Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera ve Selçuk İnan’ın da aralarında bulunduğu 21 kişiyi yüksek getirili gizli fon vaadiyle dolandırdığı gerekçesiyle Denizbank Büyükdere Şube Müdürü Seçil Erzan’ın da aralarında bulunduğu 2’si tutuklu 7 şüphelinin yargılanmasına 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Fazla para verdiği kişileri açıkladı
12 Ocak tarihinde görülen ikinci duruşma sabah 11.30’da başlayıp gece 23:50’de sonuçlanmış; zaman dolayısıyla dinlenemeyen tanık ve müştekilerin ifadesi 15 Ocak tarihine ertelenmişti. İkinci duruşmanın devamı saat 11:00 başladı ve ilk sözü Seçil Erzan aldı. Erzan duruşmada vaad ettiği paradan daha fazla para verdiği kişileri olduğunu iddia etti ve o kişilerin isimlerini de mahkemede açıkladı: Süleyman Aslan, Umut Aslan, Ayhan Akman, Metin Taş, Türkay Gümülcineli, Semih Kaya, Merve Özer, Fırat Özdemir, Nazlı Can'ın çevresindekiler.
"Kiminin ablası kiminin Seço’suyum"
Erzan bu isimleri ispatlayamayacağını ancak bunu devletin yapabileceğini söyledi: Cuma günü bütün samimiyetimle doğruları söyledim ancak delillerle ispatlanamadığı sürece benim bu söylediklerim bir anlam ifade etmiyor. Tüm fazla para aldığını belirttiğim kişilerin GPS kayıtları, HTS eşleşmelerim, gerçek mağdurların oluştuğu tarihteki kayıtlar, MASAK kayıtları tüm hepsinin kayıtlarının incelenmesini istiyorum. Bunları devlet bulmalı. Ben bulunmasını istiyorum. Şunu bir daha belirtmek istiyorum. Florya şubede çalıştığım dönemde yüksek müşteri memnuniyetinden kaynaklı, kiminin ablası kiminin Seço'suydum ama ben bunları banka müdürü olarak aldım. Bu çok net. Kartvizitimde banka müdürü Seçil Erzan yazmasaydı bana kimse, Selçuk İnan para vermezdi. Bir ikincisi de yüksek getiri beklentisiydi. Ben para aldığımda bagajın kapağı açılıyor ve hemen alınıyordu o para.
"7 Nisan’da darp edildim"
Ben malımı mülkümü geçtim; annemi bıraktım orada. Canımla buradayım. Herkes ne aldığını söylemezse biz burada hiçbir maddi gerçeği ortaya çıkaramayız. Çok fazla para trafiği vardı. O an teftiş gelseydi bankanın bunu fark etme ihtimali vardı. İlk fonu Semih Kaya’ya söyledim. Bu fon ondan sonra türedi. 8 Mart'ta Merve ve Tanın’ı Semih Kaya ile tanışmaya götürdüm. O gün anlatmaya çalıştım, yanlış bir şey yaptım diye. Ama 9 Mart’tan sonra kiminle yiyorsunuz parayı, yurtdışına mı götürdün demeye başladılar. Bu mağduriyetin sebebi benim ama çok korkuyordum. Bir akıl tutulması yaşadım. Bu insanlar korkutarak benden faiz adı altında para aldılar. İş çığırından çıktı. Ben bankada her şeyi anlatmaya çalışırken 7 Nisan'da darp edildim. Sonra ne kadar para aldığıma dair kağıtlar yazdım. O kağıtlarla bankaya gidip aylardır bekliyoruz diye bu kağıtlarla gidildi. Gerçek mağdurlar var, evet. Emre Belözoğlu'nun parası alındı ve 10 kişiye dağıtıldı.
Hastane paramızı aldı
Erzan’ın bu açıklamasından sonra müştekilerin dinlenmesine geçildi. İlk olarak da Nuray Şengüler ifadesini verdi:
32 yıldır Florya’da oturuyorum ve Denizbank şubesi açıldığından beri müşterisiyim. Seçil hanımı da 15 senedir tanıyorum. Son 5-6 yıldır daha yakın muhabbetimiz oldu. Eşim son 4 yıldır hastane masrafı olduğu için sık sık bankaya gidiyordum. Seçil Ersan büyük iş adamlarının kazandığı bir sistem olduğunu, genel müdürlükle konuşup beni de dahil edebileceğini söyledi. Personel harici girilmez yazılı odada sayılırken para, siz de oraya girin, bir kameralar görsün sizi dedi Seçil. 5 milyon TL mevduattan çektiğim para ve 56 bin 600 doları teslim ettim. Sonra gizli sistemden sonra fondan bahsedildi. Sonra 5 milyon TL de bu fona verdik. O zaman Levent şubedeydi. Yüzde 30 getirili demişti bana. Onun haricinde hastane ödemelerinde sıkıştığımızda para istiyorduk.
Bu paradan 312 bin TL bana para verdi. Ama onu aynen geri aldı sonra. Bir, iki kere Nazlı Can yolladı bana yetmediği yerde hastane için. Şu an almış olduğum bir şey yok. Çok mağdur oldum. Mütevazı bir şekilde yaşayıp insanlara yardım eden biriydim. Şimdi yardım alır duruma düştüm. Elimi hastaneye götüremiyorum. Eşim ölmek üzere.
Seçil hanım tutuklanmasından 2 gün önce beni aradı. Nuray abla ben genel müdürlüğe gidiyorum toplantıya, sonra seni arayacağım dedi. Sonra akşam Florya şubede çalışan kadın tarafından arandım. Paranı sen de mi Seçil’e vermiştin dedi. Şubeye gittim, olayı anlattılar bana. Neler olduğunu o gün öğrendim. "Genel müdürlükten sizi bekliyorlar yarın. Ne biliyorsan açık açık anlat. Seçil soruşturmada, anlattıklarınız örtüşmezse bir kuruş para alamazsınız" dediler. Seçil dışarıdan elden aldığımı söyle dedi. Ama ben paraları bankanın içinde verdim. Tutuklanmadan iki ay önce paramla rezil oldum dedim. Bankadan gidip çekeceğim dedim. Tamam ama faizi alamazsın dedi. Faiz falan istemiyorum deyince, sabret bak az kaldı dedi.
Av. Murat Öksüz: Parayı sayıp teslim ettiğinizde sizi gören personel oldu mu?
Nuray Şengüler: Bankanın arabasına götürdük. Ben taşıdım. Bu kadar parayı nasıl götürüyorsunuz böyle dedim. Bankanın GPS’li arabası dedi. Florya şubeye hiç gitmedim. Ama Florya’da çalışan çocuklar çektiğim paraların nereye gittiğini soruyordu. Ama ben söyleyemiyordum.
Av. Nazlı Karaaslan: Banka çalışanlarının paralar nerede diye sorduğunu söylediniz. Sizin işlemlerinizi Seçil’le yaptığınızı biliyorlar mıydı?
Nuray Şengüler: Bilmiyorum. Biliyorlardı herhalde. Benim tüm işlemlerimi onunla yaptığımı biliyorlardı.