Canlı türlerinin “sabit” olmadıklarını, zaman içinde evrildiklerini anlayan bilim insanları, bu değişimin nasıl gerçekleşmiş olabileceğine dair kafa yormaya başladılar. Fransız biyolog Lamarck, bireylerin yaşamları sırasında edindikleri özelliklerin yavrularına geçebileceğini, mesela halter çalışarak kaslarını güçlendiren bir kişinin torunlarının da kaslı olacağını, zürafaların boyunlarının da yüksek dallardaki meyvelere ulaşmak için kendilerini zorlayan kısa boyunlu dedelerinin çabaları sayesinde uzun olduğu fikrini ortaya attı. Bu ilginç fikir gerçeklik sınavını geçemedi: Laboratuvar farelerinin kuyruklarını kaç nesil boyunca keserseniz kesin, yavruları kuyruklu doğar; plajda ne kadar güneşlenirseniz güneşlenin, bu torunlarınızın teninin daha bronz olmasını sağlamaz. Türlerin gerçekte nasıl değiştiği hakkındaki bilgimizi Charles Darwin ile Gregor Mendel’e borçluyuz: Canlıların nasıl “inşa” edileceği bilgisi, molekülden harflerle yazılan gen “metin”lerinde kodludur. Aynı türün bireylerinin genleri tıpatıp aynı değildir. Genleri hayatta kalmak için daha uygun bedenler (mesela daha uzun boyunlu zürafalar) kurdurabilen bireylerin çocukları yaşam yarışında daha avantajlıdırlar; böylece diğer genlerin soyu tükenir, bir süre sonra ortada sadece uzun boyunlular kalır.
11.06.2021 04:30
Marksist bitkiler
Tuhaf bir zekâ
06 Aralık 2024
Kuantum mutluluğu
29 Kasım 2024
Bayat bir fikir
22 Kasım 2024
Bir insanlık öncüsü
15 Kasım 2024
Kopan zincir
Tüm Yazıları
08 Kasım 2024