Son yıllarda tanıştığım en ilginç insanlardan biri Ben Frost. Dark’ın müziklerinden sorumlu olan sanatçı, aynı ekibin elinden çıkan ve bu hafta Netflix’te gösterime giren 1899’un da ses dünyasını tasarladı. Yayınladığı birçok deneysel albümün yanı sıra, Sleeping Beauty, Super Dark Times gibi filmlerin soundtrack’leri için de çalıştı. Tom Clancy’s Rainbow Six Siege için bestelediği oyun müzikleri ve bu sene prömiyerini yapan operası The Murder Of Halil Yozgat da, onun yaratıcı üretimlerinin sadece birkaçı.
1899 için nasıl bir ses dünyası yarattınız?
Benim için ilham her zaman senaryodan geliyor. Dizilerin ya da filmlerin ana fikrinden yola çıkarak bunu müziğe uyarlamayı seviyorum. Bu dizide dünyanın dört bir yanındaki insanlar tek bir alana sıkışıyorlar. Bunu bir çıkış noktası olarak aldım ve her yerden müzisyenlerle çalıştım. Çinli perküsyoncular, Polonya’dan bir orkestra, İrlanda ve Yunanistan’dan solistler var müziklerde.
Bu müzisyenlerle çalışmak için nerelere seyahat ettiniz?
Yunanistan, Polonya, İrlanda, İzlanda ve İngiltere’de çok vakit geçirdim. Bu ülkelerde birçok dış ses de kaydettim. Yaşadığım Reykjavik bir liman şehri. Gemileri tamir ettikleri bir tersanede de çalıştım. Devasa hangarlarda gemiler tamir edilirken sesler kaydettim. Buradan aldığım atmosfer sesleriyle farklı müzisyenlere kaydettirdiğim besteleri birleştirdim.
Dark ile 1899’un farkı ne?
1899 çok daha hızlı bir dizi. Dark’tan daha farklı şekilde ilerliyor. Dark’taki kamera açıları genelde çok durağandı. 1899’da sinematografi genelde omuz üstü kameralarla ilerliyor. Görüntüleri oyuncuların gözünden takip ediyorsunuz. Bu diziyi çok daha hareketli hale getirdi. Müzikler de daha dinamik, gürültülü ve rahatsız edici.
Son yılların en popüler dizilerinden biriydi Dark. Sizce neden bu kadar başarılı oldu?
Sanırım her şey senaryoda bitiyor. Dizinin yazarlarından Jantje Friese’nin aklının çalışma biçimi olağanüstü. Onun gibi birisiyle daha önce hiç karşılaşmadım. Hikayenin bütünlüğünü ve nasıl ilerleyeceğini çok iyi kurguluyor. Günümüzde birçok dizide böylesine büyük bir planlama yapılmıyor. Dizilerin bir sonraki sezonunda neler olacağını yoldayken tasarlıyorlar. Dark’ın başarısı Jantje’nin ve dizinin yaratıcısı Baran bo Odar’ın daha en başından neler olacağını bilmelerinden kaynaklanıyor.
Her yeni ayakkabı yağmur ormanlarını yok ediyor
Sanatçı Richard Mosse ile Brezilya’daki Amazon yağmur ormanlarını görüntülemek için üç yıl çalıştınız. Broken Spectre adlı video enstalasyonu bu sıralar Londra’da sergileniyor. Proje için bir de albüm kaydettiniz. Brezilya’da neler gözlemlediniz?
Son üç yıldır Brezilya’daki çevre katliamlarını kayıt altına alıyoruz. Kaçak tomrukçularla, madencilerle, çiftçilerle ve yerlilerle çok fazla vakit geçirdik. Jair Bolsonaro rejimi altında orada gerçekleşen yıkımı görmek istedik. Son seçimlerle, ne mutlu ki artık Bolsonaro gitmiş gözüküyor. Orada gözlemlediğimiz yıkımı tarif etmek gerçekten çok zor. Güneşi kapatan yangınlar, taşan barajlar, zehre bulanmış sularda yüzen çocuklar gördüm. Brezilya’nın ormanları olağanüstü. Fakat ne yazık ki böyle giderse bu ormanlar karbonu temizlemeyi bir kenara bırakın, karbona katkı yapan yerlere dönüşecekler.
Brezilya’da gördüklerinizi dünyanın geneliyle ve iklim kriziyle nasıl birleştiriyorsunuz?
Tüm bunlar daha önce de yaşandı. Instagram’da daha yeni görüyor olmamız ilk defa yaşandığı anlamına gelmiyor. Biz Batılılar ya da daha gelişmiş medeniyetler buradaki suça iştirak ediyoruz. Her yeni ayakkabı aldığınızda, McDonald’s’a her gidişinizde, o Prada el çantasına her özendiğinizde bunun ucu Brezilya’ya da dokunuyor. Dünyadaki bu talep Amazon yağmur ormanlarının hızla kaybolmasına neden oluyor. Görmezden geldiğimiz bu gerçeklerin sonuçlarıyla yüzleşince her şeyi daha iyi kavrıyorsunuz.