18 Nisan 2024, Perşembe
Haber Giriş: 23.09.2022 04:30 | Son Güncelleme: 23.09.2022 20:01

Zor günlerin doğal gazı deniz altında saklanacak

Rusya-Ukrayna savaşının ardından doğal gaz kıtlığı Avrupa’nın en büyük endişesi. Türkiye krizin ortasında olmasa da zor günler için hazırlık yapıyor. Bu kapsamda Silivri’de denizin altına kurulan tesis, ülkenin yıllık gaz ihtiyacının 10’da birini depolama kapasitesine sahip
Marmara Denizi’ndeki iki sabit deniz platformunda toplam 18 kuyu açılacak. 65 metreye 7.9 metre boyundaki platformların her birinde 120 kişi çalışıyor (Fotoğraf: Ferhat Zupceviç)
Marmara Denizi’ndeki iki sabit deniz platformunda toplam 18 kuyu açılacak. 65 metreye 7.9 metre boyundaki platformların her birinde 120 kişi çalışıyor (Fotoğraf: Ferhat Zupceviç)
Ayşe Çınar Ayşe Çınar

Yedi aydır süren Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkisiyle, özelikle Avrupa olası doğal gaz krizine çareler ararken Türkiye’nin geçen yıl düğmeye bastığı Kuzey Marmara Doğal Gaz Depolama Tevsi (Faz-III) Projesi bitme aşamasına geldi. Özellikle bu yıl, kış aylarında beklenen global doğal gaz krizi ile ilgili olarak, tesisin yıl sonundan önce kademeli olarak devreye alınması ve bu şekilde ilave kapasitenin kış ayları için hazır hale getirilmesi planlanıyor. Bu plan kapsamında platformda depolanan gaz önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde kullanıma hazır olacak. 

Fotoğraf: Ferhat Zupceviç

Projenin dikkat çeken bir noktası var. Kuzey Marmara Gaz Sahası, Marmara Denizi’nde, Silivri açıklarında 80’li yıllarda keşfedildi ve TPAO tarafından rezervuarda bulunan gaz çıkartıldı. Şimdi ise proje kapsamında mevcut rezervuar depolama amaçlı olarak kullanılacak. Kalyon Holding ve Kolin İnşaat’ın yüzde 50 eşdeğer ortaklıkla yüklenici olduğu proje kapsamında Marmara Denizi’nde iki sabit deniz platformu kuruldu. Her bir platform üzerinde dokuzar adet olmak üzere, toplamda 18 kuyu açılacak. Açılan her kuyunun dizayn ömrü 30 yıl olarak planlandı.

Proje kapsamında  bin 200 kişi görev alıyor. Denizde yaklaşık 65 metre uzunluk ve genişliğe, 7.9 metre yüksekliğinde güverteye sahip olan platformlarda ise ortalama 120 kişi çalışıyor. Kuzey Marmara Doğal Gaz Depolama Tevsi (Faz-III) Projesi tamamlandığında, Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketiminin yüzde 10’una yakın bir miktar burada depolanabilecek. Bu da yaklaşık 5 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılayabilecek bir oran.

30 günde bir karaya çıkıyorlar

Platformdaki çalışma düzeni ise karadakinden oldukça farklı. Sondaj platformlarında çalışan personelin çoğu 30 gün/30 gün düzeninde çalışıyorlar. Yani her personel 30 gün boyunca 12 saatlik vardiya düzeninde çalışıyor ve bu süre zarfında acil durumlar hariç karaya ayak basmıyor. 30 gün sonra karaya çıkıyor ve izin yapıyor.

Platformlarda 7/24 bir doktor ve sağlık ekibi bulunurken, ciddi bir revir ve acil müdahale yapılanması da ayrıca mevcut. Yine 7/24 projeye tahsisli bir ambulans helikopter de halihazırda bulunurken, hava şartları nedeni ile helikopter kullanımının mümkün olmadığı durumlar için ise hızlı botlar ile nakiller planlanmış durumda. Deniz platformunda çalışan her personel BOSİET adı verilen özel sertifikasyona tâbi. Ayrıca görev alanlarına göre, her personel özel eğitim ve sertifikasyon gerekliliklerini yerine getirme şartı da söz konusu.

Platformdaki fiziksel güç gerektiren veya gerektirmeyen her bir operasyon, özel iş izinlerine, eğitime ve belirli onay serisine bağlı. Her bir aktivite öncesi yapılacak iş tarifleniyor; riskler belirleniyor ve yetkili amirlerden onay alındıktan sonra aktivitelere başlanıyor.

"Bu çalışma şekli benim hoşuma gidiyor"

Fotoğraf: Ferhat Zupceviç

Rojad Türk, 37 yaşında, petrol ve doğal gaz mühendisi:

Sondaj operasyonunun durumundan sorumluyum. Bazı çalışanlar için gün sayısı değişiyor ama genelde 28 gün yani dört hafta burada kalıp sonra dört hafta karaya gidiyoruz. Burada çalışmak aslında otel gibi.  Ama günde 12 saat çalışınca farklı oluyor tabii. Ben şu anda akşam 7 sabah 7 çalışıyorum. Genelde vaktim çalış-uyu-çalış şeklinde geçiyor. Yeni evlendim. Eşin Ankara'da yaşıyor. Burada karaya yakın olduğumuz için telefonlarımız rahat çekiyor. Genelde de wifi üzerinden görüntülü konuşarak iletişim kuruyoruz. Ben petrol ve doğal gaz mühendisiyim. Dünyada bu işin standardı zaten bu şekilde.

"Mevsimlik işçi gibiyiz"

Bir yandan eğlenceli bir iş. Bu çalışma düzeni benim hoşuma gidiyor. Bir ay çalışıp bir ay izin yapınca her yere rahatlıkla tatile gidebiliyorum. Diğer beyaz yakalı çalışanlar gibi hafta sonunu ya da yıllık iznimi beklemiyorum. Yılın altı ayı dört mevsim her yere gidebiliyorum. Proje bazlı çalışıyoruz. Mobil bir sektör olduğu için bir şirkette çok uzun yıllar çalışmıyoruz zaten. Mevsimlik işçi gibiyiz.

Ben daha önce Orta Doğu'da da bu işi yaptım. Orada da 35'e 35 çalışıyordum. Bu standart hiç değişmez. Daha önce bekarken pek sıkıntımız yoktu ancak şimdi evlenince sürekli uzak olmak eşimi rahatsız edebiliyor tabii. Ama eve gittiğimde de bir ay hep yanındayım. Bu da bir avantaj. Bu şekilde çocuk büyütmek de zor olabilir. O yüzden ilerisi için çocuk düşünüyoruz ama sancılı bir dönem olacak sanırım. Burada karaya yakın olduğum için çok eksikliğimi hissetmiyoruz. O yüzden şehre dönmek tuhaf gelmiyor.

Ravery Suza, Hint, 46 yaşında, iş güvenliği şefi:

Fotoğraf: Ferhat Zupceviç

 

"En azından yüzlerini görebiliyorum"

35 gün burada çalışıyor sonrasında 35 gün için Hindistan'a dönüyorum. Biz sabahtan gün içinde yapılacak işleri planlıyoruz. Sonrasında tüm günüm onlarla geçiyor. Evliyim, ailem Hindistan'da yaşıyor. İki kızım var.  Genellikle onlarla internet üzerinden konuşuyoruz ya da sadece mesajlaşıyoruz. Tabii ki onları özlüyorum ancak hayat değişiyor. 13 yıl önce bu işi yaparken haftada sadece bir kez beş dakika ailenizle konuşabiliyordunuz. Şimdi internet var. Yüzlerini görebiliyorsunuz, fotoğraflarına bakabiliyorsunuz. Silivri'de kaldığımız bir otel var. Daha sonra oradan İstanbul'a geçip Hindistan'a uçuyorum.

Brad Amen, İngiliz, 38 yaşında, iş güvenliği şefi:

Fotoğraf: Ferhat Zupceviç

 

"Denizde çalışmaya bayılıyorum"

Güvenlik politikalarının uygulanmasını denetlemekten sorumluyum. Silivri'de yaşıyorum. Şubat ayından beri ailemle birlikte buradayım. Proje sonunda kontratım bitince buradaki işimde bitecek. Eşim ve karım benimle birlikte Silivri de kalıyor. Onları benimle burada kalmaları için Güney Afrika'dan getirdim. Platformdan ayrıldığım zamanlarda burada turlara katılıyorum. Örneğin geçenlerde iki hafta için ayrılmıştım. Çanakkaleyi gezme fırsatım oldu.

11 yıl boyunca okyanusta çalıştım ve denizde çalışmaya kesinlikle bayılıyorum. Kahvenizi alıp denizden güneşin doğuşunu ve batışını seyretmek çok güzel. Ben buna bayılıyorum. Önceden acil tıp teknikeri olarak olarak çalışıyordum. O işi yaparken sürekli yaralanmış insanları görüyordum. Oysa burada sağlıklı insanlarla çalışıyorum. Onlara yaralanmadan önce yardım ediyorum. İşim bunu engellemek. Ayrıca artık paramedik için çok yaşlıyım.

Okan Ünver, 51 yaşında, mutfak şefi:

Emekli albayım. Birlik komutanıydım. Burada Hintli, Amerikalı, Güney Afrikalı, Suriyeli çok çeşit çeşit insan var. Ben mutfağın idaresinden sorumluyum. Buradaki insanlara göre ortak bir lezzet yakalamaya çalışıyoruz. Onların mutfaklarından da bir şeyler yapmaya çabalıyoruz. Hintliler için onların özellikle beğendiği yemekler var mesela Türk mutfağından. Onları genellikle pişiriyoruz. Mutfakta akşam bir gündüz iki kişi oluyoruz. Ben sadece menüyü ve mutfakta yapılacaklar organize ediyorum. Ben 35 gün burada 35 gün karadayım. Ben emekli deniz subayı olduğum için denizde yaşamaya da çok alışığım. Benim için tek farkı bu yerinden hareket etmeyen sabit bir gemi. Evliyim, 23 yaşında bir kızım var. Onlar İstanbul'da yaşıyor. Karaya gittikçe görüyorum onları.

Öykü Aksoy, 28 yaşında, mekanik mühendisi:

Fotoğraf: Ferhat Zupceviç

 

"Bu kadar erkekle çalışmak gurur veriyor"

Ben diğer çalışanlar gibi burada kalmıyorum. Çünkü sondaj gemisinde görevim yok. Benim asıl işim gemi platformdan ayrıldıktan sonra ki revizyon. Biz de iki vardiyada çalışıyoruz. Ben akşam sekiz sabah sekiz, gece çalışıyorum. Silivri'de yaşıyorum. Bir kadın olarak bu kadar erkekle çalışmak aslında gurur veriyor. Bir noktadan sonra denizin ortasında elli kişiyle bir aile oluyorsunuz. Sizi hem seviyorlar hem saygı duyuyorlar. Firmamızın iş güvenliği personeli Meryem hanımla burada iki kadınız. 1 buçuk iki aydır burada çalışıyorum daha önce kara kısmındaki projede çalışıyordum. Normalde inşaat mühendisiyim.

Ahmed Müşayif, Çeçen, 35 yaşında, hizmet görevlisi:

"Çalışırken uzaktan şehir görmek iyi geliyor"

30 gün burada kalarak çalışıyorum ben de. Evliyim, ailem şu anda İstanbul'da. İki kızım, iki oğlum var. Onlarla genellikle WhatsApp üzerinden konuşuyorum. Her zaman onları çok fazla görme fırsatım olmuyor. Bazen burada işimi tamamlayıp Silivri'ye döndükten sonra şirket ihtiyaç halinde arayıp üç güne hazır olun diyebiliyor. O zaman geri gelmem gerekiyor. Burada çok mutluyum. Karaya sadece bir bir buçuk km uzaklıktayız. Çalışırken baktığımız zaman şehri görebiliyoruz. Bu insana iyi geliyor. Bu Türk şirketinde ilk çalışışım. Her şeyden de oldukça memnunuz.

Veysi Arslan, 42 yaşında, doktor:

Fotoğraf: Ferhat Zupceviç

"Karayı özlemiyorum"

6 aydır buradayım. 35'e 35 çalışıyorum. Daha önce acilde, 112 de çalıştım. Bir platformda ilk defa çalışıyorum. Geçtiğimiz günlerde Esenyurt acilde, güvenlikte bıçaklanan kişi benim arkadaşımdı. Acilde böyle problemler çok oluyor. Bir hastaya bakarken diğeri kızıyor. Kimseyi bırakamıyorsunuz. Burada çalışmak daha güzel. Bu yüzden burayı tercih ettim. Karayı pek özlemiyorum. Kitaplarım var, onlarla vakit geçiriyorum. İnternette yazılar yazıyorum. Hiç boş vaktim olmuyor. İngilizce çalışıyorum. Tıp kitaplarımı tekrar ediyorum. Spor yapıyorum. Zaman bir şekilde geçiyor. Boş vakit diye bir şey yok.