23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 19.11.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

Sizi hayatta tutan imge nedir?

Summart’da geçtiğimiz ay açılan Olumlayan Dünya adlı sergi; Wenda Koyuncu küratörlüğünde, 18 sanatçının 42 eserini, düşünür Rosi Braidotti’nin kavramlarına dayandırıyor
Sizi hayatta tutan imge nedir?
İnsan dışı olanı, ötekileri, göçebeleri, hayvanları, kadınları, queer bireyleri, siyahları, kuzeylileri/güneylileri, doğuluları/batılıları ve daha nicesini yok sayarak dışlamacı bir dille çevremizi biçimlendirmek, yönetilmek ve yönetmek hem yerelde hem de tüm dünyada gedikler açmaya devam ediyor. İçinde bulunduğumuz yüzyıl faşizmin kalın ve sert sopasının maruz bıraktığı türlü canlıyla dolu. Peki tüm bunları reddederek yaşamak çözüm mü? Summart’da geçtiğimiz ay, Ali Şentürk, Ayça Telgeren, Berat Işık, Deniz Çobankent, Ekin Kano, Fatih Gürbüz Gamze Eşkinazi, İlgen Arzık, Murat Morova, Nazım Arslan, Neriman Polat, Sevim Kaya, Seza Paker, Soyhan Baltacı, Uğur Güler, Vahhab Ayhan, Yiğitcan Alper ve Yılmaz Bulut’tan oluşan, 18 sanatçının 42 eserinden oluşan Olumlayan Dünya isimli bir sergi açıldı. Küratör Wenda Koyuncu, basın bülteninde de yazdığı üzere; ahlaki protokollerin, normların ve değerlerin dünyasını yeniden ele alıp kritik etmenin ve çareler aramanın farklı patikalarında gezinen bir sergi tasarladı ve davet ettiği sanatçılara sorular yöneltti: “Sizi hayatta tutan imge nedir? Yeryüzünün ekonomik, politik, çevresel, teknolojik sıkışmışlığına dair bir imge göstermek isteseniz nasıl bir imge gösterirsiniz?” Koyuncu bu soruyu sanatçılarla birlikte izleyiciye de yöneltiyor aslında. Sahi var olan durumla nasıl başa çıkabiliriz, yerelde ve evrenselde çoğalan sıkışmışlık durumunu büsbütün reddetmeden bilakis kabul ederek nasıl bir pozisyon alıp eleştirelliğimizi koruyup bu durumdan bir bilgi çıkarabiliriz? Wenda Koyuncu bu sorular eşliğinde çok sesli bir anlatıyla sözü; 21. yüzyılda kıta felsefesini ve çağdaş feminist kuramı derinden etkileyen makaleleri ve kitaplarıyla tanınan yazar Rosi Braidotti’ye veriyor. Zira serginin düşünsel çerçevesi, Braidotti’nin “Olumlayıcı Etik” ve “Olumlayıcı Siyaset” kavramlarına dayanıyor.  Sergi, olumlama kavramının sahiplendiği çokluğu ve canlı oluşun kapsayıcılığı eşliğinde birbirinden çok farklı üretim dili olan sanatçıyı yan yana getiriyor. Resim, heykel, video, desen, fotoğraf gibi türlü medyum serginin bedenine oturan kavramı sahipleniyor ve imgeler kimi işlerde kapalı kimi işlerde ise apaçık bir tavırla olumlamaya dair sözlerini sükûnetle ortaya seriyor. Sanatçıların, serginin en başında sorulan soruya imgelerle verdiği yanıtlar; zıtlıkların biçimlendirdiği ve tam da Braidotti’nin yarattığı sükunete sahip müzakere masasına yerleşiyor. 
Galeri Nev İstanbul - Aras Seddigh, No.99, 2019, Tuval üzerine akrilik, linol ve pastel, 200 x 510 cm
Galeri Nev İstanbul - Aras Seddigh, No.99, 2019, Tuval üzerine akrilik, linol ve pastel, 200 x 510 cm

Koku ve resim arasında: Ben Hiç Burada Olmadım

Yazı, koku ve resmin birbirini takip eden hikayesi, Galeri Nev İstanbul’da Ben Hiç Burada Olmadım başlığıyla geçen hafta açıldı. Aynı atölyeyi paylaşan sanatçı Aras Seddigh ve parfümör Ömer İpekçi’nin yazışarak başlattığı oyun, izleyenin de hafızasını tetikleyerek kelimeler, renkler ve kokularla sergiye dönüşerek sonlanıyor. Dünyada olan beden, organlar toplamı olarak sadece fizyolojik bir şey değildir. Bir yandan organlar toplamı olduğu için dünyayı algılar öte yandan da sürekli algılanan bir nesnedir. Fransız filozof, Merleau-Ponty’nin ontolojik-fenomenolojik bir yaklaşımla ele aldığı, bedende başlayan ve bedende süren dünya algısı düşüncesine yaslanarak söylersem nesne ve özne olarak beden, onu oluşturan tüm organlarla birlikte yeryüzünde türlü şeye göçer: Bazen bir kitaba, denize, dağa, kuşa, müziğe, bir resme ve nihayet bir kokuya. Galeri Nev İstanbul’dan içeriye girer girmez de olan tastamam bu: İçeride koku ve yer arasında tanıdık ama değil, hissetmekle bilmek arasında bir yerde asılı kalıyoruz. Önce koku mu, yoksa resim mi nerede olduğunuz hakkında bedeni yönlendiriyor; size ve bana göre değişir, ama koku eşliğinde size süzülen, sizin de oraya iliştiğiniz yer, her neresiyse Seddigh’in resmi, İpekçi’nin kokularıyla gerçeküstü bir manzaraya dönüşüyor. Kokuyu tarif eden en iyi cümle, manzarayı yahut figürü betimleyen en iyi çizgi/biçim/leke nedir? Bu sorunun tek bir yanıtı yok. Sergide metin üzerine üretilen 11 koku, bunlar üretilirken kaybolan kelimeler ve hafızanın bir sanatçı ve parfümör arasında gidip gelen münazarası sergiyi bir deneyim alanına çeviriyor. Seddigh’in, adını İpekçi’nin önceden ürettiği “Incarnation / Untitled” parfümünün 99. edisyonundan alan N.99 resmi, atölye ortaklığında oyuna dönüşen temasla biçimlenen kokular; birbirine müdahalenin imge ve kokuya dönüşme sürecini ve sonucunu izleyici ile paylaşıyor.  Sergi, ilk edisyonu bu yıl gerçekleşen İstanbul Gallery Week kapsamında 27 Kasım’a dek Galeri Nev İstanbul’da izlenebilir.

Açık ‘galeri’ şehir İstanbul

Istanbul Gallery Week, İstanbul’daki galerileri Türkiye geneli ve uluslararası meslektaşlarıyla buluşturan etkinlikler dizisi olarak çağdaş sanat sahnesini sanatseverlerle bir araya getiriyor. Küresel Gallery Weekend ağının bir parçası olan IGW, bahar aylarında gerçekleştirilmek üzere iki esas etkinlik düzenleyerek yıl boyu bir iş birliği platformu olarak aktif kalacak. Görsel iletişim sponsoru Rafineri Studio’yla birlikte gerçekleştirilen #RenginiBul çağrısıyla, İstanbul çağdaş sanat sahnesinin bir parçası olarak kurgulanan Istanbul Gallery Week, 11 - 20 Kasım 2021 tarihleri arasında ilk defa hayata geçti. Kentin çeşitli lokasyonlarına dağılan ve 9 günlük geniş bir programa yayılan mekân buluşmaları, kenti etkinlik planına dâhil ederek galerilerin kendi mekânlarındaki sergileri ve şehrin geneline yayılan pop-up etkinlikleri seyirciyle buluşturuyor.