İstanbul'da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen ve aralarında Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 26'sı tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması yapıldı. Duruşma sonrası ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatlarının reddi hakim talebinin değerlendirilmesi için dosyanın Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine tüm tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar verdi. Duruşma 18 Şubat'a ertelendi.
Yenidoğan çetesi davasının ikinci duruşmasından öne çıkanlar şöyle:
Fırat Sarı'nın avukatı salondan çıkarıldı
Duruşmada savunmaların alındığı sırada tutuklu sanık Fırat Sarı’nın avukatı, "Ben sanıkla görüşmedim, bir işlem yapılacaksa ve savunma yapacaksam, dosyayı görmem lazım. Duruşmanın ertelenmesini talep ediyorum" dedi. Talebi değerlendiren mahkeme heyeti süre kararını ara kararda değerlendirileceğini belirterek, duruşmanın devam etmesine karar verdi. Karara sanık avukatı tepki gösterirken, mahkeme başkanıyla sanık avukatı arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Bunun üzerine sanık avukatı, duruşma düzenini bozduğu gerekçesiyle salondan dışarı çıkarılırken polislere direndi. Duruma diğer avukatlar da tepki gösterirken, salonda kısa süreli tartışma yaşandı.
'En iyi isimleri 'Bebek katili' olarak yargılıyorsunuz'
Tutuklu sanık İlker Gönen'in avukatı, "Benim müvekkilim tüm gerçekleri harikulade anlattığı için bize çok birşey kalmıyor. Özellikle ilk duruşmanın tamamında vicdandan bahsedildi. Müvekkilimin adını aldığı ödüllerden siliyorlar. Tüm bebeklerin halen tedavisinde 'İnsanlıktan nasibini almamışlar çetesi' denilen isimlerin verdiği eğitimler kullanılıyor. En iyi isimleri 'bebek katili' olarak yargılıyorsunuz. Tokluoğlu bebek için aile böbrek rahatsızlığı var diyor siz ona da inanmıyorsunuz. Duruşma savcısı 'Soruşturma savcısıyla duruşma öncesinde de görüşüyorduk' dedi. Biz dün reddi hakim yapmadık. Duruşma savcısıyla soruşturma savcısı öncesinde de görüşüyorsa bizim lehimize delili kim toplayacak? Ben hiçbir bebeğin evrakını dosyaya sokamıyorum. Bugün itibariyle bir evrak daha sundum bunu da suç duyurusu olarak kabul edersiniz. Müvekkilim kendi çocuğu Mete Gönen’in yenidoğanda yattığı evrakları sundum. Bunlar bebek katili ya, kendi çocuklarını da yenidoğana yatırdılar. Basında da, kamuoyunda da buradan bebek katili çıkaramayacaksınız. Tek talebim 3 ay geriye sarıp Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'ne kaç bebek sevk edildi ve kaç bebek vefat etti bakın" dedi.
Tahliye talebi
Tutuklu sanık Rıza Keykubad'ın avukatı, "Bu davaya baktığımda ben bir kumpas görüyorum. Benim müvekkilimin işe giriş tarihi bellidir, hangi belgelere imza attığı bellidir. Dosyadaki somut belgelere bakıyorum, nöbet listeleri var. Nöbet listesinde ismi yok. Rıza Keykubad'ın tutuklandığı yetmiyormuş gibi eşini de tutukladılar. Müvekkilim örgütle suçlanıyor ama Fırat Sarı'yı tanımıyor. Keykubat, üzerine atılı suçu işlememiştir. Tahliyesini talep ediyorum" dedi. Sanık Serdar Yüksel'in avukatı ise, "Müvekkilimin tahliyesini talep ediyoruz" diye konuştu.
'Müvekkilim aleyhine delil bulunmuyor'
Sanık Sümeyye Nur Taşçı'nın avukatı, "Dosyada delil olarak gösterilen tape kayıtlarının nasıl alındığı bilinmiyor. Sulh Ceza kararı alınmadan müvekkilimin telefonundaki tape kayıtları, cımbızlanarak alınmıştır. Ses kayıtları ve tape kayıtları kanuna aykırı şekilde elde edilmiştir. Yok edilmesini talep ediyorum. Tutuklanmadan 4 ay önce işten ayrılıyor ve Fırat Sarı'nın asistanı olarak evden çalışma sistemiyle işe başlıyor. Müvekkilim aleyhine bir delil bulunmuyor. Suçlamaları kabul etmiyoruz. SGK'yı dolandırma hususunda bunun muhatabı hemşireler midir? Tahliyesini talep ediyoruz" dedi.
'Var olan deliller bizimle ilgili değil'
Mehmet Gürül'ün avukatı ise "Müvekkilimle bağlantı olan tüm deliller toplanmıştır. Müvekkilim 2 kere gözaltına alınıyor, serbest bırakılıyor. Yurtdışı çıkış yasağı konmadan tutuksuz yargılandı ve her duruşmaya geldi. Buna rağmen tutuklandı; var olan delillerin bizimle alakalı olmadığını söyledik. Aleyhe bir delil yaşanmadan, Gürül’ün tutuklanması ve tutukluluk halinin devamının istenmesi peşin hükümdür. Yargılama sürecinde öne sürülen iddialar araştırılmak yerine 'Nasıl yok edilir?' düşüncesine girilmiştir. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum" dedi.
'İddianame yanlış kuruldu'
Tutuklu sanıkların avukatlarının savunmaları sırasında söz alan Fırat Sarı ise, "Mesleki uzman görüşü üzerinden yapılan bir şey olmamıştır. Bana göre bu iddianamenin kabul edilmemesi lazımdı. Otopsiler yapılsaydı, bebek katili olmayacaktık. Hiçbir adli işlem, bizim istememize rağmen yapılmadı. 10 hastaneyi kapattınız, yok ettiniz, iddianame hazırladınız. Bunların hesabını veremezsiniz. Hakkımızda iddianamede yanlış algılar var. Buradaki 10 hastane dışında çalıştığımız hastaneler de vardı. O hastanelerin hiçbiri hakkında işlem yapılmadı, iddianame yanlış kuruldu. Yanlış katlarla bina inşa edemezsiniz. Hakkımızda bu iddianamedeki yanlışlardan dolayı bir algı var. Uzman görüşü bizi suçlu bulacak. Bu iş böyle nasıl çözülecek bilemiyorum. Adli Tıptan yeni raporlar istendi. Bu operasyonun direktifle yapıldığı, hangi hastaneler olduğu belirtildi. Bu iş nasıl çözülecek bilmiyorum" şeklinde konuştu.