Seçmen davranışını açıklamaya çalışan birçok teori ve model var. Bu modellerin önemli bir kısmı seçmenin ekonomik güdülerle ve kendi ekonomik durumuna bakarak oy verdiğini varsayıyor. Seçmen davranışını ideolojiyle açıklamaya çalışanlar, düne değil geleceğe bakarak oy verdiğini söyleyenler ve birçok model daha. Aslına bakarsanız tüm teori ve modellerin bir açıklayıcılığı var elbette. Ama hikaye yalnızca seçmen tercihlerinin motivasyonu, gerekçeleri değil aynı zamanda; hangi zaman aralığında ve hangi ekonomik, toplumsal, siyasal dinamiklerin içinde, hangi güdülerin belirleyici olduğu. “Zamanın ruhu” ile “toplumun ruhunun” neye işaret ettiği ve seçmenin o büyük karmaşada meseleyi nasıl anlamlandırdığıyla da ilgili. Buradan bakılınca da tek bir teori, model, açıklama tüm seçimleri ya da tüm seçmeni kapsamıyor. Aksine hangi seçimlerde hangi toplumsal ruhun ya da zamanın ruhunun hangi dinamiklerinin belirleyici olduğu her bir seçim için değişiyor. *** Kutuplaştırma siyasetini ya da kimlik siyasetini tercih eden siyasi partiler ve liderlerin çabalarının özü de esas itibarıyla seçmen tercihlerini zamanın ruhundan koparmak, bir bakıma zamanı dondurmak ve seçmenin her koşulda ve seçimde aynı kimlik veya kutup duygusuyla hareket etmesini sağlamaya yönelik. Nitekim Türkiye’de 2011 seçimlerinden itibaren 4 genel seçim, 3 yerel seçim, 2 Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 2 halkoylamasında sandığın sonuçlarını belirleyen bu kutuplaşma oldu ve genel gidişatı değiştirecek bir oy değişikliği gerçekleşmedi. 2002 Genel Seçimleri’nde seçmenin ana motivasyonu var olan partilerden umudunu kesmek olmuştu. Çünkü 1987’den itibaren 2002’ye kadar yapılan tüm genel ve yerel seçimlerde birinci parti değişmişti. Ülkenin ekonomik ve sosyal bakımdan çok hızlı biçimde değiştiği bir zaman aralığında seçmen bu değişime önderlik edecek partisini aradı, her birine şans verdi. Ama dönemin sonunda 28 Şubat, Marmara depremi, 2000 ve 2001 ekonomik krizlerinin ürettiği büyük toplumsal travmayla da var olanları tasfiye etti.
2007 Genel Seçimleri’nin belirleyici dinamiği ise Ak Parti’nin birinci döneminin ekonomik büyümesi oldu. 2009 Yerel Seçimleri’nden itibaren Ak Parti yandaşlığı ve karşıtlığı üzerine oturan siyasal kutuplaşma Ak Parti’nin de tercih ettiği, enerji sağladığı ve giderek manipüle ettiği bir biçimde kültürel kimlikler ve hayat tarzları kutuplaşmasına dönüştü.
07.05.2021 06:00
Kültürel gerilim sınıfsal olana kayıyor
Önümüzdeki seçimi belirleyecek asıl dinamik tüm farklılıkları kapsayacak yeni bir ortak yaşam ütopyasının seçmenin önünde olup olmadığı olacak. Seçmenin büyük bir kısmı henüz bunu göremediği için de kenarda durup, bekliyor henüz
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı
28 Kasım 2025
Ufkunu ve yönünü arayan toplum
21 Kasım 2025
AK Parti’nin 23 yılı; kitle partisinden devlet partisine
Tüm Yazıları
07 Kasım 2025