23 Nisan 2025, Çarşamba Gazete Oksijen
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 30.01.2025 09:13 | Son Güncelleme: 30.01.2025 09:18

TBMM'de iki kere geri çekilen düzenleme: Nedir bu ‘etki ajanlığı’ ?

Menajer Ayşe Barım'ın tutuklanmasının ardından mahkemeye sevk yazısında yer alan "etki ajanlığı" ifadesi, bu kavramı yeniden tartışmaya açtı. Geçtiğimiz yıl iki kez TBMM gündemine gelen; ancak ikisinde de geri çekilen TCK'ya eklenmek istenen 'etki ajanlığı' nedir? Nereden geliyor?
TBMM'de iki kere geri çekilen düzenleme: Nedir bu ‘etki ajanlığı’ ?
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Film ve dizi sektöründeki tekelleşme iddiaları üzerine ifadesi alınan Menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından biri olması yönündeki iddialar nedeniyle önce gözaltına alındı, ardından 27 Ocak'ta tutuklandı. Mahkemeye sevk yazısında Barım'ın "olayları planlayan, örgütleyen ve yönlendiren, iradesi sorularak bu yönde kendisinin karar bildirerek yön verici ve belirleyici kişilerden olduğu" iddia edildi. "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etmek" ile suçlanan Barım’ın sevk yazısında ayrıca "etki ajanlığı amacı itibariyle ve kastını ortaya koyması açısından dikkate değer olduğu" ifadesi de kullanıldı.

Barım’ın tutukluluğunun ardından Türkiye’de “etki ajanlığı” ifadesi tartışma yarattı. Çünkü geçtiğimiz yıl Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) casusluk suçlarının kapsamını genişleten düzenlemeyi akıllara getirdi. Söz konusu “etki ajanlığı” düzenlemesi önce Mayıs 2024’te, daha sonra ise ekim ayında TBMM gündemine getirilmiş; muhalefetin ve meslek örgütlerinin tepkileri üzerine geri çekilmişti. 

Düzenlemede ne yer alıyor? 

"Etki Ajanlığı" yasa tasarısı ile TCK'nın "casusluk" suçunu düzenleyen 339'uncu maddesine yeni bir suç eklenmesi planlanıyordu. Bu suçun ifadesi ise şu şekilde: 

"Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler” 

Söz konusu suçta istenen ceza ise üç yıl ila yedi yıllık hapis. Bu eylem "savaş sırasında veya askeri hareketleri tehlikeye sokacak bir süreçte işlenmiş" ise cezanın 8 yıldan 12 yıla kadar çıkması öngörülüyordu.

İktidar düzenlemenin gerekçesinin TCK'daki casusluk suçunu düzenleyen maddelerin gelişen teknoloji karşısında yetersiz kalmasına dayandırıyor. Üçüncü ülkelerin Türkiye üzerinden başka ülke vatandaşlarına dönük, taşeronları aracılığıyla veya yeni tip teknolojiler kullanarak yaptığı operasyonlar nedeniyle cezalandırılamadığını savunuyor.

Muhalefetin, hangi eylemlerin suç kapsamına gireceğinin belirsizliği nedeniyle herkesin cezalandırılabileceği eleştirisine karşı ise "yabancı devlet yararına veya talimatı doğrultusunda işlenmesi" kriteri aranacağını söyleniyor. 

Muhalefet temsilcileri ise tasarının kapsamı ve öngörülen suçun maddi unsurlarının belirsiz olduğunu savunuyor. Muhalefete göre bu düzenleme istismar edilmeye açık. 

Teklifin Ekim'de TBMM Adalet Komisyonu'ndan geçmesinin ardından Türkiye'nin önde gelen basın meslek kuruluşları ortak açıklama yayımlayarak düzenlemenin "basın özgürlüğü için ciddi bir tehdit" olduğu uyarısında bulundu.

Açıklamada "Bu düzenleme, gazetecilerin mesleklerini icra ederken her an 'etki ajanı' olarak damgalanma riski ile karşı karşıya kalacakları bir ortam yaratacaktır" ifadeleri kullanıldı. 

‘Etki ajanlığı’ nereden geldi?

Gürcistan’da geçtiğimiz yıl gündeme gelen etki ajanlığı yasası, “yabancı etkinin şeffaflığı” ismiyle kabul edilmişti. Gürcistan’ın bu yasayı kabul etmesinin ardından Avrupa Birliği'nin (AB) Tiflis Büyükelçisi Paweł Herczynski, ülkenin AB'ye katılım sürecinin askıya alındığını bildirmişti.

Gürcistan ve Türkiye’nin konuştuğu bu düzenlemenin çıkış noktasının ise Rusya olduğu düşünülüyor. Rusya, 2012’de ülkede “siyasi faaliyet” yürüten sivil toplum örgütlerinin ülke dışından destek alması halinde, “yabancı ajan” olarak kayıt altına alınacağını öngören yasal düzenlemeyi kabul etmişti. 

Rusya merkezli insan hakları kuruluşu OVD Info'nun verilerine göre, 2012'den 2024’e dek bu kapsamda 855 kuruluş ve kişi “yabancı ajan” olarak etiketlendi. 

Rusya’daki bu düzenlemeyle, ülkenin ajan statüsüne aldığı kişi ve kuruluşlar hem idari olarak çeşitli yükümlülükler altına giriyor, hem de yayınladıkları tüm içerikler için “yabancı ajan” olduklarını söyleyen bir beyanda bulunmaları gerekiyor.

Tepkilerin bir diğer yanı 

Öte yandan Barım'ın tutukluluğunda 'etki ajanlığı' ibaresinin yer alması sadece kapsamı açısından değil, TCK'da yer alan bir 'suç' olmaması nedeniyle de tepki çekti. İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Avukat Prof. Dr. Adem Sözüer X platformundan yaptığı değerlendirmede, "Deprem için yardım çağrısı etki ajanlığı sayılmış ve Ayşe Barım için tutuklama sebebi olmuş. Halbuki etki ajanlığı diye bir suç yok! ... Ceza yaptırımları sadece kanunda 'açıkça' suç olarak tanımlanan bir fiil nedeniyle uygulanabilir" dedi.

Oksijen yazarlarından Mehmet Y. Yılmaz da T24'teki Hukuk bir kere yoldan çıkınca! başlıklı köşe yazısında şu ifadeleri kullandı: 

Savcılığın sevk evrakında, “etki ajanlığı” suçlaması da var. “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” diye biliyoruz ama belli ki savcılık TBMM gündemine getirilip geri çekilen “etki ajanlığı” suçunun yasalaşacağından emin. Tabii o zaman bir sorun daha ortaya çıkıyor: “Makabline şamil kanunlar” sürecine mi giriyoruz? Kanunların geriye doğru uygulanamayacağı ile ilgili evrensel hukuk prensibini de kaldıracak mıyız?

 BirGün gazetesinden Berkant Gültekin ise X hesabından yaptığı paylaşımda "Savcılık, Ayşe Barım'ın ajansıyla çalışan oyuncuları 2021'deki yangınlar sırasında “Help Turkey” etiketiyle yaptığı paylaşımların, “Türkiye'yi uluslararası arenada yetersiz gösterdiğini” gösterdiğini belirtti “etki ajanlığı”na bağlamış. Çok daha tehlikeli bir ortama girdik. İktidarla birlikte hareket eden savcıların bu kadar geniş yorum yetkisine sahip olabileceği, hiçbir şeyin hukuki kırılmadığını ve sağlamda olmadığını gösteriyor" ifadelerini kullandı. 

CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, etki ajanlığı yasası için “daha yasalaşmadan uygulanan kanun” nitelendirmesinde bulundu.