Önce 2030 Dünya Kupası ev sahipliğine adaylık, ardından Manchester United’e talep olmaları ve son olarak Cristiano Ronaldo transferi… Son aylarda ne kadar fazla Suudi Arabistan’dan bahsediliyor! Konuyu biraz incelemiş olanlar için durum pek şaşırtıcı değil. Gazete Oksijen’in 14 Ekim tarihli 92. sayısında Körfez ülkelerinin spora ve özellikle futbola devam eden yatırımlarına değinmiştik. S. Arabistan da 1 trilyon doları aşan ekonomik büyüklüğüyle bu alanda daha iddialı bir oyuncu olma peşinde.
Veliaht prens Muhammed Bin Selman aslında ondan bir yıl önce açıkladığı “Vision 2030” programıyla ülkesinin yeni hedeflerini belirlemişti. Bunlardan biri sporun da içinde bulunduğu eğlence sektöründe büyük yatırımlar yapmaktı. Bu doğrultuda bisikletten golfe, basketboldan Formula 1’e kadar çok sayıda spor etkinliğine ev sahipliği yaptılar son yıllarda, yapmaya da devam edecekler. Ama futbolun yeri bir başka tabii. Üç ayrı koldan futbola yatırıma girişmiş durumdalar. Birincisi Dünya Kupası. Küçük komşuları Katar’ın FIFA Dünya Kupası ev sahipliğiyle kazandığı uluslararası prestij Suudları etkilemiş olmalı. Mısır ve Yunanistan’la ortak olarak üç farklı kıtada Dünya Kupası düzenlemenin peşindeler. 2030 olur mu bilemem ama sonraki turnuvalar için kesenin ağzını açacaklar belli ki.
Bu arada, Avrupa’nın önde gelen liglerine kucak açmayı ihmal etmediler. Mesela 2018’den itibaren İtalya Süper Kupası üç kez başkent Riyad’da oynandı. 2019’da bu kez İspanya Futbol Federasyonu’nu temsil eden futbolcu Piqué’nin şirketi Kozmos’la 10 yıllık bir anlaşma yaptılar. İspanya Süper Kupası’nın ev sahipliği için yılda 34 milyon dolar ödüyorlar.
Ronaldo maçları Youtube’da
Tabii ikinci kol ulusal lige odaklanıyor. Suudi Arabistan Ligi’ni (SPL) büyütmek ve tanıtmak diğer bir stratejileri. SPL’nin çok para kazanmak isteyen bazı yabancı futbolcuların adresi olduğunu biliyoruz. Ama bu ligin herhangi bir maçını izledin mi ya da ligdeki takımların isimlerini biliyor musun diye sorarsanız yanıt vermekte zorlanırdım. Ama ne oldu? Aralık ayında şok bir hamleyle El Nasır kulübü Cristiano Ronaldo’ya imza attırınca SPL şimdi sürekli gündemde. İngiltere’de Sky Sports kanalı Youtube’dan Ronaldo’lu El Nasır’ın maçlarını yayınlıyor. Bırakın birkaç yılı, birkaç ay önce böyle bir şey düşünülemezdi bile. Sosyal medya rakamları bu ilgiyi doğruluyor. Cristiano öncesi birkaç yüz bin takipçiyle yetinen El Nasır şimdiden Instagram’da 12 milyon, Twitter’da 4.5 milyon rakamlarını geçmiş durumda.
Aslında El Hilal ile El Nasır bu transferi geçen yaz aylarında da zorlamıştı. Ancak FIFA, El Hilal’e transfer yasağı getirince meydan El Nasır’a kaldı. El Nasır’da veya ülkedeki herhangi bir takımda böyle mali imkanlar var mı diye sorarsanız haklısınız. Çünkü yok. The Athletic’ten Dan Sheldon’ın makalesinden edindiğim bilgiye göre El Nasır’ın toplam ticari gelirleri 21 milyon dolar. İşte burada hemen devlet politikası devreye giriyor. Ronaldo’nun maaşının yüzde 90’lık bölümü devletin spora ayırdığı bütçeden karşılanıyor.
Manchester sevdası bitmedi
Stratejinin üçüncü parçasıysa Avrupa’da kulüp sahipliği. Bu konuda da birkaç yıl önce harekete geçtiler. İlk hedefleri küresel ölçekte büyük kulüplerden birini satın almaktı. Halen Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu PIF’in başkanı olan Yasin El Rümeyyen 2019’da ünlü İngiliz kulübü Manchester United’ı almak için bir piyasa yoklaması yaptı. Ne var ki, United’ın sahibi Glazer ailesi o dönemde kulübün tamamını satmaya niyetli değildi. Yüzde 30 oranında ortaklık için 700 milyon sterlin talep ettiler ve teklif rafa kalktı.
Bunun üzerine Kuzey İngiltere kulübü Newcastle United’ı aldılar. Burada da uzun bir hukuki süreçten sonra satın alma gerçekleşti. Şimdilik Newcastle’a inanılmaz bir harcama yapmış değiller, buna karşılık hedefleri ‘Saksağanlar’ lakaplı takımı Premier League’in seçkinleri arasında sokmak.
Ancak burada duracaklarını hiç sanmıyorum. Özellikle son aylardaki bazı gelişmeler buna ışık tutuyor. Geçen kasım ayında İngiltere’nin en büyük iki kulübü diyebileceğimiz Manchester United ve Liverpool sahipleri tarafından peş peşe satışa çıkarıldı. Telaffuz edilen rakamlar çok yüksek. Hele Manchester United için 6-7 milyar sterlinden söz ediliyor ki küresel milyarderler arasında bile bu meblağı gözden çıkarabileceklerin sayısı çok fazla değildir. İşte bu noktada Suudi Arabistan için ciddi bir fırsat var. 2019’dan beri Manchester United’ı unutmadıklarına eminim. Hatta Newcastle’dan bir anda vazgeçip rotayı Manchester’a doğru kırabilirler. Bunun için yeterli sermaye PIF’te ya da diğer Suudi şirketlerinde fazlasıyla mevcut. Bu ihtimal olmazsa Newcastle’ı sadece İngiltere’de değil, Avrupa’da büyük bir kulüp haline getirmek için kolları tamamen sıvayacaklardır…