16 Kasım 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
22.01.2021 08:00

Okyanusları aşıp müziğe demir attı

"İki kardeş gibiyiz” dediği Deeperise’la birlikte yaptığı meşhur şarkıları “RAF”, sadece YouTube’da yaklaşık 100 milyon kez dinlendi. GQ Türkiye onu En İyi Çıkış Yapan Müzisyen seçti. Netflix’in ilk orijinal Türk filmi “Yarına Tek Bilet”te şarkısıyla yer aldı. Serenay Sarıkaya ile düet yaptı, Zeynep Bastık ise onun şarkılarını da yorumluyor… Tıpkı yelkenlilerle yol aldığı diyarlar gibi, müzik kariyerinde de nice farklı dünya ziyaret etti Jabbar. Yaratıcı renkliliğinin son ürünü olan yeni şarkısı “Anka”yı ise bu hafta paylaştı. Bu popülerliğinde dijitalleşmenin payı büyük olsa da, Jabbar aslında bambaşka bir dönemin analog müzisyeni. Sohbetimize de ilk buradan başlıyor. “Artık herkesin evinde bir dijital stüdyo var. Ama analog hikaye hiç bitmiyor. Bu bir yolculuk aslında. İkisi arasındaki dengeyi kurmak gerekiyor.” Bu denge arayışını bir plaktan müzik dinlemek ve gazeteden yazı okumak arasındaki benzerlik üzerinden de açıklıyor. “Tıpkı kağıt üzerinde yazı görmek gibi, müziği plaktan dinlemenin de bambaşka bir sıcaklığı var.”

Marmaris’in yeri başka

Çocukluğunu 1980’li yıllarda, marangoz babasının İzmir’de yaptığı bir evde geçirmiş Jabbar. Küçükken radyolarda kulak misafiri olduğu Türk sanat müziği kayıtlarını saymazsak, müzikle profesyonel ilişkisi Ege Üniversitesi’nde Filoloji okuduğu 90’lı yıllarda başlamış. MTV’nin dünya müzik kültürünü şekillendirdiği bu yıllarda o da kendini dönemin popüler akımı ‘grunge’ın ruhuna “Bir enstrüman çalabildiğini fark ettiğin o ilk an muhteşem” diyerek kaptırmış. “Cover gruplarındayken çalmaktan büyük keyif alırdım” dediği Nirvana, Pearl Jam, Radiohead ve Blur’den etkilenmiş. Müzikle bu ilişkisi onu “Doğasıyla gönlümüzü fethetti” dediği Marmaris’e sürüklemiş. “Uçsuz bucaksız sahillerle, çam ağaçlarıyla bambaşka bir güzellik benim için Marmaris. Orada müziğin yanına yelkenlileri de eklendim. Hayata, takım çalışmasına, topluluk olmaya ve müziğe dair çok şey öğretiyor yelkenli.”

Okyanusta geçen 17 gün

Marmaris ve Bodrum’da birçok yelkenli yarışına katılmış Jabbar. 17 günü Atlantik Okyanusu’nda geçen, Yunanistan’dan Karayipler’e gittikleri iki buçuk aylık yolculuğun yeriyse hep ayrı olmuş. “Okyanusta beni en çok yıldızlar etkiledi. Etrafta tek bir ışık olmadığında gökyüzü büyüleyici gözüküyor.” Nöbetleri şarkı yazmaya çalışarak geçermiş. “Seni yazıldığı ana götürecek sözler bulmaya çalışıyorsun şarkı bestelerken.” Yelkenlinin açtığı geniş kültürel dünya onu müzikal açıdan çok beslemiş. “Teknelerde bir enstrüman hep olur. Marinaya iniyorsun Güney Afrika’dan perküsyonla, İspanya’dan Flamenko’yla, Yeni Zelanda’dan bambaşka bir müzikle ilgilenen birileriyle tanışıyorsun. Onlarla çalışabilmek çok kıymetli.”

Herkes kaçarken, İstanbul’a geldi

Birçokları İstanbul’dan güneye kaçmaya yer ararken, bu seyahatler onu tam tersine buraya getirmiş. Üç yıl önceye kadar hiç İstanbul’da yaşamamış Jabbar. Konser programı ve daha iyi stüdyo imkanları onu buraya sürüklemiş. Yoksa keyfi çok yerindeymiş. “İstanbul’da herkesin acelesi var. Bunun bir parçası olmadan, planlı şekilde yaşamaya çalışıyorsunuz. Her şey normale döndükten sonra Marmaris’e geri dönebilirim.” Aranjmanını kendisinin, miksajını Deeperise’ın yaptığı yeni şarkısı “Anka”yı da Marmaris’te geçirdiği geçen yaz yazmış. “Bazı şeylerin size zarar verdiğini anladığınız ve artık kendinizi yormak istemediğiniz o anı anlatmak istedim şarkıda.” Her ne kadar şarkıda kişisel bir hikayeden bahsetse de, içinde bulunduğu toplum da onu yoruyor mu? “Bir şeye ne kadar dahil olmak istiyorsanız, o kadar parçası oluyorsunuz. Kontrol edemeyeceğim şeylerle ilgili çok fazla yorulmak istemiyorum. Yapabileceğim ve değiştirebileceğim şeylere odaklanmak istiyorum.”

Dert dermanı ile geliyor

Bugünler içinse “Başaramasanız bile üretmeye çalışmak, yeni şeyler denemek sizi ileriye götürüyor” diyor. Müziğin geleceğini nasıl görüyor? “Bence dert dermanı ile geliyor. Artık ‘online’ konserler var mesela. Bunun bir altyapısı oluştu. İlk şaşkınlığımız kalmadı. Elbette seyirciyle yaşanan etkileşimin dijital modellemesini yaratmak kolay olmuyor. Orada birileri var mı? Yok mu? Bu hissiyat tuhaf. Ama ekrana düşen ‘emoji’ler bile heyecan veriyor.” Önümüzdeki aylarda düzenli olarak şarkılar yayımlamayı planlıyor Jabbar. Tüm bu sıkıntılı dönemde ise moralini yüksek tutuyor. “Aşıyla beraber bir süreç başladı. Çarenin olduğunu bilmek herkese daha iyi hissettiriyor. İnsanlar gelecek planları yapıyor. Bu bile mutlu ediyor beni.” “Anka”yı Spotify ve Apple Müzik başta olmak üzere, muhtelif dijital platformda dinleyebilirsiniz.
Alper Bahçekapılı
Alper Bahçekapılı
[email protected]