Evrim tarihinde bir türün tam olarak nerede ve ne zaman başladığını bilmek imkânsızdır. Bu, Evrim Teorisi’nin veya genel olarak bilimimizin yetersizliğinden değil, evrim sürecinin kademeli, süreğen ve yavaş olmasındandır. Bunu şöyle düşünebilirsiniz: Siz, hangi gün çocuk oldunuz? Hangi gün yetişkin oldunuz? Hangi gün yaşlı oldunuz? Eğer gelişim sürecimiz üzerine keyfi olarak belirlenmiş sınırlar (mesela “18 yaşında yetişkin olunur” gibi) çekmeseydik, gelişim biyolojimizin hiçbir noktasında vücudumuz “Evet, artık bu birey bir yetişkindir” demeyecekti. Gelişimimizin doğal bir parçası olarak belli değişimler yaşamaktayız (örneğin ergenlikte yaşanan hormonal değişimleri düşünün), ama hiçbir noktada hormonlarımızın seviyesi veya bir diğer anatomik özellik değişimimiz bize kategorik bir bilgi vermiyor (“Evet, artık çocuksun!” gibi). Bu değişim süreçlerini, iletişimimiz ve bilimsel araştırmalarımız için işlevsel olacak biçimde kategorize ediyoruz ve isimler veriyoruz. Yani kendi ihtiyaçlarımızı, doğal süreçlere dikte etmiş oluyoruz.
Doğada ayrım yok
![](https://gazeteoksijen.com/wp-content/uploads/2021/07/homo1.jpg)