Neredeyse 25 yıldır varlığını sürdüren, Türkiye’nin en çok dinlenen (Spotify’a göre her ay 2 milyonun üzerinde) rock topluluklarından biri Gripin. Türkiye tarihinin en kritik seçimlerinden birine girdiğimiz şu dönemde, tarihe bir not düşmek adına yeni şarkıları İçinde Tutma’yı yayınladılar. Çocukluklarından beri arkadaşlıklarını koruyan grup üyeleri Arda İnceoğlu (bas gitar), Birol Namoğlu (vokal), İlker Baliç (davul) ve Murat Başdoğan (gitar) ile Maslak’taki stüdyolarında buluştuk.
Gripin’in yarısı artık Bodrum’da yaşıyor. Nasıl etkileniyorsunuz bu durumdan?
İlker Baliç: Ben Gümüşlük’teyim. Bodrum’da olmak bana huzur verdi. Konserler için seyahat ediyorum ama eşimi ve kızımı orada bıraktığımda daha rahat ediyorum. Çocuğumun yeşillik içinde büyümesi de hoşuma gidiyor. Tüm bunlar müzikle ilgili kısma da pozitif şekilde yansıyor. Ama işin negatif kısmı da stüdyomuzun İstanbul’da olması. Keşke tüm grup Bodrum’da olsa.
Murat Başdoğan: Ben Bodrum merkeze yirmi dakika mesafede bir köydeyim. Hatta bu köye bile orman yolundan gidiyorsunuz. Henüz müzikle ilgili düzenimi tam olarak kuramamış olsam da zihinsel olarak çok daha huzurluyum. İstanbul’da insanın konsantrasyonu çok dağılıyor.
Birol Namoğlu: Ülkenin düştüğü ekonomik hal bizi de İstanbul’un dışına atmaya çalışıyor aslında. Biz de eşim Derya (Beşerler) ile ara sıra bunu düşünüyoruz. Ama oyuncu olduğu için burada kalması daha iyi oluyor.
Bir yandan da grubun yarısı artık baba oldu. Hayatla ve müzikle ilişkinizi nasıl değiştirdi bu durum?
İlker: En başta sorumluluk artıyor. Kendi hayatınla ilgili kaygıların yanı sıra bir de çocukla ilgili kaygılar başlıyor. Fakat muhteşem bir belgesel gibi, yanında bambaşka bir canlının şekillenmesini izliyorsun. Tüm bunların sana kattığı mutluluk çok fazla.
Arda İnceoğlu: Müzisyenliğin benzini bir anlamda duygular. Çocuklar da her türlü duyguyu ve üretimi tetikliyor. Empati ve gözlem yeteneğiniz artıyor. Dışarıdaki her şeye farklı gözle bakmaya başlıyorsunuz.
Sevdiğimiz işi yapabilmemiz şans
Yirmi yılı aşkın bir süredir birliktesiniz. Gripin’i bir arada tutan şey nedir?
Arda: Elimizde olan şeyin değerini biliyoruz. Ne kadar iyi olursan ol, doğru insanlar, doğru zaman çok şeyi etkiliyor. Biz bu açıdan çok şanslıydık. Gripin’i korumak her zaman ilk amacımız oluyor.
İlker: Bu memlekette sevdiğin işi bu kadar sene boyunca yapabilmek çok büyük bir lüks. Biz bunu hem stüdyoda, hem de sahnede sürdürebiliyoruz. Üstelik sevdiğimiz işi, sevdiğimiz insanlarla yapıyoruz.
Birol: Elbette her evlilikte olduğu gibi çözülebilir sorunlar da yaşadık. Ama üretme motivasyonumuzu kaybetmedik. Ülke de sağ olsun ürettiriyor (Gülüyor).
Günümüz müzik endüstrisinden çok daha farklı dinamiklerin işlediği bir dönemde kuruluyor Gripin. 2000’lerin başında sahneye çıktığınız ilk dönemleri bugüne kıyasla nasıl hatırlıyorsunuz?
Murat: Ben özlem hissediyorum. Dönemin müzik endüstrisi çok daha keyifliydi. Festivallerin, farklı konser alanlarının, müzikle ilgili medyanın ve daha birçok şeyin varlığı önemliydi.
İlker: Tüketim alışkanlıkları da çok değişti. O zamanlar bir albüm için iki sene çalışma olanağımız olabiliyordu. Şimdi çok hızlı olmak ve buna adapte olmak durumundayız.
Birol: Demografik etkenler, teknolojik değişimler, şarkı formlarının farklılaşması bile bugün müzikle ilişkimizi değiştiriyor. Müzik hiçbir çağda bu kadar ucuz ve kolay ulaşılabilir olmadı. Artık dinleyiciler neredeyse bedavaya tüm dünya müzik kataloğuna sahipler. Bunun hem getirisi hem de götürüsü var. Eskiden müzik endüstrisinde yavaş yavaş pişerdiniz. Şimdi her şey çok hızlı ilerliyor. Tüm bunlar üretim biçimini de değiştirdi. Herkesin müzik yapabilmesi elbette güzel ama işin kalitesi de etkilendi. Fakat eskiden bir grubun çıkması daha zor olabiliyordu. Şimdi çıkış yapmak kolay olsa da kalıcı olmak güçleşti.