Emmy Noether 1882’de Erlangen’de doğdu. Erlangen Üniversitesi’nin senatosu 1898’de kız öğrencilerin erkeklerle birlikte okumasının “akademik düzeni altüst edeceğini” duyurarak uygarlık düzeyini belli etmişti. Emmy öğretmenlik yapabilecek düzeyde İngilizce ve Fransızca bilmesine karşın zor yolu seçip kaydolmasının yasak olduğu üniversitede hocalardan teker teker izin alıp derslerine girerek matematik öğrenmeye başladı. 1903 kış yarıyılında da Göttingen Üniversitesi’nde aynı yöntemle derslere girdi. Erlangen 1904’te kadın öğrenci yasağını kaldırınca resmen kaydolan Emmy, 1907’de “değişmezler” konusundaki teziyle doktora derecesini aldı. Bir fonksiyonun belli bir özelliği var diyelim. Siz o fonksiyonu belli bir çerçeve içinde nasıl değiştirirseniz değiştirin, o özellik değişmeden kalıyorsa işte ona (tahmin edeceğiniz gibi) “değişmez” denir. Matematiğe aşkla bağlanan Noether, kısa sürede bu konunun dünya çapındaki bir numaralı uzmanı oldu. Emmy doktorasından sonraki yedi yıl boyunca Matematik Enstitüsü’nde hocalık yaptı fakat Erlangen artık kadınların ders almalarına ve hatta vermelerine peki dese de henüz onlara resmen maaş bağlamaya hazır olmadığı için emeklerinin karşılığında tek kuruş para almadı. Bu dönemde daha sonra büyük katkılar yapacağı soyut cebirle ilgilenmeye başladı. 1915’te Albert Einstein kütle çekimi anlayışımızı baştan yazan genel görelilik kuramını ortaya koydu. Aynı sonuca ulaşma yarışını kıl payı kaybetmiş olan büyük matematikçi David Hilbert ve Göttingen’deki iş arkadaşı Felix Klein, Einstein’ın çalışmasını incelediklerinde tuhaf bir şey fark ettiler. Denklemler enerjinin korunumu yasasına uymuyor gibiydi!
15.10.2021 04:30
Bedavaya bir evren
Google’ın kuantum bilgisayarı neyi başardı?
20 Aralık 2024
Sosyal medya rehberi
13 Aralık 2024
Tuhaf bir zekâ
06 Aralık 2024
Kuantum mutluluğu
29 Kasım 2024
Bayat bir fikir
Tüm Yazıları
22 Kasım 2024