30 Haziran 2025, Pazartesi
Abone Ol Giriş yap
Advertisement
Advertisement
17.09.2021 04:30
email [#52C1F5] Created with Sketch. Her gün aynı saatte, en önemli gelişmeler e-posta kutunda! Şimdi ücretsiz üye ol, gündemi kaçırma!
email [#52C1F5] Created with Sketch. Her gün aynı saatte, en önemli gelişmeler e-posta kutunda! Şimdi ücretsiz üye ol, gündemi kaçırma!

Mesaj

A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Kamuoyunda Kozmos belgeseli ve kitaplarıyla bilimi kitlelere mal etmeye çalışan büyük bir iletişimci veya Jodie Foster’ın başrolünü oynadığı Mesaj filmini doğuran romanın yazarı olarak tanınan Carl Sagan, bunlardan çok daha fazlasıydı. Önemli bir gökbilimci, astrofizikçi ve astrobiyologdu. Venüs gezegeninin yüzey sıcaklığının vaktiyle sanıldığı gibi “tropik” düzeyde değil, düpedüz cehennem seviyesinde (400 derecenin üstünde) olduğunu (henüz uzay araçları gezegene ulaşmadan) hesaplamayı başaran da, Satürn’ün uydusu Titan’da göllerin, Jüpiter’in uydusu Europa’da da sudan oluşan bir yeraltı okyanusunun olduğunu akıl eden de, hayatın yapıtaşları olan aminoasitlerin temel kimyasal maddelerden radyasyonla elde edilebileceğini kanıtlayarak uzayda başka yerlerde canlıların bulunabileceği tezine dayanak sağlayan da oydu. Dünyamıza evren ölçeğinde bakıp sorunlarımızı “küresel” bir yaklaşımla çözmemiz gerektiğini anlamış bir d üşünür olan Sagan’ın Venüs cehenneminin sebebi olarak saptadığı “sera etkisi”nin gezegenimizde de insan kaynaklı bir iklim değişikliğine yol açacağı, bu konuda önlem almak için “kazaen içlerine doğduğumuz kuşak ve siyaset gruplarına olan bağlılığımızı aşmamız” yolundaki uyarılarına kulak asılmadı. (1985’te ABD parlamentosunda “Hepimiz aynı seradayız” cümlesiyle bitirdiği konuşmasının kaydını bulup izlemenizi öneririm.) Sonucu görüyoruz. Sagan, bilimle uğraşacak kişilerde olması gereken birçok özelliği, kıvrak bir zekâyı, zengin bir hayal gücünü, bildiğini sandıklarına “iman” boyutunda saplanmayıp onları sürekli gerçek dünyadan gelen verilerle sınama duyarlılığını, öte yandan bu kuşkuculuğu abartarak her saçmalığa atlamama, “olağanüstü iddialara inanmak için olağanüstü kanıtlar talep etme” özenini bir arada bulunduran bir eleştirel düşünce deviydi. Uzayda yaşamın var olması, uzaylılarla iletişim kurabilmemiz onu çok mutlu ederdi ama “gerçek” ile “dilek” arasındaki fark önemliydi: Mars yüzeyinde gözlenen renk değişimlerinin bitki örtüsünden değil toz fırtınalarından kaynaklandığını ortaya çıkararak, desteksiz atışta aşı karşıtlarından farkları olmayan UFO meraklılarının tutarsızlıklarını göstererek henüz gerçek uzaylılarla karşılaşmadığımızı vurgulamak da ona düştü.

Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL Aboneyseniz üye girişi yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim

Hesap oluşturun

veya
Zaten üye misiniz? Üye girişi yapın

* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.

Kuantum ispatlar
27 Haziran 2025
Survivor Boğaziçi
20 Haziran 2025
Yapay zekada bu hafta
13 Haziran 2025
Yararlı dersler
06 Haziran 2025
Doğal ve yapay beyinler
30 Mayıs 2025
Tüm Yazıları