03 Mayıs 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 29.04.2023 08:50 | Son Güncelleme: 29.04.2023 08:50

Zafer Kızılkaya Yeşil Nobel'i Türkiye’ye getirdi

Yerel balıkçılarla iş birliği yaparak Türkiye’nin ilk topluluk yönetimindeki deniz koruma alanını güneydoğuya doğru 411 km2 genişletilmesini sağlayan Akdeniz Koruma Derneği Kurucusu Zafer Kızılkaya başlattığı toplumsal hareketle Goldman Çevre Ödülü’ne layık görüldü
Zafer Kızılkaya Yeşil Nobel'i Türkiye’ye getirdi

24 Nisan günü çevre ödüllerinin Nobel'i olarak bilinen Goldman Çevre Ödülü’nün kazananları açıklandı. 1989’dan beri verilen ödül için iki temel şart aranıyor: Toplumsal bir harekete dönüşen aktivizm ve bu yolla yakın zamanda, belirli bir çevresel başarıya ulaşmış olmak. Her kıtadan bir kişiye verilen ödülü ilk defa bu yıl Türkiye’den bir isim kazandı. Yerel balıkçılık kooperatifleri ve Türk makamlarıyla iş birliği yaparak, Türkiye’nin Akdeniz kıyılarındaki deniz koruma alanları (DKA) ağını büyük ölçüde genişleten Zafer Kızılkaya, 2023 Asya kazananı olarak Yeşil Nobel'i Türkiye’ye getirdi. Biz de Kızılkaya’ya çalışmalarını sorduk. 

En büyük biyolojik çeşitlilik kaybı 

Akdeniz kıyılarını koruma çalışmalarına nasıl başladınız? 

Aralık 2006'da kurucu üyesi olduğum Sualtı Araştırmaları Derneği bir Akdeniz foku yavrusu bulmuştu. Rahmetli Mustafa Koç ile Caroline Koç Badem'i evlat edindi. Rehabilitasyon süreci tamamlanınca, Mayıs 2007'de Badem’i Gökova'ya salmaya karar verdik.

Bu arada ben de orada dalışlar yapmaya başladım. Ancak suyun altında nükleer savaş olmuş gibiydi. Normalde güneş varken kayaların üzerinde makroalg dediğimiz yosunların olmaması imkansız ama kayaların üzeri bomboştu. Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük biyolojik çeşitlilik kaybı bu. 

Gökova, Akdeniz’de en az balık olan yerdi

Bu durumun sebebi ne? 

Gökova, 2008’de bütün Akdeniz'de en az balık olan yer. Bunun birinci sebebi sokkan denen rabbitfish'ler. Bu istilacı türler bütün balıkları ve makroalgleri yiyor. Diğer bir sebep de su sıcaklığının yazın korkunç derecelere çıkması.

Kaç dereceye çıkıyor? 

Normalde suyun 15-20 metre altında termoklin adı verilen bir soğuk su seviyesi vardır. O derinliğe kadar sular ısınır, termoklinin altı ise soğuktur. 18 derecelere düşer anında ve Akdeniz’deki bütün sünger türleri ile soğuk suya adapte olmuş mercan türleri termoklin çizgisinin altında yaşar. Şimdi 30-35 metreye varan derinliklerde 26-27 dereceye kadar çıkıyor su sıcaklığı. İklim değişikliğini Gökova'daki 10 yıllık sıcaklık artışıyla gösterebilirim size. 

Doğu Akdeniz tropikale dönüşüyor 

Bu nasıl etkiliyor biyolojik çeşitliliği? 

İstilacı balıklar sıcak olduğu için daha derinlere yayılıyor. Organizmalar termal strese giriyor, zamanla küçülüyor. Bunların yerini Kızıldeniz'den gelen, sıcaklığa dayanıklı başka süngerler alıyor. 10 yıl boyunca yaptığımız çalışmalarda gördük ki Doğu Akdeniz tropikal bir deniz formatına yavaş yavaş dönüşüyor. 

İstilacı türler gitmiyor mu bir daha o denizden? 

Bu türler Akdeniz'deki bütün türleri yok edebilme kapasitesine sahip. Ve denizel istilacıların gittikleri yerde hiçbir zaman kökünü kurutamazsınız. Tek yön biletleri var.

Balıkçının gelirinin yüzde 60’ı tükendi 

Balıkçılık etkilendi mi peki bundan?

2008'de Gökova'da balıkçılık çöktü. Balıkçıların gelirinin yüzde 60'ını sağlayan iki tür vardı: beyaz laos (yüzde 40) ve karides (yüzde 20). Bunlar kalmadı. Biz de balıkçıları ikna edip Çevre ve Orman Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı ile görüşmelerimiz sonrası, Gökova’nın balıkçılığa kapatılmasını sağladık. Türkiye'nin sırf ekosistem korunması ve biyolojik çeşitliliğin artırılması amacıyla ilan edilen ilk koruma alanı oldu Gökova. 

Koruma sahada nasıl sağlandı? 

Kendi koruculuk sistemimizi geliştirdik. Yeni botlar, yeni korucular derken şu an 9 botu, 10 korucusu olan çok büyük bir sisteme dönüştük. Bu devriyeler, görüntüleri mahkemeler tarafından kabul edilen vücut kameraları taşıyor, yasa dışı avlanma tespit ettiklerinde Sahil Güvenlik ekiplerine haber veriyorlar.

Gökova modeli tekrarlandı 

Koruma alanları nasıl büyüdü? 

Gökova’dan sonra deniz koruma alanları ağını güneydoğuya doğru genişletmek için 2017 yılı sonunda Türk hükümetine başvurduk. Ağustos 2020’de onaylanan bu yeni alanlar, trolsüz/gırgırsız DKA ağının 320 km², balıkçılığa tamamen kapalı bölgelerin ise 91 km² genişletilmesini kapsıyor. Bu ödül de Gökova'da yaptığımız çalışmanın başka yerlerde de tekrarlanabilir olmasından dolayı verildi zaten. 

Balık artışı oldu mu? 

2008'de balık miktarı 4 gram/metrekareydi. Gökova, Bütün Akdeniz'de en az balık olan yerdi. Şu an balıkçılığa açık olan yerlerde metrekare başına 16-20 gram, balıkçılığa kapalı alanlarda da 70-90 gram arası.

Bir yılda 8 ton aslan balığı 

İstilacı türleri azaltmak için ne yaptınız?

İstilacı türleri deniz ürünleri festivallerinde halka tanıttık. Öyle bir talep geldi ki Gökova'daki kooperatiflerin gelirlerinin yüzde 35'i istilacı bir tür olan kılkuyruk mercan oldu. Aslan balığı, asker balığı, lokum balığı gibi türler de ortaya çıktı sonra. Biz de başta Mehmet Gürs olmak üzere Türkiye'nin meşhur şefleriyle konuştuk; menüye koydular bu balıkları.

Sadece geçen sene 8 tona yakın aslan balığı aldık balıkçıdan. Fethiye'de bir deneme yaptık, bir ağ atışta 100 kiloya yakın aslan balığı çıktı. Kilosu 65-70 liradan 100 kilo balık 7 bin lira yapıyor. Bu balıkların ekonomiye katılmasıyla yerel türlerin bu rekabetteki şansını da biraz daha artırmış olacağız.

Fok sayısı 2’den 11’e çıktı 

Başka projeleriniz oldu mu? 

Akdeniz'de her daim kum köpek balıklarının görülebildiği tek koruma alanı olan Gökova Boncuk’ta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile suyun altında akıllı kameralarla yürüttüğümüz bir izleme programımız var. Sayılarında inanılmaz bir artış görüldü. Burada bırakın dalmayı, yüzmek bile yasak.  Gökova Körfezi’ndeki Akdeniz foku olabilecek bütün mağaralara da kamera sistemi yerleştirdik. Projeye başladığımızda 2 fok olabileceğine dair veri varken şu anda 11 tane foku tespit edebiliyoruz. Bu proje Avrupa'da yürüyen 8 büyük ekosistem restorasyonu projesinden de biri. Ve denizel tek proje. 

Türkiye, Avrupa ve Akdeniz’de lider 

Dünya genelinde denizlerin korunması konusunda neler yapılıyor peki? 

BM tarafından 2030 yılı için '30*30' diye bir hedef konuldu: 2030’a kadar denize kıyısı olan ülkelerin denizlerinin yüzde 30'unun korunması, bu yüzde 30'un içindeki yüzde 10'un da mutlak koruma alanı olması yani her türlü avcılığa kapalı olması hedefi. Akdeniz'deki deniz koruma alanları Akdeniz'in yüzde 8'i, balıkçılığa kapalı alan da yüzde 0.04’ü. Bizim balıkçılığa kapalı alanlarımız ise Avrupa'daki ve Akdeniz'deki en büyük alanlar şu an. Son 10 sene içinde Akdeniz'de balıkçılığa kapalı koruma alanı ilan edilmiş tek ülke. Biraz daha çabalarsak deniz koruma alanları konusunda dünyaya örnek olabiliriz.