"bekir ağırdır" ile ilgili içerikler
Bekir Ağırdır: 2023 yılında Türkiye bu komediyi hak etmiyor
Seçim sonuçlarını değerlendiren Bekir Ağırdır, "Şimdi bir kere 2023 yılında Türkiye bu komediyi hak etmiyor. 2 tane ajans 2 ayrı veri ve sonunda aynı veri havuzu. Bir kere bu bir komedi. Şimdi neyin siyasi yorumunu yapacağız, hangisine göre yapacağız" diye konuştu
'İkinci tur ufukta gibi gözüküyor'
Seçim özel programında konuşan Bekir Ağırdır, "Tablo böyle devam etmeye devam ederse söylemek gerekir ki ikinci tur ufukta gibi gözüküyor. Ya da daha doğrusu şu an için ikinci tur ihtimali daha yüksek duruyor" ifadelerini kullandı
'Batılı ve doğulu kentlerin oy davranışı farklı'
Seçim özel programında konuşan Bekir Ağırdır, "Hatay'dan İstanbul'a doğru bir çizgi çekelim, seçmenin 3'te 2'si bu tarafta. Eskişehir'de yüzde 23.7'si açılmış, Aksaray'da ise 62.3'ü açılmış. Batılı kentlerle, doğulu kentlerin oy davranışı farklı, ortalamaya bakarak panik yapmaya gerek yok" dedi
'Hangi aday 27 milyon oya ulaşırsa birinci turda bitecek'
Seçim sonuçlarını değerlendiren Bekir Ağırdır, "Bu katılım oranıyla, yurt dışı oylar dahil 54-54.5 milyon oy üzerinden bakacağız, 27 milyonu beklememiz lazım. Hangi aday 27 milyona ulaşırsa birinci turda bitecek ya da ikisi bu civarda seyrediyorsa 2. tura gidiyor demektir" şeklinde konuştu
‘İlk tur bıçak sırtı, ikinci tura kalırsa Kılıçdaroğlu’
Bekir Ağırdır seçime günler kala manzarayı yorumluyor: Kılıçdaroğlu’nun ilk turda kazanma şansı var. İkinci tura kalırsa yüzde 52-53 oy alacak gibi görünüyor. Bugünün muhalifleri de yeni Meclis’te çoğunluğu oluşturacak.
Sıkışan denklem açılıyor
Ali Yaycıoğlu ve Bekir Ağırdır, Oksijen Buluşmaları için bir araya geldi. Yaycıoğlu’na göre iktidar yargı yoluyla bir hegemonya kurmaya, siyasal sınırlar çizmeye çalışıyor. Muhalefet bunu kırarsa demokrasi yeniden canlanabilir
Bu bir seçim değil medeniyet tercihi
Bekir Ağırdır Bize Yeni Bir Söz Lazım’da yeni siyaset dili ve tarzı üzerine kafa yorarken herkese ‘aktif yurttaşlık’ çağrısı yapıyor: “Portekiz’den oturma izni alayım, çocukları Amerika’ya yollayayım diye bir hayat yok”
6’lı masa ve Demirtaş’ın mektubu
Muhalefetin 10 maddelik yeni mutabakat metninin ruhu, başlangıç ve bitiş paragraflarında yatıyor. İki paragrafın özeti şu: Biz ayrı partileriz ama cumhuriyeti demokratikleştirmek için bir araya geldik
Seçmenin ağrı eşiği düştü
Siyasi tercih denilen şey aslında insana dair bir hikaye. Ve o hikaye yalnızca bir sloganla, vaatle, kapıya gelen bir çuval kömürle açıklanamıyor. Karmaşık bir süreç sonunda oluşan siyasi tercihleri açıklamak için yeni modellere ihtiyacımız var
Vatandaş demokrasi istiyor mu?
Tüm veriler, toplumun kabaca dörtte üçünün özgürlükçü ve çoğulcu düşündüğünü ancak var olan somut koşulların da farkında olduğunu gösteriyor. Bu yüzden ikircikli davranıyor. Buna bakarak toplumun demokrasi talebinin olmadığını savunmak haksızlık
Türkiye’nin yolsuzluk algısı
Türk toplumunun yüzde 74’ü son iki yılda ülkede yolsuzluğun arttığını düşünüyor, yüzde 67’si de gelecek iki yılda daha da artacağını… Toplumun yüzde 60’ı hükümeti yolsuzlukla mücadelede başarısız buluyor
Gelecek yıl en çok milliyetçilik tartışılır
Muhalefet bir arada oluşlarını, kimlikleri aşan bir ortak demokrasi talebi üzerinden değil iktidar karşıtlığından gerekçelendiriyor. Bir bakıma iktidarın tercih ettiği ve de mahir olduğu kimlik oyununu aşacak siyaseti henüz üretemediler
Ak Parti yanılıyor
Bu ülkede hukuk her dönemde makbul olmayan vatandaşları ve özellikle de muhalifleri cezalandırmak için kullanıldı. İşte son örnek Gezi davası kararları… Herkes çıkan mahkumiyet kararlarının siyasi olduğunu biliyor
Gençlerin yarısı gitmek istiyor
“Başka ülkeye gitme imkanım olsa bile yine Türkiye’de yaşamayı seçerdim” fikrine katılmayan, yani yurt dışına gitmeye sıcak bakanların oranı Mart 2010’da yüzde 24 iken Kasım 2020’de yüzde 35’e yükselmiş. Gençlerde bu oran daha da yüksek...
Seçimin anahtarı Kürtler
Bir zamanlar Ak Parti kendisini “Kürtlerin partisi” diye tanımlayabiliyordu. Ama 20 yılda Ak Parti’nin de devletin de Kürtler’e, meseleye, bölgeye bakışı değişti. Ak Parti Kürtlerin büyük çoğunluğunun güvenini kaybetmiş durumda
Macaristan'daki tablo Türkiye için olası mı?
Macaristan’da otoriter lider Viktor Orban’a karşı birleşen altı muhalefet partisi seçimi kaybetti. Muhalefet partileri en son yerel seçimde bir araya gelmiş ve ortak adayla Budapeşte Belediye Başkanlığı’nı almıştı
Macaristan’daki sonuç Türkiye’de çıkar mı?
1 yıl önce birleşerek Budapeşte yerel seçimini kazanan 6 partinin Orban’a karşı aldığı ağır yenilgi bizde iktidar kanadında sevinç, muhalefette moral bozukluğu etkisi yaptı
Laik, dindar, Kürt... Buzlar eriyor
Yaşanan geçim derdinin etkisi o denli güçlü ki, kutupların sokağa dair soyut ve soğuk anlatılarını eritiyor. Ortak hayata dair bakış etkileniyor, dışarıya, komşuya, sokağa bakış kutuplaşma esaslı olmaktan çıkıp daha empati ve özen esaslı, temasa açık hale dönüşüyor
Kitle partisi özelliğini kaybediyor
Ak Parti’nin seçmen tabanı daralıyor, giderek dindar-muhafazakâr bir kesime sıkışıyor. Ancak kitle partisi olma özelliğini hızla yitirse de, oylarındaki gerileme yavaşlamış durumda. Bugün hala “Ak Parti” diyen seçmen sorunların elbet farkında. Fakat kimlikten hareketle yanında durmaya devam ediyor
Küçük görünen ama siyasi sonuçları büyük hamle
İktidar seçim yasası değişiklik tasarısını Meclis’e sundu. Seçim barajını yüzde 7’ye indiren değişiklik teklifi, tasarının kamuoyuna ‘demokratikleşme’ olarak sunulacak havucu
Altılı mutabakata eleştiriler haklı mı?
Dünya bunalımda. Türkiye’nin etrafı barut fıçısı. Avrupa derin bir krizde. Ulus devletler popülist ve otoriter liderlerin eline geçti, onlar da yeni bir küresel bölüşüm savaşını seçti
Geleceği gençler, kadınlar ve yeşil hareket kurtaracak
Akıllı Hayat Akademisi’nden 150 genç Bekir Ağırdır ile buluştu. Ağırdır, “Beni en çok umutlandıran doğa için çabalayan gençlik” dedi
Neler getiriyor, şansı ne kadar?
Mutabakat, seçimi “Erdoğan mı, diğer aday mı” diye kişiler bazında bir mücadeleden çıkartıp, “Yeni bir Anayasal düzene evet deme ya da dememe” seçimi haline getirir...
Güven inşa etmeden kazanmak mümkün değil
2002 seçimlerine giden son 4 yılı hatırlayın; 28 Şubat muhtırası, 99 Marmara depremi, 2000 ve 2001 ekonomik krizleri… Bu dört yılda siyasetten bürokrasiye, büyük sermayeden medyaya tüm aktörlere güven tamamen kaybolmuş, seçime o iklimde girilmişti