Yusuf Akcakaya
yusuf@gazeteoksijen.com Su kaynakları konusunda çalışan bilim insanlarına göre, hem dünyada hem de Türkiye’de su sıkıntısının artacağı bir döneme doğru ilerliyoruz. Birçoğumuz farkında olmasak da beslenme, barınma ve sağlık gibi en temel ihtiyaçlarımızı doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen suya erişimimiz kısıtlanabilir. Birçok sivil toplum kuruluşu ve sosyal girişim bu tehlikeye dikkat çekip, uzmanlar tarafından suyun nasıl daha tasarruflu kullanılabileceğine dair araştırmalar yapılıyor. Ancak tassarrufun sağlanabilmesi için ne kadar su tükettğimizin hesaplanması gerekiyor. Bu araştırmalardan biri olan su ayak izi testleri, yapılan su israfının boyutunu gözler önüne seriyor. Kişinin günlük su tüketim miktarının ölçüldüğü bu testte, duş almak, bulaşık yıkamak, bahçe sulamak gibi doğrudan su tüketimimizin ölçülmesinin yanında, yediğimiz gıdalardan giydiğimiz kıyafetlere kadar varan dolaylı su tüketimimiz de ortaya çıkıyor.
"Su gerilimleri yaşanabilir"
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız Hem Türkiye’de hem de dünyada su sıkıntısının artacağı, bölgesel su gerilimlerinin yaşanabileceği bir döneme gidiyoruz. Bu bölgeler arasında Türkiye’den Ege, Konya, Akdeniz; dünyada ise ekonomik su sorunu olarak Orta ve Batı Afrika ülkeleri ve fiziksel olarak da Güney Doğu Asya, Orta ve Güney Amerika ve Avustralya ülkelerini sayabiliriz. Türkiye’nin yıllık 112 milyar metreküp kullanılabilir su potansiyelinin yaklaşık yarısını tüketiyoruz. Aslında bu kaynağın verimli kullanılmasıyla, kendine yeterli bir ülke olabiliriz."Dünya ortalamasının çok üstündeyiz"
Dünya Sağlık Örgütü, bir insanın yaşaması için günlük asgari doğrudan; yani içme ve kişisel temizlik için su tüketim ihtiyacını 50 lt/kişi (0.05 metreküp) olarak kabul ediyor. Ancak giyim, tüketilen yiyecek, kullandığın otomobil gibi faktörler yani dolaylı tüketim kalemleri de hesaplandığında bu rakam çok yüksek düzeylere çıkıyor. Örneğin dünyada günlük su tüketim ortalaması 3 bin 800 litre olarak hesaplanıyor. Ülke bazında örnek vermek gerekirse; ABD’de kişi başına 2 bin 900 metreküp/yıl, Çin ve Hindistan’da bin 150 metreküp/yıl iken Türkiye’de ise bin 977 metreküp/yıl su tüketliyor. Türkiye’de kişi başına düşen günlük su tüketimi 5 bin 500 litre yani 5.5 metreküp.
"İsraf nedeniyle her yıl bir Keban Barajı kaybediyoruz"
Türkiye’nin su ayak izinin yüzde 81’i tarımsal tüketimden geliyor. Tarımsal su ayak izininse yüzde 37’sini tahıl ürünleri, yüzde 36’sını da yem bitkileri oluşturuyor. Ayrıca, tekstil sektöründe de kullanılan pamuk, Türkiye’de en yüksek su ayak izine sahip endüstri bitkisi. Su Politikaları Derneği’nin yaptığı bir çalışmaya göre, Türkiye’de bir yılda üretim ve tüketim zinciri halkasında yapılan gıda israfı nedeniyle, Keban Barajı’nın depoladığı miktar kadar su kaybediyoruz. Tarımsal üretimde su kullanımımızı modern teknolojilerle yüzde 60 oranında düşürmemiz mümkün. Dünyadaki diğer teknolojik gelişmelerle birlikte döngüsel ekonomi çok konuşuluyor ve sıfır atık ile yaşam planlamaları yapılıyor. "Tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmeliyiz"
Dünya kaynakları kullan-at anlayışını taşıyamaz duruma gelmiştir. Bu sebeple giyecekten yiyecek ve içeceğe kadar tüm tüketim mallarında bilinçli satın alma,bilinçli kullanma ve bilinçli tüketime dikkat etmeliyiz. Ayrıca, kullanım dışı olan ürünleri ve atıkları tekrar üretim zincirine sokmaya çabalamalıyız.Belçim Bilgin ve Mert Fırat, Oksijen için su ayak izlerini hesapladı
