29 Mart 2024, Cuma
05.03.2021 06:00

Kırmızı halı ölmedi yaşıyor

78’inci Altın Küre ödülleri hibrid bir törenle New York ve Los Angeles’tan dijital bağlantılarla gerçekleşmesine ve tam bir kırmızı halı geçişi olmamasına rağmen, yıldızlar pandemiye inat Hollywood ihtişamını yaşattılar. Kimi dünyanın başka köşelerindeki otel odalarından saat farklarına rağmen hazır ve nazır yayına bağlandı, kimi de görkemli kıyafetlerini gösterdikleri fotoğraf çekimlerini yeni dünyanın kırmızı halısı instagramda yayınladı

Altın Küre ile başlayan ve Oscar töreni ile sona eren Amerikan ödül sezonu ve kırmızı halı fenomeni, lüks markalar için en güçlü pazarlama stratejileri arasında yer alıyor. Bu tip yüksek oktanlı organizasyonların kaşesi markalar için oldukça önemli, çünkü markaların kendi imajlarını, hikayelerini ve mesajlarını tüketiciye anlatabilmek için kültürel noktalara dokunmaya ihtiyaçları var. Tüketici de bir reklam kampanyasında gördüğü elbiseden ziyade beğendiği bir yıldız aktörün üzerinde kırmızı halıda gördüğü elbiseyi ve markayı daha cazip buluyor. Törene katılan yıldızların hangi marka ve tasarımcı ile kırmızı halıda arz-ı endam edecekleri, ünlü Hollywood stilistleri tarafından aylar öncesinden başlayan hazırlıklarla gerçekleşiyor. Aktörler kimi zaman elçisi ve yüzü oldukları markaları kampanya anlaşmaları çerçevesinde giyiyorlar, kimi zaman stilistlerinin üzerine çalıştıkları alternatifler üzerinden seçimler yapılıyor. Bu noktada da stilistlerin kendi çalıştıkları, iş birliği içerisinde ve yakın oldukları markaları önermeleri ve bağlantıları kurmaları da devreye giriyor. Ve bunca ön çalışmaya ve özene rağmen yanlış seçimler de hala olabiliyor. Yaşadığımız yeni dünyaya geçiş sürecinden midir bilinmez ama genel olarak oyuncuların eski Hollywood döneminin nostaljisini yaşatmak istedikleri gözden kaçmıyordu. Ve fakat mesaj vermenin tam da yeri olan bir organizasyonda Viola Davis dışında siyah bir tasarımcı tercih eden aktörün olmaması tıpkı jüri heyetinin tamamının beyaz olması gibi tartışıldı. Kaldı ki Harvey Weinstein ile başlayan #MeToo hareketi döneminde ödül törenine ortak karar ile siyah giyilmiş, #timeisup dillere slogan olabilmişti. Tabii aslında siyah tasarımcı tercih edilmemesinin en büyük nedenlerinden biri olarak, Black Lives Matter hareketinin de temel söylemi olan, sistematik ırkçılık sebebiyle büyük modaevlerinin başlarında beyazların hakimiyetinin olması da var.

Regina King
Regina King
Aday olan üç kadın yönetmenden biri olan Regina King, Louis Vuitton imzalı, yapımı 350 saat süren gümüş ve altın rengi payet işlemeli modern bir sütun elbise ile gecenin parlayanları arasındaydı. ‘Pieces of a Woman’ filmiyle aday olan Vanessa Kirby, boyundan bağlı siyah Gucci elbisesi ve Cartier mücevherleriyle minimal ve elegan şıklığı tercih edenler arasındaydı. Sarah Paulson, ‘Ratched’ dizisinin dönemini kırmızı halıya taşıyarak, 1950’ler silüetindeki Prada elbisesi ile Hollywood nostaljik şıklığını modernize edenler arasındaydı. Kırık kolundaki alçıyı da Prada dokunuşuyla başarıyla aksesuarlaştırmıştı. The Crown’un 4.sezonundaki Prenses Diana rolüyle ‘TV serisi drama’ dalında en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Emma Louise Corrin, ikonik pandomim karakteri Pierrot’dan ilhamla hazırlanan Miu Miu elbisesiyle ve Cartier mücevherleriyle avangard ve androjen şıklık yaratmış, fotoğraf çekimi için Pierrot’nun tek gözyaşı damlası makyajını da unutmamış. Tiffany Haddish metal parçalı işlemeli özel dikim straplez Alberta Ferretti elbisesi ve Messika mücevherlerini platin sarı yaptığı saçıyla kombinleyerek dinamik bir şıklık yakalamış. Haddish’in stilisti Anya Taylor-Joy’un da stilisti olan Law Roach.
Tiffany Haddish
Tiffany Haddish
‘Ma Rainey’s Black Bottom’ filmiyle aday olan Vioala Davis, Afrikan Ankara desenli kumaştan Claude Kameni tasarımlı bir elbiseyle katıldığı gecede, şıklığının yanında siyah tasarımcıları destekleme örneği de göstermiş oldu.  Elle Fanning, Hollywood asilzadelerini anımsatan buz mavisi saten Gucci elbisesiyle ‘The Great’ dizisindeki Catherine karakterini de selamlayan bir zariflik yakalamış. Queen’s Gambit’teki rolüyle ‘mini-seri’ dalında en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Anya Taylor-Joy, Dior Couture elbisesi ve Tiffany&Co mücevherleri ile gecenin şıkları arasındaydı. Bu elbiseyle Taylor-Joy, Jane Austen’in 1815 romanının film uyarlaması olan ‘Emma’ ve bir 60’lar dönem draması olan ‘Queen’s Gambit’ filmlerindeki karakterlerinden de esintiler taşıyordu. The United States vs Billie Holiday filmiyle drama dalında en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Andra Day, geçtiğimiz Paris Couture haftasındaki Chanel defilesinden bir elbiseyle hem Billie Holiday’in dönem ihtişamını hem de Chanel’in modernliğini müthiş taşımış.