Yaşananlar ne terörü cezalandırma ne kendini savunma ne de savaş. Yaşanan katliam, toplu imha, soykırım.
Bombalanan hastane, öldürülen siviller ve çocuklar, iki milyonu aşkın insanı elektriksiz, susuz, ekmeksiz bırakmanın hiçbir siyasi gerekçesi olamaz. Şovenlerin ve yobazların önümüze koyduğu tablo budur. Kendinden farklı olanların onurlu yaşam hakkını hiçe saymak hatta onları yok etmeyi kendi etnik kimliğin ya da inancın için meşru görmek. Nerede olursa olsun, ister İsrail’de, Gazze’de isterse dünyanın herhangi başka bir coğrafyasında, karşı çıkmak insan olmanın gereği. İnsanın insana insanlık dışı davranışını etnik ya da inanç aidiyeti üzerinden gerekçelendirmek yüzlerce yıldır süren bir anlayış.
20.10.2023 04:43
Kendi kendini yenilemek mi yok etmek mi?
Eğer yaşananları din savaşları ekseninden adalet-zulüm eksenine çevirebilirsek başka bir hikaye kurgulamak mümkün. Ancak böyle bir hikaye toplumların kalıcılaşma eğilimi gösteren ruh haline cevap olabilir. İyilik, şefkat, merhamet baskın hale gelir
Yolumuz Batı'ya mı Doğu'ya mı?
20 Aralık 2024
Zafer de denge de kalıcı olmayabilir
13 Aralık 2024
Türkiye’nin değişen yüzü
29 Kasım 2024
Kıvançta değil kaygıda ortaklaşmak
15 Kasım 2024
Açılıma tepkisizliğin ardında ne var?
Tüm Yazıları
08 Kasım 2024