Ekonomik krizden en fazla etkilenen sektörlerden biri de ilaç… Bir yandan; hızla yükselen döviz kuru yüzünden bazı jenerik ilaçlar ‘maliyeti kurtarmadığı’ gerekçesiyle Türkiye’ye getirilmiyor. Diğer yandan; herkes gibi eczanelerin de masrafının artmasına rağmen, kararname gereği fiyatlar yükseldikçe kâr oranlarının düşmesi krizi derinleştiriyor.
Yani ilaç sektöründe cirolar artsa da satış başına kâr oranları düşünce eczaneler darboğaza girdi. Bunun sonucu olarak, Türk Eczacıları Birliği geçenlerde bir deklarasyonla ülke çapındaki 28 bin 700 eczanenin yarısının kapanma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu açıkladı.
Kar oranı ucuz ilaçta yüzde 25 pahalı ilaçlarda yüzde 12
Peki bu duruma nasıl gelindi? Bu soruyu İstanbul Eczacı Odası Başkanı Şeker Pınar Özcan ve Anadolu Ecza Depocuları Derneği Başkanı Onur Tokel cevapladı…
Şeker Pınar Özcan şu anda en büyük problemin ilaç fiyat kararnamesinin güncellenmemesi olduğunu söylüyor: “Eczacıların karlılık oranı ilaç fiyat kararnamesiyle belirleniyor. İlk yayımlandığı 2004 yılından sonra bu kararnamede sadece 2009’da bir değişiklik yapıldı. Yani Türkiye’de her şey enflasyon oranında güncellenirken eczacıların kar oranı 2009’dan beri aynı kaldı.”
Özcan ilaçların fiyatlarının yükselmeye devam ettiğini, fiyatlar yükseldikçe kendilerinin kar oranının da iyice düştüğünü belirtiyor. “Çünkü ilaçlar artık 2009’daki fiyat bareminde değil. Fiyatı 0-100 TL aralığındaki ilaçlar için eczane karı yüzde 25, 100-200 TL aralığındaki ilaçlar için yüzde 16, 200 TL üstü ilaçlar için ise yüzde 12. Ancak ilaç fiyatları yükseldikçe eczanelerin yüzde 25 kar edebileceği ilaç sayısı çok azaldı. Personel maaşları, sigorta ve kira bedelleri, faturalar da aynı şekilde artmaya devam ediyor. Bu nedenle biz eczacılar olarak artık zarar ediyoruz. Bu kar oranları mutlaka günümüz koşullarına göre güncellenmeli.”
Eczacıların yüzde 60’ı kredi çekerek ayakta kalabiliyor
Özcan gitgide derinleşen krizi şöyle tarif ediyor: “Bu yıl kredi kullanım oranı da arttı. Eczacıların yüzde 60’ı kredi çekerek ayakta kalmaya çalışıyor. Meslek grubumuzda ikinci krediyi çekenlerin oranı ise yüzde 30. Yıl sonunda daha vahim bir tabloyla karşılaşacağız.”
Anadolu Ecza Depocuları Derneği Başkanı Onur Tokel de eczacıların boğuştuğu bu sorunun genel olarak bütün sektörü etkileyeceğini söylüyor. “İlaç sektöründe bütün bileşenler birbirine bağlı. Biz depocular olarak yer yer kendi karlarımızdan fedakarlık yapıyor, ilaçları vadeli olarak eczanelere veriyoruz. Bu darboğaza da hep beraber giriyoruz.” Tokel’e göre eczaneler yıllardır ayakta kalmaya çalışıyor. “Son birkaç yılda kapanan depo sayısı çok fazla. Ayakta kalabilen ecza depoları da şu anda iç pazardan kazanç sağlayamadıkları için ihracata yönelik çalışmaya başladı.”
Kur yüzünden ithalat durdu
Onur Tokel ithal ilaçlarda eczacıların ve depoların kazancının düşük olduğunu, sektörün ana gelir kaynağı olmadığını belirtiyor. Yani yurt dışından ilaç gelmezse bunun büyük mağdurunun vatandaş olacağını hatırlatıyor. Nitekim bazı kanser ilaçları, antibiyotikler, romatizma ilaçları, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler piyasada bulunamıyor.
Bunun en önemli sebebi, hızlı yükselen döviz. İlaçların yurt dışı satış fiyatı TL’ye çevrildiğinde, ortaya Türkiye’de belirlenenin çok üstünde bir miktar çıkıyor. Bu nedenle firmalar bu ilaçları ithal etmiyor. Aralarında kritik ilaçlar da bulunan liste ise şöyle: