Bilimin en temel ilkelerinden biri parsimoni, yani tutumluluk ilkesidir. Burada “tutumluluk” lafından kasıt, varsayımlar konusunda tutumlu olmaktır. Her şeyi baştan bilmemiz imkânsız olduğu için, var oluşun basamaklarına yönelik sorgulamalar yapanlar, illâ belli başlı varsayımlar yapmak zorunda kalacaktır: Örneğin “bilim” dediğimiz sorgulama tipi, gerçeğin bizden bağımsız bir şekilde “gerçek” olduğunu ve yeterince dikkatli bir sorgulamayla “gerçek” hakkında “güvenilir bilgi” alabileceğimizi varsayar. Şu ana kadar bu varsayımları tehdit edecek bir durumla karşılaşmadık; ancak bu varsayımlardan biri hatalıysa (örneğin “gerçeğe dair bilgi almanın mümkün olmadığı” ortaya çıkarsa), bilimin de önemli bir bölümü hatalı olacaktır. Dolayısıyla yaptığımız sorgulamaların ne kadar büyük bir kısmını test edilmiş gerçeklere, ne kadar azını test edilmemiş varsayımlara dayarsak (yani varsayımlarımız ne kadar az ve öz olursa), hataya düşme ihtimalimiz de o kadar düşük olacaktır.
04.11.2022 04:30
Seslerini duyamayız ama kaplumbağalar konuşur
Zürih Üniversitesi'nden araştırmacılar hassas mikrofonlarla kaplumbağalar gibi onlarca türün çıkardığı sesleri kaydetti.Bu geniş veri tabanı analiz edildiğinde türlerin hepsinde daha önce fark edilmemiş vokalizasyonlar olduğu düşünülen onlarca türün sesler üretebildikleri görüldü
İnsan nasıl kumar bağımlısı olur?
15 Kasım 2024
İnsan beynini bu kadar özel kılan ne?
08 Kasım 2024
Kuantumun gücü şifrelere yeter mi?
01 Kasım 2024
Bilincimizin ardında kuantum mu var?
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024