor: “Biz burada barınamıyoruz. Üç esnaf kaldık. Burada en çok onlar olduğu için bizden alışveriş yapmıyorlar. Hepsi birbirini tutuyor. Suriyeliler Suriyelilerden, Türkler Türklerden alışveriş yapıyor. Dükkânın değeri üç liraysa onlara altıya verdikleri için mülk sahipleri bizi çıkarıyor. Gelmiş kiraya 1500 lira zam istiyor. ‘İstersen çık, Suriyeliye veririm’ diyor.”
“Git buradan’ da, nereye?”
Şam mahallesinde yürürken kağıt toplayan bir genç görüyorum. Savaşta anne ve babasını kaybetmiş. Önce Gaziantep’e kaçmış. Sonra burada abisiyle buluşmuşlar. İbrahim Kurdi, 20 yaşında, Halepli: “Beş sene oldu geleli. Annem babam öldü. Bu kağıtlardan günde 60 TL kazanıyorum. Abim başka bir yerde çalışıyor. 600 TL kira veriyoruz. ‘Git buradan’ diyenler, küfür edenler oluyor. Nereye gidelim? Artık alıştım. Duymamaya çalışıyorum.”“Herkes Suriyeli çalıştırıyor”
1996’dan beri Esenyurt’ta yaşayan Muharrem Yetişoğlu, “Esnaftım, işsiz kaldım” diyor: “Çoğu yer Suriyeli çalıştırıyor. Sigorta yapmıyorlar. Ucuz eleman olarak görüyorlar. Benim sektörümde 4 bin, 4 bin 500’den aşağı maaş almıyorduk. Ama şimdi asgari ücret teklif ediliyor. Süleymaniye mahallesinde oturuyoruz. Cezayir ve Faslılar geldi. Sıkıntılar yaşıyoruz. Bazen polisi arıyoruz ama polis ne yapacak ki…”“Haksız rekabet var”
Birgül Kızıldağ, 30 yaşında, 21 yıldır ilçede yaşıyor. “Esnafız, biz vergi ödüyoruz ama başka ülkelerden gelenler merdiven altı iş yeri açıyor; vergi ödemiyorlar. Fiyatları da daha ucuz tutabiliyorlar. Böyle olunca biz sıkıntı yaşıyoruz. Gerçi onların da yapacak bir şeyi yok. Başlarının çaresine bakmak zorundalar. Libya’dan, Filistin’den, Türkmenistan’dan, Irak ve İran’dan gelen müşterilerim var. Onlar çalışmak için dil öğrenmeye çok çabalıyorlar. Aslında en büyük zorluğu Türkmenistanlılar çekiyor. Ev işlerinde ve güvencesiz çalışıyorlar. Pasaportlarına el konuluyor. İnsanca muamele görmüyorlar. İşverenleri izin verirse yılda bir kez çocuklarını görmeye gidebiliyorlar. Dört, beş senedir memleketine gidemeyen müşterilerim var...”“Göçle ilgili net rakam yok”
Son sözü Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’a veriyoruz: “Çok sorun olduğunu biliyordum ama tahminimin dört kat üzerinde sorunla karşılaştım. Göçle ilgili net rakam yok. Biz tam rakamı tespit etmek için bir çalışma başlattık ama pandemiden dolayı durdurduk. Yabancılarla beraber nüfusun 1 milyon 300 bin civarında olduğunu düşünüyoruz. Pandemiden önce altı ayda 2 bin 500 kişiyi geri gönderdik. Gitmek isteyenler başvuruyordu, biz otobüs ve yiyeceklerini hazırlıyorduk, beş yıl geri dönmemek üzere gidiyorlardı. Pandemi olunca o çalışma da durdu. Burası artık daha fazla yabancı göçü kaldırmaz. Hakikatten çok ciddi sıkıntı var. ‘Şam mahallesi’ denilen yer geçmişte terk edildiği için insanlar kendilerince dükkan açmışlar. Hiçbir denetim yoktu. Ruhsatı olmayan yerleri artık kapatıyoruz. Fakat pandemi gelince yapamadık. İnsanlar zaten aç, bir de böyle yaparsak başka sorunlar çıkardı. Belli bir dengede götürmemiz lazım.”