Simülasyon Teorisi, Matrix ile aynı şey değil. Matrix’te gerçek insanlar, makineler tarafından köleleştirilmiştir ve fiziksel bedenlerine (sinir sistemlerine) bağlanan kablolarla yaratılan sanal bir gerçeklikte yaşarlar. Bu, metaverse’te yapılmaya çalışılan şeye çok benzer. Ancak Simülasyon Teorisi, bizim bir yerlerde gerçek kopyalarımız olduğunu söylemez. Evren’in tamamının ve içindeki her şeyin doğrudan doğruya bir simülasyon olduğunu söyler. Sizin bir yerde gerçek bir bedeniniz yok. Siz ya çoktan ölüp gitmiş birisiniz ya da hiç var olmadınız (tamamen hayal ürünüsünüz). Bunlardan hangisi olduğunuz, benimsediğiniz simülasyon argümanına göre değişebilir. Örneğin en popüler versiyonda, içinde yaşadığımız bu simülasyonu işleten kişiler, bizim gelecekte evrimleşeceğimiz türler/medeniyetler veya bize benzer bir üst-düzey tür/medeniyettir (buna “insan-ötesi evre” denir). Simüle ettikleri şeyse... Kendi geçmişleridir. O geçmiş de biz olduğumuz için, kendimizi gerçek sanıyoruz – ama bir simülasyondan ibaretiz. Bunu şöyle düşünün: Biz, şu anda bile hiper-gerçekçi simülasyonlar yapmaya çalışıyoruz, öyle değil mi? Daha geçen ay popüler olan metaverse olayları, bu arzunun bir yansıması. Ama sadece “oyun” veya “eğlence” amaçlı da değil; akademik dünyada Evren’in kozmolojik modelleri veya homo sapiens gibi türlerin evrimsel tarihlerinin simüle edilmesi büyük öneme sahip. Her antropolog, her arkeolog, her evrimsel biyolog, geçmişin kusursuz bir simülasyonuna erişip öznelerini 3 boyutlu bir gerçeklik içinde inceleyebildikleri bir evreni arzular; böylece o antik türleri veya insanları doğal ortamlarında davranırken görebilirdik. Zaman yolculuğu yapmaksızın zamanda geriye gitmemiz ve olan biteni yeniden oluşturmamız mümkün olurdu. Örneğin kozmologlar, ilk yıldızların nasıl ortaya çıktığını an an izleme fırsatı bulurlardı. Yani hiper-gerçekçi simülasyonlar, teknolojisi emekleme evresinde olan türümüzün daha şimdiden hayali... Yapabilsek, yarın değil, bugün yapardık – ve şu anki teknolojimizle yapabildiğimiz simülasyonlar düşünüldüğünde, 100 yıl sonrakileri hayal etmek bile heyecan verici. Peki bu simülasyonları ne kadar ileri götürebiliriz? Birkaç varsayım yapalım: Diyelim ki Evren’deki her şey ama kuantum fiziğinden fiziksel kozmolojiye ve insan psikolojisine kadar her şey, simüle edilebilir olsun. Bu biraz zorlayıcı bir varsayım, çünkü sinirleri bire bir modelleseydik bilinç doğal olarak belirir miydi? (Muhtemelen evet) Henüz bilmiyoruz. Kuantum mekaniğinin olasılıkçı doğasını kusursuz bir şekilde modelleyebilir miyiz? (Muhtemelen evet) Emin değiliz. Ama diyelim ki Evren’in başlangıcından bitişine kadar her şey bilgisayarda tekrar edilebilir olsun.
19.11.2021 04:29
Bir simülasyonun içinde yaşıyor olabilir miyiz?
Hazır metaverse konusu gündeme gelmişken ve simüle edilmiş evrenlerde yaşama hayalleri pazarlanırken, bu konudaki en ilgi çekici felsefi/bilimsel konulardan birini sizlerle paylaşmak istedim: Simülasyon Teorisi
İnsan nasıl kumar bağımlısı olur?
15 Kasım 2024
İnsan beynini bu kadar özel kılan ne?
08 Kasım 2024
Kuantumun gücü şifrelere yeter mi?
01 Kasım 2024
Bilincimizin ardında kuantum mu var?
25 Ekim 2024
Belki de bir devrimin ortasındayız
Tüm Yazıları
18 Ekim 2024