24 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 27.04.2024 10:40 | Son Güncelleme: 27.04.2024 12:02

Utancıyla yıkılan Gayrettepe'deki Birinci Şube!

1970 ve 80’li yılların işkence merkezlerinden Gayrettepe’deki Birinci Şube binası, tüm emniyet birimleri Hasdal’da toplanacağı için yıkıldı. İşkence mağdurları yaşananları unutturmamak adına alanın utanç müzesine dönüştürülmesini istiyor
Utancıyla yıkılan Gayrettepe'deki Birinci Şube!

12 Eylül Darbesi döneminde 650 bin kişi gözaltına alındı. Hücrelere kapatılma, dayak, falaka… Tarihsel Adalet İçin Bellek Müzesi’nin teyit edebildiği işkence türü sayısı 45. Bu bile zulmün boyutlarını aktarmak için yeterli bir sayı. Bunca vahşetin cisimleştiği yerlerden biri Gayrettepe’deki eski il emniyet müdürlüğü makamının siyasi şube birimi, namıdiğer “Birinci Şube”ydi. İstanbul’un orta yerinde bir kötülük anıtı olarak göğe uzanan, içinde nice insanın hayatını kaybettiği, nicesinin de girip bir daha çıkamadığı, “ortadan kaybedildiği” bu 10 katlı bina artık yok.

Yıkılan işkencehane

Birinci Şube aslında il emniyet müdürlüğü makamı ve diğer birimlerle beraber 1994’te Vatan Caddesi’ndeki binaya taşınmıştı. Taşınan birimlerin yerini ise olay yeri inceleme ve trafik şube gibi müdürlükler almıştı. Şimdi ise tüm birimler İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün yeni yerleşkesinde toplanacağı için bina yıkıldı. Orada yaşanan her şey de artık molozların altında. Peki molozların altında hangi hikayeler saklı? Gelin, yıkıntılara birlikte kulak verelim…

44 yıldır “kayıp”

Takvimler 20 Kasım 1980 tarihini gösteriyordu. Avcılar’dan yola koyulan 34 F 6798 plakalı Murat 124, Saraçhane’de, Haşim İşcan Geçidi’nde durduruldu. Otomobilin sahibi Kemalettin Eren’di. Ama durdurulduğu anda da sürücü koltuğunda oturan genç oğlu kullanırdı arabayı daha çok. Hayrettin Eren’di bu genç... Henüz 26 yaşındaydı. Kendisini gözaltına alan polisler tarafından önce Karagümrük Karakolu’na götürüldü. 21 Kasım’da ise o zaman Gayrettepe’de bulunan il emniyet müdürlüğünün siyasi şube birimine, namıdiğer “Birinci Şube”ye sevk edildi. Onu 44 yıldır bir daha gören olmadı.

12 Eylül sonrası işkence merkezi

Gazeteci Faruk Eren, abisini kaybettiği Birinci Şube’de kendisi de işkenceye maruz bırakıldı. “Birinci Şube denilen Siyasi Şube Müdürlüğü, 1970’lerin ikinci yarısından itibaren bir işkencehaneydi” diyerek sözlerine başlıyor ve devam ediyor: “Ama 12 Eylül sonrası burada işkenceler yoğunlaştı ve adeta bir işkence merkezine dönüştü. Darbeden sonra, ben 16 yaşındayken, 1980 yılının kasım ayında abimi gözaltına alıp Gayrettepe işkencehanesine götürdüler. Abimi orada gören birçok tanık var. Otomobilimizi o binanın otoparkında gören annem dahil yine birçok tanık var.”

“Hayrettin diye biri yok”

“Abimi gözaltına aldıklarında ilk olarak Karagümrük Karakolu’na götürüyorlar. Annem gidip soruyor, gözaltı defterine bakıp ‘Buradaydı ama Gayrettepe’ye sevk edildi’ diyorlar. Oradan Gayrettepe’ye gidip oğlunun orada tutulduğunu söylüyor. Hayrettin Eren diye birinin Birinci Şube’de olmadığını söylüyorlar. Ama abimin kullandığı otomobil de bahçede duruyor. Annem arabayı gösterip bizim olduğunu söyleyince tartaklayarak uzaklaştırıyorlar.”

Abisiyle aynı yerde işkence gördü

“18 yaşındaydım. 3 Kasım 1982 günü beni de abimin öldürüldüğü işkencehaneye attılar. Abimi sorduğum tüm polisler bana kaçamak cevaplar veriyordu. Bodrum katında küçücük hücreler vardı. Ben o zaman çocuk yaştaydım ama yükseklikleri ancak bacağım kadardı. Yan yana ise en fazla üç kişi sığardı, bizi 6-7 kişi bu hücrelerde tutarlardı. İşkencenin her türlüsü vardı. İşkenceye uğrayanların seslerini duymadığımız an da olmuyordu ki bu da işkencenin başka bir türüydü.”

Utanç müzesi olmalı

“90 gün orada kaldım. Ben gözaltındayken annemi ve babamı da şubeye getirmişler. Normalde şubeye getirilen herkesin gözü bağlı olur ama onların gözlerini bağlamamışlar. İşittirmekle birlikte göstererek de işkencelere tanıklık etmeye zorlamışlar. Hem de oğullarından birini öldürdükleri, diğerini de kurbanlık koyun gibi gözleri bağlı, duvara çevrilmiş halde ebeveynlerine sergiledikleri yerde… Beni annemle babama o halde göstermişler. Vatan Emniyet açılana kadar Birinci Şube, Türkiye’deki, özellikle İstanbul’daki solcular için bir kabus mekanıydı. Bu binanın yıkılması bir şeyi değiştirmez. Buraya bir utanç müzesi yapılmalı.”

Devletin karanlık yüzü

İbrahim Yirik 70 yaşında. 1977’de henüz 23 yaşındayken ilk defa gözaltına alındığında Birinci Şube’de o da işkenceden geçirilmiş. Yirik, Sansaryan Han’daki meşhur İkinci Şube’de de tutulmuş. Şöyle anlatıyor: “İkinci Şube’de daha çok kaba dayak gibi şeyler vardı. Birinci’de ise daha sistematik, daha bilinçli işkence metotları uygulanıyordu. Burası bana tümüyle işkenceyi, katliamı, devletin karanlık yüzünü ifade ediyor. Ben devletin halkla bağını koparmış yüzüyle burada karşılaştım. 15 gün boyunca işkenceye maruz bırakıldım. Birçok arkadaşım Birinci Şube’deyken öldürüldü. Gayrettepe, Sansaryan, Sultanahmet Cezaevi, Bayrampaşa Cezaevi, Diyarbakır Cezaevi… Tümünün ifade ettiği şey aslında aynı.”

İşkence sadece bir sözcük değil

“Şimdi Birinci Şube’yi yıktılar. Peki ne yapmak istiyorlar? Öncesinde Sultanahmet Cezaevi ve Sansaryan Han otele dönüştürüldü. Bayrampaşa Cezaevi’nin olduğu alana hastane ve konutlar inşa edildi. Diyarbakır Cezaevi boşaltıldı, ismi bile anılmıyor. Çünkü bu mekanları ve yaşananları unutturmak istiyorlar. Hafızalarda canlı tutmanın tek yolu Birinci Şube de dahil olmak üzere tüm bu mekanlarda işkence görenlerin, katledilenlerin anılarını yaşatmak. Bu yüzden hepsi müze yapılmalı. İşkence sadece bir sözcük olarak hatırlarda kalmamalı, insanların aklına buralar ve buralarda yaşananlar gelmeli.”

Yıkımın nedeni taşınma

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün hem Vatan Caddesi’ndeki hem de Gayrettepe’deki binaları, Hasdal Kışlası içinde ayrılan 24.59 hektar alana taşınacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın internet sitesinde 1 Mart 2024 tarihinde askıya çıkartılan yeni planlara göre “110 İtfaiye, 112 Ambulans Servisi,155 Polis İmdat, 156 Jandarma vb. hizmetlerin tek merkezde, ‘112’ numarası altında tek noktada hizmet vermesi” amacıyla bir imar planı hazırlandı. Plana göre 24.59 hektarlık yani 245 bin 995 metrekarelik bir alana inşa edilecek. Tüm emniyet birimleri buraya taşınacak. Planda 1.50 emsal ve zemin artı 4 kat inşaat verildi.